Depremzedelerden çifte dilekçe, Serdar Sandal'dan uyarı: Kesinlikle evinizi, arsanızı satmayın!

Abone ol

İzmirli depremzedeler, depremde hasar gören evlerinin yeniden inşası için Bayraklı Belediyesi’ne emsal artışı, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne kredi miktarının yükseltilmesi ve faizlerin düşürülmesini içeren dilekçe verdi.

İz Gazete'den Gizem Taban'ın haberine göre, İzmir’de 30 Ekim 2020 tarihinde meydana gelen ve en çok Bayraklı’yı etkileyen depremin ardından Bayraklı Belediyesi tarafından depremde hasar gören evlerin yeniden inşası sırasında aynı metrekareleriyle yapılması için düzenlenen plan notu İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne gönderilmiş ve Büyükşehir Belediye Meclisi’nde 1 Mart 2021 tarihinde oy birliğiyle kabul edilmişti.

Plan notunun kabulü sonrası tekrar ilçe belediyelerine gönderilen planlar aynı hafta içinde, Bayraklı Belediye Meclisi toplantısı sonrasında tekrar İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne gönderilmişti. Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Şehir Plancıları Odası ise mevcut plan notunun uzun vadede daha büyük zarara yol açacağını ve yeni bir plan yapılması gerektiğini belirterek söz konusu plan notunu yargıya taşıyacaklarını açıkladı. İzmir Depremzedeleri Dayanışma Derneği (İZDEDA) çatısı altında örgütlenen depremzedeler Şehir Plancıları Odası’nın itirazı sonrasında Bayraklı Belediyesi’ne gelerek emsal artış talebinde bulundu. Belediye bahçesinde gerçekleşen basın açıklamasında Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal da yer aldı. Depremzedelerin sorularını yanıtlayan Başkan Sandal yetkileri çerçevesinde üzerine düşeni yapacaklarını belirterek depremzedelere, belediyeye danışmadan evini, arsasını satmamaları ve müteahhide vermelerini söyledi. Depremzedeler adına açıklamayı yapan İZDEDA Başkanı Haydar Özkan ise Şehir Plancıları Odası’na ‘davadan vazgeçin’ çağrısı yaparken, tüm yetkilileri depremzedelerin sorunlarına bir an önce çözüm üretmek adına göreve çağırdıklarını belirtti. Basın açıklamasının ardından depremzedeler Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne giderek depremzedeler için olan konut kredisinin miktarının yükseltilmesi ve faizlerinin düşürülmesine ilişkin dilekçe verdi.

‘METREKARE KAYBININ OLMAMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ’

Vatandaşların zarar görmeden, asıl konutlarını metrekaresine göre konutlarına yerleşmesi için mücadele ettiklerini kaydeden Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Bayraklı Belediyesi olarak ilk plan notlarını gönderen biziz. Hatta ada bazlı olursa yüzde 10 imar artışının da vatandaşı rahatlatabileceğini içeren, binaların ihtiyaç duyduğu otopark ve diğer alanların da içinde olabileceği, ekonomik olarak da vatandaşı rahatlatabilecek plan notumuzu gönderdik. Ama sonuç itibarıyla hem Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hem tüm siyasi partilerin ortak kararı içinde bizim plan notumuz bize geri gönderildi. Bu işi ortak biz uzlaşıyla çözmek gerekiyordu ve Büyükşehir Belediyemiz usul ve esaslar noktasında yeni bir plan notunu meclisten geçirdi. İlçe belediyelerine tanınan süre 5 aydı, biz Bayraklı Belediyesi olarak bu kararı 5 günde geçirdik. Burada amaç vatandaşımızın mağduriyetini minimum seviyeye indirmek. Biz isteriz ki; vatandaşımız zarar görmeden, imkanlar ölçeğinde asıl konutlarının metrekaresi neyse o konutlarına bir an önce gidip yerleşsinler. Bunun kavgası ve mücadelesi içindeyiz. Ama bütün yurttaşlarımın şunu bilmesini isterim; biz bir kamu kurumuyuz. Bugün imar artışı ile ilgili talebiniz tabi ki hakkınız ancak ilgili yasanın bize ne dediği önemli. Biz bugün söz konusu dilekçelerinizin ürünü olarak bu kararları meclisimizden geçirdikten sonra Büyükşehir süreci var, Bakanlık süreci var, odaların bakış açısı var. Geldiğimiz noktada metrekarelerin korunmasıyla ilgili geçmiş yönetmelik öncesine dönülmeden bugün en azından metrekare kaybının olmamasıyla ilgili bir çalışma içerisine girdik” diye konuştu.

