Darbe senaryoları yazan yandaşlar neden ifadeye çağrılmıyor?
İktidar medyasında hemen her gün bir darbe senaryosu yazılıp çiziliyor ancak ne bir soruşturma var ne de senaryoları yazanların bilgisine başvuruluyor. CHP'li Erdoğan Toprak bu duruma dikkat çekti.
CHP Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Erdoğan Toprak bir değerlendirme raporu yayımlayarak son dönem siyasi gelişmelere dair açıklamalarda bulundu.
İktidara yakın medyada her gün işlenen darbe senaryoarına dikkat çeken Erdoğan Toprak, bu konuda iktidarın suskun kaldığını belirtetek savcılıkların neden soruşturma başlatmadığını sordu.
Erdoğan Torapk'ın değerlendirme raporunda konuya dair yer alan ifadeler şöyle:
İktidarın ülke gündemine yeni bir darbe tehdidi tartışmasını taşımaya çalışması, kendisini mağdur gösterme amacıyla medyası eliyle kamuoyuna pazarlamaya çalıştığı bir gündem değiştirme senaryosudur!
İktidar, kontrolündeki medyası ve biatçı yazarları eliyle kendisine yönelik yeni bir darbe tezgâhlandığını kamuoyuna pazarlama çabasında! İki ay önce Pentagon’un talebiyle Rand Corporation tarafından hazırlanan Türkiye Raporu’nda yer verilen yeni darbe planlarıyla ilgili senaryonun son bir haftadan bu yana iktidar medyasında gündem oluşturması oldukça manidar görünüyor. Söz konusu ABD raporda ordu orta yönetim kadrolarının TSK üst yönetiminden, komuta kademesinden rahatsız oldukları ileri sürülerek bir darbe ihtimalinin varlığı iddia edilmektedir. İktidar medyası, bu iddiaları sayfalarına taşıyıp, muhalefeti de işin içine katmaya gayret edercesine kaleme aldığı darbe senaryolarıyla algı operasyonu yürütmeye, iktidarın darbe tehdidi altında olduğu kanısını yaymaya çalışmaktadır.
İlginç olan;
* İktidarın kendi medyasında kendisine dönük bir darbe hazırlığı ile ilgili yazılan yazılara karşı sergilediği suskunluk!
* İktidara bağlı Cumhuriyet savcılarının bu darbe iddialarını yazan-çizen hatta kimileri bazı ayrıntılara dahi yer veren gazetelere, yazarlara yönelik re’sen bir inceleme ya da soruşturma açmaması!
* Bu yazar, muhabir ve yayın yönetmenlerini ellerindeki bilgi, belge ve bulgularla ilgili ifadeye çağırmaması!
15 Temmuz Darbe Teşebbüsü’nden sonra KHK’larla tüm devleti, orduyu, yargıyı, emniyeti, istihbaratı (MİT) yeniden yapılandırarak kendi kontrolüne alan iktidarın kendisine yönelik bir darbe hazırlığı iddiasından bihaber olması imkânsızdır. Hangi amaçla yapılıyor olursa olsun bu oldukça tehlikeli, ne bu senaryoyu yazanlara ne pazarlayanlara ne de buradan algıyla siyasi mağduriyet ve iktidar erozyonunu durdurma hesabıyla siyasi medet umanlara yarar sağlamaz.
Bu tablo, Kanal İstanbul, İş Bankası’na el koyma gibi yeniden ısıtılıp piyasaya sürülen gündem değiştirme hamlelerinden umduğunu bulamayınca, dört yıl önceki başarısız hain darbe teşebbüsüne atıfla kendisini yeni bir darbe ihtimalinin hedefi ve mağduru gösterme çabasındaki iktidarın tükendiğinin, inandırıcılıkta dibe vurduğunun en somut halidir.
15 Temmuz Darbe Teşebbüsü’nü eniştesinden öğrenen Cumhurbaşkanının, kendisine bağlı MİT Müsteşarı’na darbe gecesi boyunca ulaşamayan dönemin Başbakanının bu beyanları ortada iken, şimdi aleni şekilde gazetelere yansıyan darbe hazırlıkları ve hedefin doğrudan kendileri olduğu iddialarını hemen ciddiye alıp, tüm kurumları teyakkuza geçirmemeleri düşünülemez!
İktidar medyasının ve yazarlarının eş zamanlı olarak tek merkezden yönlendirildiği anlaşılan bu iddialar, iktidar eliyle yazılıp iktidar medyası aracılığıyla kamuoyuna pazarlanmaya çalışılan bir algı kampanyasının ve buna bağlı olarak da iktidar açısından bir mağduriyet senaryosunun varlığını işaret etmektedir!