Davutoğlu: Bu hukuken bir suçtur, buna imza atan herkesi şimdiden uyarıyorum

Abone ol

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlarda erken seçimin bir zaruret olduğunu da ifade etti.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Kanal İstanbul Projesi’nin sadece bir doğa cinayeti değil aynı zamanda bir hukuk cinayeti olduğunu söyledi. Davutoğlu, Türkiye’nin içinde bulunduğu şartlarda erken seçimin bir zaruret olduğunu da ifade etti.

İl kongresi nedeniyle Yalova’ya gelen Davutoğlu, sabah kahvaltısında gazetecilerle bir araya geldi. Ülke gündemine ilişkin açıklamalarda bulunan Davutoğlu, son dönemde Marmara Denizi’nde yaşanan deniz salyası (müsilaj) sorununa ilişkin, “Aslında tam da Kanal İstanbul projesinin gündeme geldiği günlerde ve Cumhurbaşkanının ‘inadına Kanal İstanbul’u yapacağız’ dediği günlerde bu felaketi Marmara’da yaşıyor olmamızı doğanın bir isyanı, Allah’ın bir uyarısı olarak almamız lazım” yorumunu yaptı.

“SON DÖNEMDE EN SEVDİĞİ KELİME: İNADINA”

“Bu kadar iç ve dış dalgalarla, alt üst akıntılarla zaten her an bir çevre kirliliğinin müsait olduğu, sanayileşmenin çok yoğun olduğu bir iç denizde bir de Kanal İstanbul’u inşa etmek cinayettir” diyen Davutoğlu, şunları söyledi:

“Son dönemde sayın cumhurbaşkanının en sevdiği kelime, ‘inadına’ kelimesi. Milletin sesini dinlemeden, halkın uyarılarını dinlemeden, doğanın ve çevrenin isyanını dinlemeden inadına doğayla ve insanla savaşan bir zihniyetle karşı karşıyayız. ‘Haziran ayı içinde temel atacağız, kazmayı vuracağız’ demek sadece bir doğa cinayeti değil bir hukuk cinayetidir.

Hangi yapım ihalesi yapıldı da bugün temel atma aşamasına gelindi. Daha önce yapılan deplase ihalesini yeniden ihale açmadan, mahiyetini değiştirmeden bir köprü ihalesine çevirmişler. Bu hukuken bir suçtur. Bütün bürokratları, buna imza atan herkesi şimdiden uyarıyorum.

Yapacak firmayı da uyarıyorum. ‘İnadına Kanal İstanbul başlatıyoruz’ diyerek, Türkiye’nin mafya, siyaset, medya üçgenindeki gündemi değiştirmek için Cumhurbaşkanının yaptığı hamle, ileride bunun muhatabı olacak bürokratları, şirketi zora sokacak bir hamledir. Yeniden yapım ihalesi yapılması lazım.”

“CUMHURBAŞKANI FAİZ-KUR-ENFLASYON DENKLEMİNİ ANLAYABİLMİŞ DEĞİL”

Gelecek Partisi Lideri Davutoğlu, ekonomiyle ilgili yaptığı değerlendirmede ise yüksek faizin nedeninin görevdeki iktidar olduğunu söyledi. Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı hala faiz-kur-enflasyon denklemini, basit bir ekonomik denklemi anlayabilmiş değil. Üniversite birinci sınıf öğrencisi bunu bilir. Ama Cumhurbaşkanı faizleri düşürünce enflasyonu düşüreceğini zannediyor. Ama faizleri düşürdüğünde kurun fırlayacağını, bunun enflasyonu çok yukarı çıkartacağını düşünmüyor. Burada akılcı bir politikayla enflasyonu aşağı indirip faizi onla birlikte düşürüp kuru kontrol altında tutmak gerekir” diye konuştu.

“DÜNYANIN EN PAHALI TELEVİZYON PROGRAMI”

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın TRT’de katıldığı televizyon programının dünyanın en pahalı televizyonu programı olduğunu ifade eden Davutoğlu, şöyle devam etti:

“Neye mal oldu o iki saatlik program? Cumhurbaşkanı için belki bir rehabilitasyon oldu ama gündemdeki hiçbir soruya cevap vermedi. Sedat Peker’in iddiaları sanki dünyada yok. Bütün dünya bunu konuşuyor ama Cumhurbaşkanı bunu görmüyor. Venezuela’da da bu konuşuluyor. Cumhurbaşkanının gündeminde bu yok. Eğer bir siyasi lider gündemden kaçıyorsa artık onun yönetme kabiliyeti kalmamış demektir.

Söylediği sözler dolayısıyla iki saatlik program sonrasında Türk lirası 20 kuruş değer kaybetti, dolar karşısında. 450 milyar dolar dış borcu olan Türkiye için dış borcunun 90 milyar dolar artması demek bu. Bu kadar pahalı bir televizyon programı olmamıştır. Dünyanın en pahalı televizyon programını yaptı.”

