Davutoğlu: Tek bir yüksek profil için düşük profilli bakanlar isteniyor
Gelecek Partisi lideri Davutoğlu, Süleyman Soylu’nun istifa sürecine ilişkin, “Sayın bakanın, sorumluluğu üstüne alarak ama kararı Sayın Cumhurbaşkanı'nın verdiğini söyleyerek bir yönetim krizinde olduğumuzu göstermiştir” dedi.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Prof.Dr. Ahmet Davutoğlu, sosyal medya hesabından gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını tedbirleri kapsamında, geçen cuma günü ilan edilen 2 günlük sokağa çıkma yasağına ilişkin açıklamalarda bulunan Ahmet Davutoğlu, “Son 2 gün içinde yaşanan krizden sonra hepimizin değerlendirme yapması gerekir. En çok da bu değerlendirmeyi yapması gerekenler yönetimde olan kişilerdir” dedi.
"Bu hatayla ilgili hespa sürecinin işlemesi lazım"
Sokağa çıkma yasağı kararının açıklandığı saatin krize neden olduğu vurgulayan Davutoğlu sözlerini söyle sürdürdü:
Zaten tüm dünyayı kasıp kavuran bir koronavirüs krizinin içinden geçerken, bunu engellemek için yapılan sokağa çıkma yasağı başlı başına kriz olmuştur. Bunun üzerinden bir bakanın istifasına giden süreçte de bir kriz yaşandı. Sokağa çıkma yasağı doğru bir karardır. Hatta hafta sonu ile sınırlı kalmamalıdır. Ama geçtiğimiz cuma günü olduğu gibi son derece yanlış bir zamanlama ve yanlış bir yöntemle sokağa çıkma yasağı uygulamak zarar getirir. Bu hatanın sonuçları göz ardı edilemez ve bu hatayla ilgili hesap sürecinin işlemesi lazım. Süleyman Soylu’nun ‘Sadece 250 kişi sokağa çıktı’ demesi olayın büyütülmemesini ima etmesi doğru bir karar değildir.
Davutoğlu ayrıca alınan kararlarda etki analizinin hesap edilmesini ve dar bir kadroyla değil tüm bakanlıkların koordinasyonuyla kararlar alınması gerektiğini vurguladı.
“Bu durum yönetim krizinde olduğumuzu göstermiştir”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun kabul edilmeyen istifa sürecini de değerlendiren Davutoğlu, “Sayın İçişleri Bakanı'nın, sorumluluğu üstüne alması ama kararı Sayın Cumhurbaşkanı'nın verdiğini söylemesi bir yönetim krizinde olduğumuzu göstermiştir” dedi.
Bu durumun artık sadece bir krizi yönetme meselesi değil, devleti yönetme meselesi olduğunu vurgulayan Davutoğlu, Türkiye'de ve dünyada böylesi bir istifa sürecinin ve istifanın kabul edilmemesinin bir ilk olduğunu ifade etti.
“Düşük profilli bakanlar istenmektedir”
Davutoğlu, kurumlar ve makamlar arası iletişimsizlik ve güven sorunu olduğunu belirterek, “Bir kararı kim alıyor, hesabı kim verecek, sonuçlarına kim katlanacak, belli değildir. Yanlış karar sonrası sorumluluk kime ait olarak belli değildir” ifadelerini kullandı.
Davutoğlu ayrıca, “Muhtemeldir ki bugün makamlar arası iletişimde ciddi bir sıkıntı yaşanmaktadır. Böyle bir karar alınmadan Cumhurbaşkanı'na koordine olunmaması kabul edilebilir değildir” dedi.
Davutoğlu şunları kaydetti:
Makamların içi boşaltılmıştır. Türkiye 'de önemli kararlar Bakanlar tarafından değil, dar bir kadro tarafından veriliyor. Bunun sebebi şudur; Türkiye'de maalesef son 4 yıl içinde başbakanlıktan ayrılırken kullanılan ifadeyi üzülerek kullanmak zorunda kalıyorum. Düşük profilli bakanlar istenmektedir. Göze batmayan devlet yöneticileri istenmektedir. Tek bir yüksek profil olması ve herkesin onun prestiji için çalışması istenmektedir. Türkiye’deki bakanlıklar düşük profille yönetilecek makamlar değildir.
“Soylu’nun hatayı kabul etmesi bir erdemdir”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 'nun istifa etmesi, hatayı kabul etmesi bir erdem olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Ancak yaptığı açıklamalar, hatanın kimde olduğunu göstermiştir. Şu anda devleti yönetme sürecinde bulunan herkesin, makamlarda yüksek profilli şahsiyetler bulundurarak devleti yönetme sorumluluğu vardır” dedi.
“Bakanlar arasında ciddi bir rekabet vardır”
Yeni hükümet sistemiyle birlikte bakanlıklar arasında istenilmeyen rekabetler görüldüğü ifaden eden Davutoğlu şunları kaydetti:
Bazı bakanlarımızın kripto FETÖ unsularına yaptıkları atıflar, bakanların birbirine omuz atmaları sonra bunu telafi etmek için birbirlerine samimiyet gösterilerinde bulunmaları ve şimdi de Süleyman Soylu’nun son istifa sürecinde yaşananlar, devletin bakanlıklar arası rekabetle yürütülecek bir devlet değildir. Devletin en üst kademesinde yakın akraba ilişkilerinin olması, bakanlar arası ilişkilerinin de doğasını bozuyor. Bazı bakanlar üstün görülüyorsa orada bir ekip çalışmasının ortaya çıkması mümkün değildir.