Doktora silahlı saldırıya isyan: Daha neyi bekliyoruz
Hacıosman'ın eski hastasının silahlı saldırısına uğraması, 54'üncü Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde tepkiyle karşılandı.
DHA - İSTANBUL'daki özel bir hastanede psikiyatri servisinde görevli doktor Fikret Hacıosman'ın eski hastasının silahlı saldırısına uğraması, 54'üncü Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde tepkiyle karşılandı.
Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Ömer Böke, saldırıyı kınayarak, "Hep beraber buna bir savaş açmamız lazım. Daha neyi bekliyoruz?" dedi. İstanbul Bahçelievler'de bulunan özel bir hastanenin psikiyatri servisinde görevli olan uzman doktor Fikret Hacıosman, eski hastası Tunçdemir Esenler'in saldırısına uğrayıp ağır yaralandı. Bu saldırıyı İzmir'deki 54'üncü Ulusal Psikiyatri Kongresi'nde öğrenen Fikret Hacıosman'ın meslektaşları, olaya büyük tepki gösterdi. Yaşanan saldırıya tepki gösteren Türkiye Psikiyatri Derneği Başkanı Ömer Böke, şöyle dedi: "Öğle saatinde gelen haberden bizim de bilgimiz oldu. Hemen eşine ulaşmaya çalıştık. Yapabileceğimiz bir şey var mı diye sorduk. Yaklaşık bir saat önce eşiyle konuştum. Eşi bana olayı şöyle anlattı; Saldırgan kişi eczaneye gitmiş ve ilaç istemiş fakat eczacı ilacı veremeyeceğini ve doktorun yazması gerektiğini söylemiş. Saat tam 12.30 civarıylış ve meslektaşımız da o sırada yemek yiyormuş. Sekreteri meslektaşımızı arıyor ve o şahısın geldiğini söylüyor. Meslektaşımız da 'beklesin, geliyorum' diyor. Muayenehanesine gidiyor. Muayenesine girer girmez 4 saniye geçiyor ve odadan çıkıyor. Saldıran hekim odaya girer girmez silahla kafasına ateş ediyor. Şu anda durumunun çok ağır olduğunu biliyoruz yoğun bakımda ve diğer meslektaşlarımız da yaşama tutunsun diye büyük bir mücadele içerisindeler. Ekip olarak iyi biri haber gelmesini bekliyoruz."
SAĞLIKTA ŞİDDET DAYANILMAZ DURUMA GELDİ
Ömer Böke, şiddetin sağlık çalışanları için dayanılmaz duruma geldiğini belirterek, ortak mücadele çağrısı yaptı. Böke, "Maalesef sağlıkla hizmet alanlar ile hizmet verenler aynı yerde değillermiş gibi bir durum söz konusu gibi davranılıyor. Sağlık hizmetini alanlar ile verenler biz aslında aynı yerde çalışıyoruz. Bu nedenle de Türkiye'de sağlıkta şiddet çok önemli biri yere geldi. En çok da şu boyut bizim dikkatimizi çekiyor; Düşük yoğunluklu şiddet artık hem idari hem de yargıdaki durumlardan dolayı bildirilmiyor. Bunun mutlaka gündeme gelmesi lazım. Buna tepkinin ortaya çıkması lazım. Düşük yoğunluklu şiddetten sonra hizmet vermek bizim tarafımızdan reddedilmiyor. Hizmet vermeye devam ediliyor sorun çıkmaması için, kriz yaşanmaması için. Burada asıl sorumlu yöneticiler onların sorumluğunda şiddet meydana geliyor. Onların bir yerde müdahale etmesi lazım. Sağlık yöneticileri çalışanlar bir araya gelip bununla mücadele etmemiz lazım. Sağlık çalışanları için bu durum dayanılmaz hale geldi" dedi.
'KORKU TOPLUMU OLMAYA DOĞRU GİTMEMİZ SÖZ KONUSU'
Meslektaşlarının yaşanan olaya büyük tepki gösterdiğini, öfkeli olduklarını da anlatan Ömer Böke sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bizim de başımıza gelebilirdi. Biri sizden ilaç yazmanızı istiyor. Devlet diyor ki 'şu koşullarda yazabilirsiniz'. Sonuçta devlet bize diyor ki 'şu koşullarda bu hizmeti veremezsiniz' diyor. Biz devletin dediğini yaparken yolda kırılıyoruz. Biz ne yapmalıyız? Biz bütün sınırları aşarsak bu şiddeti durdurabilir miyiz? Bütün sağlık çalışanları çok öfkeli. Türkiye'de hakim olan bir şiddet türü var. Aslına bakarsanız bunun altında korku toplumu olmaya doğru gitmemiz söz konusu. Korkunun bizi birleştiren bir durum olması lazım. Vahşi hayvanlarla mücadele ederken insanlar bir araya geldi. Bizim bir araya gelmemiz lazım ama şimdi korku bizi bölmek için kullanılıyor. Bu da beraberinde ayrımcılığı şiddeti getiriyor. Hepsi birbirine bağlı. Şiddet değimiz şey bir düşman. Hep beraber buna bir savaş açmamız lazım. Daha neyi bekliyoruz?"