‘BANKAYLA GÖRÜŞMELERİ BİTİRMEK ÜZEREYİZ’

Kredi konusuyla ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Sandal, “İş Bankası ile görüşmeleri bitirmek üzereyiz. Nice geciktiniz diyebilirsiniz. Plan notları netleşmeden, itiraz süreci bitmeden yapacağınız her iş askıda kalır. İş Bankası’ndan isteğimiz; kredi faizini mevzuatı ve yasal sınırlar içerisinde çekebilecekleri alt limit nedir ve vadenin en uzun nasıl şekilleneceği ile ilgili…. Bakanlık tarafından depremle ilgili verilecek kredi 200 bin lira ama bu birçok yerde yetmeyebilir. Onun üzerindeki kredi limitinin de doğru ayarlanması lazım. Önümüzdeki hafta bir basın açıklamasıyla tüm bunları yurttaşlarımıza anlatacağız” dedi.

‘ÜCRETSİZ MÜŞAVİRLİK DESTEĞİ’

Dönüşüm sürecinde depremzedelere, ücretsiz müşavirlik desteği sağlayacaklarını ifade eden Başkan Sandal, “Şirketle ilgili çalışmayı geçen ay işleme koyduk, önümüzdeki haftalarda bu işlem de bitecek. Şimdi bu kuracağımız şirketle de proje aşamasından tüm işlemlere kadar bütün müşavirlik işlerinin belediye şirketi aracılığıyla olmasını istiyoruz. Bu anlamda tasarladığımız proje içerisinde bir müteahhit havuzu oluşturmak var. A sınıfı karneye sahip müteahhitlerden bir havuz oluşturmak istiyoruz. Ve vatandaşlarımıza da bu tercihi sunacağız. İster havuzdaki müteahhit firmalarla anlaşın ister kendi istediğiniz firmayla anlaşın. Ama havuzdaki firmalardan teminat mektupları alacağız. Biz tüm müşavirlik hizmetlerini ücretsiz vereceğiz. Yasal olarak sizlerin menfaatleri adına üzerimize ne düşüyorsa her adımı atmaya razıyız. Sizi mağdur edebilecek, sizi zora sokabilecek, mücadelenizi sekteye uğratabilecek herhangi bir iş içerisinde olmayız. Bizim varlık gerekçemiz size hizmet etmek. Ama bizim yetki ve sorumluluklarımız belli bir noktaya kadar” açıklamalarında bulundu.

DEPREMZEDELERE 2 KRİTİK MESAJ

‘İki hususun altını atını çizmek istiyorum’ diyen Başkan Sandal, “Kesinlikle evinizi, arsanızı satmayın. Kesinlikle belediyeden, belediye şirketinden fikir almadan evlerinizi müteahhitlere vermeyin. Her şeyin bir oluru var, her şeyin bir ederi, bir rakamı var. Bunun altında şu an cazip gelecek her iş ileride sizleri üzebilir. Şu an hepimiz zordayız. Ekonomik olarak zordayız, deprem psikolojimizi alt üst etti. Bu işi biraz daha profesyonellere bırakıp biraz daha nitelikli bir şekilde çözersek 2 ay geç olur ama kimsenin üzülmediği bir süreç elde etmiş oluruz. Şunu unutmayın sevgili komşularım; sonuç itibarıyla ben sizden biriyim. Bir öğretmen çocuğuyum ve öğretmenim. Hayat şartlarının ne olduğunu, imkanlarınızın ne olduğunu tahmin etmiyorum, biliyorum. Sıkıntının, kredinin ne olduğunu inanın biliyorum. 19 Mayıs’ta coşkuyla Bayraklı’nın mahallelerini dolaşırken Adalet, Mansuroğlu, Manavkuyu’ya geldiğimde gözlerim doldu. Bunu bir an önce çözmemiz lazım. Komşularımızı bir an önce yerlerine yerleştirmek zorundayız” ifadelerini kullandı.

