DESAM: Ak Parti Hükümeti naylon Robin Hood!
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı'dan AKP'ye sert sözler.
Demokrasi ve Eğitim Stratejik Araştırmalar Merkezi (DESAM) Başkanı Gürkan Avcı, “AK Parti Hükümeti Naylon Rabin Hood! Robin Hood Zenginden alıp fakire veriyordu! Ak Parti hükümeti ise fakirden yani memurdan, işçiden, emekliden alıp zengine veriyor arta kalanı da daha fakire veriyor! Zenginden bir şey aldığı yok!” diyerek AKP hükümetini suçladı…
AKP Hükümeti naylon Robin Hood!
Ankara Kalesi Platformunun çevrim içi düzenlediği “3. Adalet, Eşitlik ve Demokrasi Diyaloğu” konferansında yaptığı konuşmada “Adalet kavramı, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin sadece adında var!" diyen Gürkan Avcı, Hükümeti, "akıl, insaf, ve i'zan'a" davet ediyorum. Ak Parti hükümetinin "Fakir Fukara" yerine "Vezir Vüzera" ya hizmet ettiğini görüyoruz: Eskiden Robin Hood vardı, zenginden alıp fakire verirdi. Bunlar ise tam tersini yapıyor! dedi.
Son 20 yılda ücretli çalışanların ve emeklilerinin ortalama ücretlerinin; yakacak, gıda, beslenme, kira-konut, sağlık ve ulaşım gibi gibi zorunlu ve vazgeçilmez giderlere oranla yüzde 42 daha az arttığını görüyoruz. Hükümetçe her yıl açıklanan “Yüzde 7 büyüdük! Yüzde 8 büyüdük!” gibi popülist beyanlara rağmen bu büyüme oranlarının ücretli çalışanlar ile emeklilerine yansıtılmadığını, bunlarında hesaba katılması halinde aradaki farkın yüzde 70’e yaklaşacaktır.
Türkiye İstatistik Kurumu TÜFE madde fiyatları dikkate alındığında ve memur ve emekli maaşlarına yapılan yüzde 5’lik 6’lık zamlar karşısında 4 kişilik ailesi bulunan bir memur baz alınırsa zorunlu ve vazgeçilmez ihtiyaçları olan kira, yakacak, giyecek, yiyecek, eğitim, sağlık, ulaşım ve haberleşme gibi ihtiyaçlarını en vasat nitelikte karşılayabilmesi için en az 12.911 TL aylık gelire sahip olması gerekir.
Bir memur ailesi şu anki ortalamayla 4.566 TL maaşla çadırda yaşasa, battaniyelere sarılarak ısınsa, başkalarının verdiği giyeceklerle yetinse, çocuklarını okula göndermese, hastalanmasa, iş yerine yürüyerek gidip-gelse, internet telefon gibi haberleşme ihtiyaçlarını tamamen kısıtlasa, maske dezenfektan kullanmasa aldığı ücret karnını doyurmaya yetmemektedir. Asgari ücretli vatandaşlarımıza verilen ücret, sefalet ücreti bile değildir. İnsanlarımızın yüzde 30'unun açlık, yüzde 40'inin de yoksulluk sınırına yakın gelire sahip olduğunu, gittikçe artan bir umutsuzluk içinde ve hayata küsmüş durumda olduklarını, yoksulluğun ve torpilin girdabında can çekiştiklerini görüyor ve tanık oluyorum.
Dünyanın son çeyrek yüzyıldır elde ettiği refah ve gelişmeler ışığında; Ak Parti devraldığı ekonomik ve sosyal fotoğrafı, 19 yıl süredir uyguladığı “Sakar politikalarla” memur ve işçisini tanınmaz hale getirmiş; gençleri yalnızca işsizliğe ve sefalete mahkum etmekle kalmamış, yaşama küstürmüştür. Ak Parti hükümetinin ücretli çalışanların sofrasında yarattığı tahribatın boyutu doğal bir musibet olan “tusunami” boyutundan daha beter olmuştur, diye konuştu.
İzlenen eğitim politikaları nedeniyle gençliğin tükenmişlik sendromu yaşadığını da kaydeden Avcı, Covid salgını döneminde verilen çevrim içi eğitimin faydalı olmadığını, dezavantajlı kesime ulaşılamadığını, öğrencilerde en iyimser tahminle 1,5 yıllık öğrenme kaybının olduğunu, okulların kapanmasına yakın öğretmenlerin ancak aşı olmaya başlanıldığını belirterek; Toplumun geneli Bakan Sami Selçuk’a büyük bir kredi açmış, ümit beslemiştir fakat Milli Eğitim Bakanlığı fare doğurmuştur, temel sorunları çözmek yerine sorunlardan kaçmış ve göz boyama peşinde koşmuştur. YÖK’ün ve üniversitelerimizin durumu da vehamet kesbetmektedir! Maalesef eğitim sistemimizde, eğitimde fırsat ve imkân eşitsizliği, kaliteli eğitim sorunu daha da artmış, salgın hadisesi, zengin ve fakir aile çocukları arasındaki makasın daha da artmasına sebep olmuştur. Böylesi adaletsizlikçi, böylesi içi boş/kof, böylesi piyasacı, seçkinci bir eğitim sistemi nedeniyle ne öğretmenlerde ne de öğrencilerde moral ve motivasyon kalabilmiştir.