“SOYLU’NUN ARKASINDA DURACAKSA İLK GÜN DURMALIYDI”

Suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarına ilişkin de yorumlarda bulunan Ahmet Davutoğlu, “Kabine bakanları arasında sert bir mücadele yürüyor, herkes bir diğerini neredeyse üstü örtülü tehdit ediyor” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sedat Peker oturduğu yerden Türkiye’nin beklediği bir program var. Ve Cumhurbaşkanı bunlarla ilgili 25 gün sustu, sonunda İçişleri Bakanı’na sahip çıktı ama niye sahip çıktığını söylemedi. İçişleri Bakanı ise kendisinden önceki bakanları; Efkan Ala’yı, Selami Altınok’u, Muammer Güler’i ve kendisinin eski kadim arkadaşı Mehmet Ağar’ı açık bir şekilde itham etti.

Diğerleri senin bakanın değil miydi? Onlar sana hizmet etmediler mi? Süleyman Soylu’nun arkasında neden duruyor? Duracaksa ilk gün durmalıydı. Sedat Peker, Süleyman Soylu’yu itham ettiği ilk gün arkasında durmalıydı. Dikkat edin, savunurken de ‘söylenenler yalandır, yanlıştır’ demiyor. Bütün bunların soruşturulması lazım. TBMM araştırma ve soruşturma komisyonu derhal kurulmalı. Aynen Susurluk’ta olduğu gibi.

Derhal bir hukuki soruşturma başlatılması lazım. Hukuki soruşturmanın selameti için içişleri bakanı ve ilgili kişilerin görevlerinden geçici bir şekilde ayrılmaları lazım. Aklanırsa getirirler. Onurla geri gelirler. Devleti bu çetelerden temizleyecek kapsamlı bir temiz eller operasyonu yapılmalı.”

“SAYIN BAHÇELİ’NİN SÖZLERİNE BAKMAYIN”

Davutoğlu, erken seçim iddialarıyla ilgili gelen soruya da şöyle yanıt verdi:

“Bu şartlarda erken seçim bir zarurettir. Biz yeni bir parti olarak seçimin zamanında yapılmasını ve daha iyi hazırlanmayı isteyebiliriz. Ama Türkiye’nin menfaatleri açısından seçim şarttır. Türkiye iki kutba ayrılmış, bir soğuk savaş ortamına sokulmamalıdır. Kutuplaşmayı engellemek üzere biz yola çıktık. Şartlanmış bir şekilde şu veya bu ittifak diye düşünmemek lazım.

Muhalefette bir ittifak demek iktidardaki ittifakın kalıcı olduğunu iddia etmek demek. Sayın Bahçeli’nin sözlerine bakmayın siz. 2001 yılında, 2002 yılında erken seçim yok dedi defalarca. Yazın ortasında erken seçim şart dedi. Kasım’da Türkiye seçime gitti. Şimdi bu yazın ortasında ‘Artık bu yükü taşıyamıyoruz.

Erken seçime gidilmesi lazım’ derse Cumhurbaşkanı ne yapabilecek? İsterse gitmeyebilir ama mecliste çoğunluğu kaybedip topal ördek konumuna düşebilir, siyasi tabirle. Cumhur İttifakını mutlak kabul edip, onu mutlak kabul ettikten sonra diğer ittifakları oluşturmak doğru değil.”

“İLK SEÇİM HEYECANI AFYONKARAHİSAR’DA”

Parti olarak ilk seçime Afyon’da gireceklerini ifade eden Davutoğlu, partisinin oy oranlarıyla ilgili yapılan anketlere ilişkin bir soruya ise “Anketler seçim ortamlarında ve korku ikliminin olmadığı yerlerde objektif sonuçlar verir. Sadece benim bir tweetimi beğenmiş olmak dolayısıyla bir memur Van’dan Kars’a sürüldü biliyor musunuz? Sadece beğeni atmış.

Bu şartlarda hangi anket? Telefonla açacak birisi Gelecek Partisi’ne oy veriyorum diyecek. En emin yol; AK Parti’ye, MHP’ye veya mecliste grubu olduğu için, belli bölgelerde avantajlı olduğu için CHP’ye demesi doğaldır. Dolayısıyla o anketi seçimde göreceğiz” diye yanıt verdi.

SİNANPAŞA GÜNEY’DE PAZAR GÜNÜ SEÇİM VAR

Resmi Gazete’de yayımlanan kararla yedi yıl aradan sonra köy statüsünden belde statüsüne dönüştürülen Afyonkarahisar’ın Sinanpaşa ilçesine bağlı Güney Beldesi’nde, Pazar günü (6 Haziran) belediye başkanlığı seçimi yapılacak. Aynı gün yurdun farklı yerlerinde de herhangi bir nedenle boşalmış olan köy ve mahalle muhtarlıkları ile ihtiyar meclisi/heyeti seçimleri de yapılacak.

Ali Babacan'dan Erdoğan'a: Görevini yavaş yavaş artık teslim etmeye hazırlanmalı Siyaset '128 milyar dolar nerede?' afişlerinin ardından olay yaratacak yeni pankart! CHP'li vekil kendi elleriyle astı Siyaset Yargıtay'a taşınmıştı! Torbalı'daki seçimle ilgili mahkemeden karar çıktı Siyaset CHP'li Salıcı'dan seçim mesajı: CHP'ye oy vermeyen vatandaşlarımız da gördüler Siyaset