‘GÜÇLENDİRMEYE SICAK BAKMIYORUZ’

Bayraklı Belediyesi olarak bina güçlendirme konusuna sıcak bakmadıklarını vurgulayan Başkan Sandal, “Birçok yerde, farklı illerde az hasarlı denilen binaların sonraki süreçlerde nasıl çöktüğüne hepimiz tanık olduk. Bize göre deprem yönetmeliği öncesi yapılan tüm konutlar riskli yapılardır. Temeli olmayan, demiri olmayan bina riskli binadır. Ve bizim Bayraklı Belediyesi olarak önceliklerimizden bir tanesi deprem yönetmeliği öncesi yapılan tüm konutların değişimi ve dönüşümü… Bu anlamda, Bayraklı Belediyesi olarak bina güçlendirmelerine sıcak bakmadığımızı belirtmek istiyorum. Orta hasarlı binaların yeniden güçlendirip içinde oturma işine sıcak bakmıyoruz. Buradaki prosedürü de elimizden geldiğince uzatacağız. Mesele şu; güçlendireceğiniz binanın maliyeti ile yıkıp yaptığınız binanın maliyeti arasında çok büyük bir fark yok. Ve güçlendirilmiş binanın sizi koruyabileceği ile ilgili bilimsel bir belge de yok” dedi.

‘İŞLEMLERİ HIZLANDIRIYORUZ’

Sandal açıklamasını şöyle sürdürdü: “Plan notlarımız bitti. Biz arkadaşlarımıza talimatları verdik; bir an önce, gelen yurttaşımızın ihtiyacını karşılayacak şekilde yarın ruhsat alacak şekilde gelin imar durumlarınızı alın. İşlemi hızlandırıyoruz. Neden hızlandırıyoruz? Çünkü, bu plan notu ile ilgili odanın bir açıklaması var. İzmir’den Bayraklı Belediyesi’nin plan notuna bir itiraz gelmedi ama bunun tüm İzmir’e yayılması ve İstanbul’da da benzeri bir uygulamanın olmasın kaynaklı olarak Şehir Plancıları Odası bir açıklama yapıyor ve diyor ki; ‘Ben buna toptan itiraz edeceğim, mahkemeye vereceğim.’ Biz de o yüzden bu süreci biraz daha hızlandıracağız. Kazanmış olduğunuz plan notunda kazanmış olduğunuz hakla ilgili bir an önce ruhsatlandırma işine gireceğiz. O hakkı kalıcı hale getirmemiz gerekiyor. Ya da yeni bir plan notuyla bunun yeniden düzenleyeceğiz.”

‘EMSAL ARTIŞI GERÇEKÇİ DEĞİL’

‘Emsal artışı gerçekçi değil’ diyen Başkan Sandal, “Emsal artışıyla ilgili mesele sadece belediyeyi ilgilendiren bir mesele değil. Usul ve esaslarla ilgili Bakanlığın onay verme süreci bile çok kolay olmadı. Yani yapacağınız işlemin nihai hedefe varması için bu işin bileşenlerinin tamamının onay vermesi lazım. Oradaki sıkıntı yoğunluk artışı. Yoğunluk artışından kaynaklı olarak bu tür emsal artışlarına sıcak bakılmıyor. Biz yetkimiz ve yasalar çerçevesinde üzerimize düşeni yapıyoruz ve yapacağız ancak yetkimiz dışındaki bir konuyu çözmemiz mümkün değil” dedi.

‘İHTİYAÇ KAMU TARAFINDAN KARŞILANMALI’

Şahsi fikri olarak, depremde mağdur olmuş vatandaşın konut ihtiyacının kamu tarafından karşılanması gerektiğini belirten Başkan Sandal, “Gökdelen meselelerine bakış açımız çok net. Kent için öngördüğümüz çok gerekli iş olarak görmüyoruz. Hatta bu noktada bizim elimizdeki en önemli işlerden bir tanesi; bu gökdelenleri beton olarak bu bölgeye örersek aslında arkayı öldürürüz. Bornova’yı öldürürüz, hava almayı bitiririz. Bu gökdelenlerle ilgili, yeraltı sularını denize ulaşmasıyla ilgili mesele asıl dertlerimizden bir tanesi. Bununla da ilgili çaba sarf ediyoruz. Vatandaş, ‘Bir tarafta 40 kat varken bir tarafta niye 5 kat?’ diyebilir. Bu bizim dışımızdaki bir süreç. Belediye başkanı olarak söylesem ilgili yasa ve yönetmelik çerçevesinde söylemek lazım, o yüzden şahsi fikrim olarak söylüyorum; depremde mağdur olmuş vatandaşın konut ihtiyacının kamu tarafından karşılanması lazım” diye konuştu.

