'Devletin gözü sadece sermayeyi ve parayı görüyor'
Moda Sahnesi yarın ‘Sahneden Naklen’ yayınlara başlıyor. Pandemide tiyatroların taleplerinin karşılanmadığını söyleyen Aydoğan, “Devletin gözü sadece sermayeyi ve parayı görüyor” dedi.
Moda Sahnesi yarın ‘Sahneden Naklen’ yayınlara başlıyor. Pandemide tiyatroların taleplerinin karşılanmadığını söyleyen Aydoğan, “Devletin gözü sadece sermayeyi ve parayı görüyor” dedi.
Kadıköy Moda Sahnesi, salgının ekonomik zorluklarıyla birlikte büyük bir hayatta kalma mücadelesi gösterdi, gösteriyor. Bu yolda birçok yola başvuran sahne için geçtiğimiz günlerde sahneden canlı yayın yapılacağı duyuruldu.
Moda Sahnesi’nin “Sahneden Naklen” adıyla duyurduğu programda Aralık ayında üç oyun gösterilecek. Moda Sahnesi’nin kurucusu yönetmen Kemal Aydoğan, Birgün'den Nuray Salman'a konuştu:
► Tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 birçok sektörü olduğu gibi tiyatroyu da derinden etkiledi. Bu bağlamda sanat adına içinden geçtiğimiz bu dönemi siz nasıl değerlendirirsiniz?
Yıkıcı etkileri olduğu muhakkak. Tiyatro alanında 4-5 salon kapandı. 9 aydır toplam oynadıkları oyun sayısı 10’u geçen tiyatro, bir elin parmakları kadar değildir. Bu uzun süreli gelir elde edememe, çalışanların, sanatçıların gelir elde edemeden yaşamaya mahkûm edilmesi devletin ya da yerel yönetimlerin problemi; çözmek için adım atmaması gibi nedenler yüzünden motivasyonun çok düştüğünü söyleyebilirim.
ÖDENEKLİ TİYATROLAR BİZİMLE YÜRÜMELİYDİ
► Neden önce ödenekli tiyatrolar kapandı, neydi bu acelecilik?
Ödenekli tiyatroların ilk kapanan tiyatrolar olması onlara tanınan “imtiyazın” gücünü gösterir. Bir seyircinin maliyetinin 250 TL olduğu bu kurumlar, 15-20 TL’ye bilet satabiliyorlar. Yani tiyatro yaparken maddi olan belirlemiyor onların hayatlarını. İyi ki. Ancak özel tiyatroların tümü gişe geliri ile yaşıyor. Onların başka ekonomik kaynakları yok. Tam da burada ödenekli tiyatrolar, özel tiyatrolarla durum değerlendirmesi yapıp ortak bir karar almanın yolunu seçmeliydi. Başına buyruk davranmamalıydı. Mart’ta da Kasım’da da bu hassasiyeti göstermedi İstanbul Şehir Tiyatroları.
► Birçok ülkede sanat kurumları ve kuruluşları çalışanlarına ve emekçilerine sundukları destek paketleriyle ayakta kalmalarını sağladı. 2021 yılının ilk aylarına kadar bu desteklerin süreceğini de bildirdiler. Peki Türkiye’de?
Türkiye bu konuda sınıfta kaldı. Türkiye devleti bu anlamda hiçbir desteği planlayıp, organize etmedi. Çünkü Türkiye devletinin gözü sadece sermayeyi ve parayı görüyor. Sadece parası olanlara destek sağlıyor.
► Covid-19, ekonomik kriz, ırkçılık, sayıları hızla artan lumpenler, yıllardır cezaevinde yatanlar, cinayetlerle yitip giden kadınlar… Ve dostluk yerine düşmanlıklar... Şimdi ise dijitalleşme gündemde… Tiyatro ve dijitalleşme ilişkisini neye bağlarsınız?
Tiyatro çoğunlukla mekânlarda yapılan bir sanat. Tüm sıkıntının kaynağı da bu. Mesela yayınevleri tiyatrolar kadar etkilenmedi. Çünkü çalışma koşullarını evlerinde de kurabildiler. Dolayısıyla tiyatro kendine yeni imkânlar arıyor. Kökteki tiyatro gibi bir faaliyet gerçekleşmeyecek ama bir süre salonun yerine ikame edilecek formüller geliştirilmeye çalışılacak. Mesela Moda Sahnesi aralık ayında “Sahneden Naklen” adında bir uygulamaya başlayacak. Oyunlar oynanırken canlı canlı seyirciye ulaştıracağız.
TALEPLERİN YÜZDE 90’I GERÇEKLEŞMEDİ
► “Tiyatromuz Yaşasın” başlığı altında adını koyduğunuz kampanya ile tiyatroların hayatta kalabilmesi için bakanlığa sunduğunuz talepleriniz vardı. Bu talepler gerçekleşti mi? Ya da şöyle sorayım, taleplerinizden hangileri gerçekleşti, yerine getirildi mi?
Taleplerimizden yüzde 90’ı gerçekleşmedi. Sadece özel tiyatrolara devlet desteği başvurusunu öne çektiler. Ancak vergi, SGK borcu olan tiyatroların başvurusunu kabul etmediler. Böylece belli başlı tiyatrolar destekten yararlanamadı. Bunu yerini adı sanı belirsiz bir takım topluluklara dağıtıldığına dair bir şüphe oluştu tiyatro kamuoyunda. Tam olarak ne döndüğünü bilemedik. Çünkü destek alanların listesini Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri kamuoyuyla paylaşmadı, ısrarlı taleplerimize rağmen.