Davutoğlucuların hedefinde Berat Albayrak var

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun danışmanı, ekonomist İbrahim Turan twitter hesabından dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Yetki devri yaşandığına vurgu yapan Turan, bir ilk yaşandığını söyleyerek, "TBMM’nin işini teknik bakışla bağımsız yapması için yetki verdiği bir bağımsız kurul, yönetmelikle yetkisini fiilen Hazine-Maliye Bakanına ve Cumhurbaşkanlığı Bütçe Başkanlığına devrediyor" ifadelerini kullandı.

“Bundan böyle ne olursa olsun artık şaşırmayacağım diyorum ama bu yönetim anlayışı her seferinde kendisini aşmayı ve bizi hayretlere düşürmeyi başarıyor” dediği tweetlerinde Turan, ekonomi yönetiminin aldığı kararların ülkeyi götürdüğü noktaya işaret ederek Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı eleştirdi.

“2001’de Türkiye tarihinin en büyük bankacılık krizini yaşadı. Ekonomi küçüldü, II. Dünya Savaşı sonrası dönemin en korkunç daralması yaşandı. Mili gelir 10 yıl önceki seviyesine geriledi. IMF’den ek dış borçlanma mecburiyeti doğdu. Dış borç milli gelirin %56,5’ine çıktı” diyen İbrahim Turan şu açıklamalarda bulundu;

“İç borçlar bir yılda 4 kat arttı ve batan bankaların doğurduğu maliyet sebebiyle faizler arttı. Öyle ki ülkede herkesin kazandığı her 100 TL gelirin 20 TL’si devletin borç faizlerine gidiyordu.

İşsizlik arttı, üretim düşüşleri, iflaslar yaşandı. Ekonominin rekabet gücü azaldı.

Bankacılık sektörü ve kamu kesimi açıklarının yol açtığı krizin;

Sadece milli gelir düşüşü ve borç stokundaki artış yoluyla 2001 yılında Türkiye’ye yüklediği ekonomik maliyet 129 milyar dolardı.

Bu yük, nüfusa (14,5 milyon haneye) bölündüğünde aile başına 9 bin dolar düşüyordu.

Yaşananların altında yatan etken bankacılığa ilişkin düzenleme ve denetiminin siyasi amaçlar için kullanılmasıydı.

Hükümet yandaşı olan sermaye gruplarına, gerekli şartları taşımasa da bankalardan kredi verilmesi için baskı yapıyor, kamu bankalarını bu amaçla kullanıyordu.

BDDK BAĞIMSIZ BİR KAMU OTORİTESİ OLDU

Bunların bir daha yaşanmaması için bankacılıkta yapısal reform yapıldı.

BDDK teknik alanda bağımsız bir kamu otoritesi oldu.

Hâlâ yürürlükteki yasa şöyle:

MADDE 82 - Kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu kurulmuştur.

Kurum, bu Kanunla ve mevzuatla kendisine verilen düzenleme ve denetlemeyle ilgili görev ve yetkileri kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak yerine getirir ve kullanır.

Kurumun kararları yerindelik denetimine tâbi tutulamaz.

‘Hiçbir organ, makam, merci veya kişi Kurumun kararlarını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.’

Bu sayede Türkiye krizin yaralarını sardı. 2008 Küresel krizini az hasarla atlattı ve hızlı biçimde toparlandı. Bankacılık sektörü yakın zamana kadar güçlü çapa işlevi gördü

CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ YETKİLERİ TEK ELDE TOPLADI

Son dönemde bütün yetkiyi tek elde toplayan Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde, bağımsız kamu otoritelerinin bağımsızlıklarının yok edildiğine, yetkilerinin işlevsiz kılındığına şahit oluyoruz.

Hazine-Maliye Bakanının BDDK’ya, hatta bankalara sözlü talimat verdiği konuşuluyor.

Geçtiğimiz günlerde (3 Ocak) bu alanda yeni ve endişe verici bir gelişme daha yaşandı. Piyasalarda güven ve istikrarın sağlanması, kredi sisteminin etkin ve güvenli şekilde çalışması için bankalarca verilen kredilere ilişkin usul ve esasları düzenleyen yönetmelik değiştirildi.

MECLİS'İN YETKİSİ MALİYE BAKANI'NA DEVREDİLİYOR

Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğe şu ifade eklenmiş:

Kurul; Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığının görüşünü alarak, bu maddede yer alan sınırlamaları değiştirmeye veya bu konuda ilave sınırlamalar getirmeye yetkilidir.

Böylece sanırım bir ilk yaşanmış oluyor. Milli iradeyi temsil eden TBMM’nin işini teknik bakışla bağımsız yapması için yetki verdiği bir bağımsız kurul, yönetmelikle yetkisini fiilen Hazine-Maliye Bakanına ve Cumhurbaşkanlığı Bütçe Başkanlığına devrediyor.”