‘EMSAL ARTIŞI TALEBİMİZ GÖZARDI EDİLDİ’

Depremin üzerinden 7 ay gibi bir süre geçmesine ve hasar alan pek çok bina yıkılmış olmasına rağmen, yeniden yapım süreciyle alakalı olarak pek çok bilinmeyen konu ve çözümlenemeyen sorunlar olduğunu belirten İZDEDA Başkanı Özkan, “Bu konulardan en önemlisi, yapıldığı dönemdeki kanun ve yönetmeliklere göre inşa edilen ancak zaman içerisinde bu kanun ve yönetmeliklerde yapılan değişikliklere uygun olmadığı için yaşam alanlarında ciddi kayıplar yaşayacak binaların söz konusu olmasıdır. Yerel yönetimler deprem sonrası bu konunun farkına varmış ve 2-3 ay gibi bir çalışma süresi sonunda, oluşacak mağduriyeti önlemek adına bir plan notu hazırlığını tamamlamışlardır. Hem Bayraklı Belediyesi hem de İzmir Büyükşehir belediyesi sürecin her aşamasında TMMOB’a bağlı Mimarlar Odası ve Şehir Plancıları Odası’nın İzmir Şubeleri ile yakın temas halinde olmuş, onları da sürece dahil ederek ortak bir çözüm yolu geliştirmeye çalışmışlardır. Depremde en çok hasarı gören Bayraklı ilçesi olması sebebiyle Bayraklı Belediye Başkanı , diğer ilçe belediyelerinden önce davranarak ilçe meclisinden depremde hasar gören binaların yeniden yapımında mevcut emsalin korunması kararını çıkarıp Büyükşehir Belediyesine göndermiştir. Bu karar İzmir Büyükşehir Belediyesi kurullarında görüşüldükten sonra toplam inşaat alanının korunması haline dönüşmüş ve 1 Mart 2021 tarihinde mecliste yer alan tüm partilerin oybirliği ile kabul edilmiştir. Emsal yerine inşaat alanının korunması bile her bir depremzedenin evinin yaklaşık 10-20 metrekare küçülmesine sebep olmaktadır. Depremzedelerin en başından talep ettiği 3 kata tekabül eden yüzde 30’luk emsal artışı istekleri göz ardı edilmiştir” diye konuştu.

‘FATURA NEDEN DEPREMZEDELERE KESİLİYOR?’

Depremde hasar görmüş evlerin yeniden yapım sürecinde depremzedelere maddi açıdan hiçbir fayda sağlanmadığını vurgulayan Özkan, “Yetkililer depremzedeleri müteahhitlerin insafına bırakmış olup, bizleri mevcut evlerimizin alanını küçülterek müteahhitlere pay çıkarmak gibi çözüm yolları üretmeye itmiştir. Bu durum komşuluk ilişkilerinin bozulmasına, aynı apartmanda yaşayan maddi durumu iyi olan ile iyi olmayan vatandaşlar arasında ciddi tartışmalar çıkmasına sebep olmaktadır. Depremden sonra özellikle Bayraklı ilçesinde yaşanan sorunlar sıradan bir kentsel dönüşüm projesi kapsamında değerlendirilmemelidir. Bu bölgeye hiçbir jeolojik etüt yapılmadan dönemin inşaat teknikleri ile Zemin+7 kat ve daha fazla imar verilmesi, kamunun ruhsatlandırma ve inşaat aşamasında yeterli denetimleri yapmamış olması, evlerini kaybeden depremzedelerin suçu mudur? Komşu parsellerinde gökdelenler yükselirken, günümüz inşaat teknolojileriyle yüksek katlı binalar inşa edilebiliyorken neden emsal artışına karşı çıkılmaktadır? Üstelik yeni yapılacak binalarda zemin etüdü, zemin iyileştirme ve fore kazık uygulaması zorunlu tutulmasına rağmen emsal artışı verilmeme inadı bölgeye dair başka planlar olduğunu akla getirmektedir. Eğer bölgede sosyal donatılar yetersiz görülüyor ise bu depremzedelerin mi; yoksa doğru planlamayı yapmayan kamu kurumlarının mı suçudur? Geçmişteki tüm bu yanlış kararların faturası neden bugün depremzedelere kesilmektedir?” açıklamalarında bulundu.

