Deniz Zeyrek yazdı: İşte Erdoğan'ı dinlemek zorunda kalan çocukların en çok işittiği sözcükler...
Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkçe konuşurken yabancı kelimeleri kullananlara yönelik yaptığı eleştirilere yanıt verdi.
Sözcü yazarı Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkçe konuşurken yabancı kelimeleri kullananlara yönelik yaptığı eleştirilere yanıt verdi.
Deniz Zeyrek, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Üniversite mezunu insanlarımız bile 70-80 sene evvel yazılanları okurken zorluk çekiyor. Bu vahim tablo son yıllarda sosyal medya dili ve plaza diliyle daha da kötüleşmektedir. 'Forward etmek', 'done olmak'... Dilde müstevlilerin adeta mahkumu durumdayız" açıklamasını ilişkin olarak, "Dil sorununa dikkat çeken Erdoğan'ı dinlemek zorunda kalan çocukların en çok işittiği sözcükler fıtrat, külliyen, zillet, cibilliyet, vandal…" yorumunu yaptı.
"Sosyal medyanın ve plazaların dili kadar siyasetin diline de el atarak başlayabilir. Son 20 yıl içinde doğan, açtığı her televizyon kanalında Erdoğan'ı dinlemek zorunda kalan çocukların en çok işittiği sözcükler neler biliyor musunuz" diye soran Zeyrek şu ifadeleri kullandı:
Sizin için kökenleri ve Türkçe karşılıklarıyla birlikte aktarayım:
Fıtrat (Arapça): Yaradılış
Külliye (Arapça): Belli bir idari ekonomik kültürel ve sosyal amaca yönelik çeşitli kuruluşların toplu biçimde bir arada bulunduğu yer.
Külliyen (Arapça): Bütünüyle, tamamıyla
Manidar (Man-i Arapça, dar Farsça): Anlamlı
Cibilliyet (Arapça): Yaradılış
Lobi (Fransızca): Bazı ortak çıkarları olan grupların temsilcilerinden oluşan topluluk.
Vay pi ci: (Terör örgütü) YPG'nin İngilizce okunuşu
Ay em ef: (Uluslararası Para Fonu) IMF'nin İngilizce okunuşu
Mes'ele (Arapça): Sorun, yapılması güç iş
Çek et (İngilizce Check sözcüğü ile Türkçe et fiilinin birleşimi): Kontrol et
Daniskası: (Baltık kıyısında bir liman kenti olan Danzig'den -Gdansk- gelir). Evliya Çelebi, Almanya'dan gelen kaliteli kürk için kullanmış. Türkçe'de yaygın olarak “alası”, “en iyisi” sözcüklerinin yerine kullanılır.
Zillet (Arapça): Hor görülme, aşağılanma
Provokasyon (Fransızca): Kışkırtma, – Provokatör – Kışkırtmacı
Statüko (Latince): Mevcut durumun korunması
Vandal (Fransızca): Kamu mallarına, kültür eserlerine zarar veren kimse
Paralel (Fransızca): Aynı düzlemde ama kesişmeyen, Aynı zaman içinde yaşanan ve ortak özellikleri olan olaylar
Rabia (Arapça): Salisenin altmışta biri, dört, dördüncü
Peki, “Kitap, katip, mektup benimdir, ketebe yektübü Arabındır” sözünün Atatürk'e ait olduğunu dahi incelikle saklayacak kadar ideolojik yaklaşan ekibiyle Türkçenin önündeki sorunları çözebilir mi?
Bu alana baş koymuş bilim adamlarıyla, edebiyatçılarla siyasi süzgeçler koymadan aynı masaya oturabilir, onların siyaset dilinin dilimize verdiği zararlara dair eleştirilerine tahammül edebilir mi?
Zor dostum zor!