'Demirören Grubu devletten bir şey istiyor'
Hürriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Mehmet Soysal bir süre önce yaptığı açıklama ile, 'her önüne geleni medya sahibi olmak'la suçlamış, internet sitelerine tepkisini dile getirmiş, bir yandan da okura ve gazetecilere kızmıştı.
Bu konuyu 23 Kasım tarihli köşesinde gündemine alan Gazeteduvar yazarı Ali Duran Topuz, "Anlaşılan, Demirören grubunun “siyasetten ve devletten” bir isteği var" yorumunu yaptıktan sonra, Soysal'ın eleştirilerinin bir kısmına hak vermekle birlikte, genel çerçevesi itibariyle açıklamayı eleştiriyor.
Soysal'ın, "Paranın efendileri ajansları üzerinden medyayı dizayn ediyor" sözlerine katılan Topuz, ironik bir dille Soysal'ın, "Medyanın, olması gereken yeri terk ederken olmaması gereken yerde durmaya ısrar ettiği" sözlerini de onaylıyor ancak bu hale gelişin sorumlusunun da yine şikayet eden kişi ve kurumlar olduğu imasında bulunarak.
Topuz, Soysal'ın kendi kurumları içindeki olayları İnternet sitelerine 'ihbar ettiği' görüşünü dillendirdiğini ve haber sitelerini medyadan saymadığı gerçeğine de dikkat çektikten sonra şöyle devam ediyor:
“Emekçi hakları'nı bu kadar gözeten bir medya yöneticisi her gazetecinin hayalidir. Fakat, devamında iki yere kızıyor: Bir, kes kopyala yapıştırcı sosyal medya korsanlarına ve bir de 'internet medyası'na. Korsan korsan olarak kızılıyor da internet medyası? Kes, kopyala yapışır yapana korsan dediğimize göre, bir korsanlar var bir de “internet siteleri.” Şunu anlıyoruz ama: Emekçi hakları derken, emekçinin ürettiği teliften çok, o telif işi tepe tepe kullanan şirketin çıkarlarını diyor. Aynı grup içinde bir mecrada istihdam edilen gazetecinin bir işini diğer mecralarında bedava kullanıyor oluşu değil derdi, misal. 'Hak'ların tuhaf yer değiştirmesi dönemin en önemli özelliği.
Bir de öneri: 'Geleneksel medya kuruluşları ve yönetimleri bir araya gelerek, stratejik ortak kararlar almaya başlamalı.' Hangileri, “kronik muhalif” olanlar mı yoksa toplantılarına iktidar üyeleri katılanlar mı? Hepsi birden mi?"
Topuz, Soysal'ın açıklamalarından yola çıkarak, Demirören grubunun devlet ve siyasetten bir şey istediğin kanısına varıyor ve ekliyor:
Devamdaki cümle: “Güç sahibi olmak, yerelde siyaseti dizayn etmek uğruna elde edilen bu güç pozisyonları aslında siyaseti ve devleti terörize ediyor…”
Her önüne gelenin medya sahibi olmaya çalışması, “serbest rekabet”ten yararlanmak istemesi mi “siyaseti ve devleti terörize ediyor” acaba? Ve “çok küçük maddi risk”ler neye göre küçük? Elbette, Demirören’in devasa gücü karşısında örneğin Sözcü, örneğin Cumhuriyet, örneğin Evrensel, örneğin Birgün, örneğin Karar filan “küçük” sayılacak “maddi riskler” görünebilir amiral gemisinde otururken, fakat bundan size ne? Belli bir ekonomik gücü olmayan piyasaya girmesin demek için lafı bu kadar dolandırmak gerekli miydi? Alınacak maddi riskin boyutuna göre siyasal bir karar, yani kanun kararname filan istemeyen biri böyle bir cümleyi niye kurar?
Okura, internet sitelerine, reklam verene, hasılı medyaya giren “küçük” dediği sermayelere vs. ilişkin bir şey istiyor."
Yazıyı Gazete Duvar'da okumak için TIKLAYIN