‘DAVADAN VAZGEÇİN’ ÇAĞRISI

‘Özellikle Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi’nin İzmir Büyükşehir Belediyesi plan notuna karşı açacağı dava ile ilgili bir sözümüz daha var’ diyen Özkan “İzmirli depremzedeler olarak Şehir Plancıları Odası Genel Merkezi’ni İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırlamış olduğu plan notuna karşı açacağı davadan vazgeçmeye çağırıyoruz. Eğer kamu otoritelerinin önerdiğinden daha iyi bir öneriniz varsa kamuoyuyla paylaşmaya davet ediyoruz. Popülist söylemlerle bizleri politika malzemesi haline getirmeyin ve haklı mücadelemizde bizlerin yanında olduğunuzu gösterin. İmar konusunda doğru çözüme ulaşamazsak evlerimizin yerinde er ya da geç yeni gökdelenler yükselecek ve bölgenin demografik yapısı değişmiş olacak. Bölgemize komşu parsellere 20-25 katlı apartmanlar yapılırken ve gökdelenler dikilerken de aynı hassasiyeti göstereceğinizi umuyoruz” ifadelerinin kullandı.

KREDİ MİKTARI VE FAİZİ TALEBİ

Dönüşüm kredileri noktasında devlete çağrıda bulunan Özkan, “Bölge insanı genellikle 65 yaş ve üzerinde, emekli maaşıyla kıt kanaat geçinmeye çalışan dar gelirli sınıfındandır. Tüm ömürleri boyunca yapmış oldukları birikimleri ile bir ev sahibi olmuş, yaşanan deprem sonrası tek mal varlıklarını terk etmek zorunda kalmış ve üstüne birde kira yükünün altına girmişlerdir. İzmir şartlarında ortalama 120 metrekare bir dairenin yeniden yapım maliyeti 450 bin, 500 bin TL arasında değişmektedir. Kentsel dönüşüm kredisi kapsamında devlet desteği ile bankalardan çekilebilecek maksimum tutar olan 200.000 TL’nin 10 yıllık vade ile aylık ödeme tutarı yaklaşık 3 bin TL’dir. Aynı zamanda kira ödemeye devam edeceklerini göz ardı ederek bu tutarı bir şekilde ödeyebileceklerini düşünsek bile geri kalan 250 bin, 300 bin TL tutarı nasıl karşılayacaklardır? Bu konuda sorumluluk aylık yüzde 0,30 gibi düşük bir faiz oranıyla, 2 yılı ödemesiz toplam 20 yıl vadeli 450 bin, 500 bin TL gibi bir kredinin sağlanması yoluyla kamuya düşmektedir. Unutmayınız ki pandemi döneminin başlangıcında tüm vatandaşlarımıza kamu bankalarından çok daha yüksek tutarlar için 1 yılı ödemesiz aylık yüzde 0,64 faiz oranlı krediler sağlanmıştır. Devletimizin bunu yapacak kudreti ve kabiliyeti olduğunu bilmekteyiz. Depremzedelerin yaşamış olduğu kayıplara yenilerini eklememek adına bu tarihi bir sorumluluktur” diye konuştu.

‘DEPREMZEDELERİN SIRTINA YÜKLEMEYİN’

Deprem sonrası yaşanacak kentsel dönüşümün bütün yükünün depremzedelerin sırtına yüklenmesinin adil olmadığını dile getiren Özkan, “Depremzedeler de elini taşın altına koysun demek sorumluluklardan kaçmak demektir. Unutmayın ki depremzedeler o taş yığının altından çıkmış, büyük kayıplar yaşamış ve hayatlarını düzene koymaya çalışan insanlardır. Evlerine bir an önce kavuşmak dışında bir emelleri yoktur. Hiçbirinin rant veya gelir elde etmek gibi bir amaçları da yoktur. Emsal artışı sağlanmazsa depremzedeler müteahhitlerin insafına terk edilecek, tüm mal varlıklarını yok pahasına satarak bölgeden göç etmeye zorlanacaklardır. Bunun adı zoraki göçtür. Bugün İzmir’deki depremzedelerin başına gelen yarın herkesin başına gelebilecek çok özel bir durumdur. Deprem öngöremediğimiz ve basit yöntemlerle tedbir alamadığımız bir doğal afettir. Evlerini kaybeden bu insanları daha fazla kayıp yaşamadan bir an önce güvenli yeni evlerine kavuşturmak aynı zamanda sosyal devletin sorumluluğundadır. Bu sebeple tüm yetkilileri depremzedelerin sorunlarına bir an önce çözüm üretmek adına göreve çağırıyoruz” açıklamalarında bulundu.

Mersin Büyükşehir Belediyesi'nden anlamlı 19 Mayıs programı Yurttan Haberler Muratpaşa Belediyesi'nden hem denizde hem karada İstiklal Marşı Yurttan Haberler Burhaniye'de şarkılı şiirli 19 Mayıs kutlaması Yurttan Haberler Muhittin Böcek'ten beğeni toplayan 19 Mayıs videosu Yurttan Haberler