Doktorların 'yürüyemez' dediği Canberk, şimdi ailesiyle parka gidiyor

Abone ol

Konya'da 6 yıl önce geçirdiği trafik kazası sonucu ağır yaralanan ve bir daha ayağa kalkmasının imkansız olduğu ifade edilen Canberk Sarkurt (14), ailesinin desteğiyle yeniden ayağa kalkarak hayata tutundu.

Oğlunun 8 kez beyin ameliyatı olduğunu belirten anne Gülistan Sarkurt (35), ''Çok zorlu bir süreçti. Ancak sonu güzel oldu. Hep yatağa mahkum olacağı söylenen oğlumla şu an parka gelip yürüyebiliyorum. Oğlum imkansızı başardı" dedi.

Canberk Sarkurt'u yatağa mahkum eden kaza, 2014 yılının Ağustos ayında meydana geldi. Anne Gülistan Sarkurt, o dönem 8 yaşında olan oğlu Canberk Sarkut ile birlikte kayınvalidesinin yanında kalan oğlu Beraat Kaan'ın doğum gününü kutlamak için evden çıktı. Yolun karşısına geçmek isterken Canberk'e Kudret T. yönetimindeki kamyonet çarptı. Hastaneye kaldırılan Canberk, 40 günü yoğun bakım ünitesinde olmak üzere 55 gün hastanede tedavi gördükten sonra tabuncu oldu. Ancak yürüme yetisini kaybeden Canberk'in tedavi süreci devam etti.

8 KEZ BEYİN AMELİYATI GEÇİRDİ

Değişik tarihlerde 8 farklı beyin ameliyatı geçiren ve şant takılan Canberk'e, yatağa mahkum olduğu için de yüzde 100 malullük raporu verildi. Doktorların bundan sonraki yaşamında yatağa bağımlı bir şekilde yaşayacağını ifade ettiği Canberk için Gülistan ve Gökhan Sarkurt çifti, oğullarını tekrar ayağa kaldırmak için yılmadan mücadele etti. Başarılı tedaviler sonucu Canberk, artık ailesiyle birlikte yürüyerek parka gitmeye başladı.

'OĞLUM İMKANSIZ DENİLENİ BAŞARDI'

Kazadan sonra çok zorlu bir süreçten geçtiklerini belirten anne Gülistan Sarkurt, yaşadıklarını şöyle anlattı:

"2014 yılının Ağustos ayında oğlum yolun karşısına geçmek isterken trafik kazası geçirdi. Kamyonetin aynası kafasının sol tarafını tamamen parçaladı. 40 gün yoğun bakımda, 15 gün serviste kaldı. Hastanede kaldığımız süreçte doktorumuz 'bu çocuk asla buradan çıkamaz, boşuna beklemeyin, çok ağır bir trafik kazasıydı' dedi. Hastaneden çıktığımızda ise tamamen yatalak, gözlerini bile kontrol edemeyen, burnundan hortumla beslenen bir durumdaydı. Doktorumuz bize 'alın size bir ömür boyu yatağa bağımlı bir çocuk' dedi. Ama ben yılmadım. Mücadele ettik.''

Hastanedeki tedavinin ardından fizik tedaviye devam ettiklerini belirten anne Sarkurt, ''Durmadan fizik tedaviler yaptırıp özel fizyoterapistler tuttuk. Bunun yanında ben de evde hiç boş bırakmadım. Sadece çocuğumla ilgilendim. Fizik tedaviyi öğrendim ve ben de yaptırmaya başladım. Oğlum imkansız denileni başardı. Süreç bizim için çok zordu. Ben hep, süreç çok zorlu olabilir ama inşallah sonuç çok güzel olacak diye düşündüm. Zorlu bir sürecin ardından güzel bir sonuçla devam ediyoruz. Canberk halen bakıma muhtaç durumda. Yürürken dengesini kaybediyor ama ayağa kalkmasına bile imkan yok diyorlardı. 8 defa beyin ameliyatı geçirdi. Her ameliyat geçirdiğinde doktorlarımız güzel şeyler söylemediler. Her ameliyatta, ameliyathane önünde beklerken acaba o kötü gün bugün mü diye bekledik. Canberk hepsini yendi. Çok şükür ayağa kalktı. En azından kendisini ufak da olsa ifade edebiliyor. Yardımımızla bile olsa ihtiyaçlarını giderebiliyor" dedi.

'İHTİYAÇLARINI GİDEREBİLMEK İÇİN 2 FARKLI İŞTE ÇALIŞTIM'

Kazanın ardından maddi olarak çok zorluk çektiklerini belirten baba Gökhan Sarkurt, "Bu süreçte çok büyük maddi sıkıntılar yaşadık. Özel hastanelerde ameliyatları ve tedavileri oldu. Kendi evimizi sattık. Paramız yetmediğinde, sağ olsunlar iş yerindeki arkadaşlarım maddi olarak destek oldu. Tekrar yetmediğinde aradaki açığı kapatmak için akşam 19.00'a kadar kendi iş yerimde çalıştım, ondan sonra da geceye kadar kapıcılık yaptım. Çünkü fizyoterapisttin, fizik tedavinin, konuşma terapistinin parası gerekiyordu. Onların özel olarak gelmesi gerekiyordu. Eğer bu şekilde bir tedaviyle destek olmasaydık ya da maddi olarak sıkıntı çekseydik Canberk bu durumlara gelemezdi. O yüzden yoğun bir çaba harcadık. Her şeyimizi kaybettik ama oğlumun sağlığı yerine geldi. Belki bundan sonra daha da iyi olacak. Kendi ayaklarının üzerinde durabilecek, kendi evini alabilecek, kendi arabasını alabilecek bu bizi mutlu edecek. Şu an da parktayız. Yürüyor ve mutlu. Kendi istediğini güzel bir şekilde hallediyor. Tabi bize bağımlı bir çocuk. Biz olmadan her şeyini tam yapamıyor" diye konuştu.

'ÇOK MUTLUYUM'

Çok mutlu olduğunu belirten Canberk ise, "Kendimi iyi hissediyorum. İyi ki yürüyorum. Çok mutluyum. Annem, babam ve kardeşlerim bana hep destek oluyor. Bu da beni mutlu ediyor'' dedi.

HUKUKİ SÜREÇ AİLENİN LEHİNE DÖNDÜ

Kazanın ardından yürütülen hukuki süreci anlatan ailenin avukatı Özkan Musaoğulları da, sürecin ilk başta ailenin aleyhine olduğunu ancak daha sonra sürücüye kaza nedeniyle kusur verildiğini belirterek şunları kaydetti:

"Süreç başlarda tamamen olumsuz bir şekilde ilerlemiş. Bu süreçte ceza dosyasının soruşturma aşamasında Ankara ve İstanbul Adli Tıp Kurumu ile İstanbul Adli Tıp Kurumu'nun en üst kurumu olan Genel Kurul'dan sürekli müvekkilin aleyhine raporlar gelmiş. Dosya bana geldiğinde hemen hemen imkansız hale gelmişti. Çünkü bütün kusur raporları aleyhlerine gelmişti. Savcılık dosyanın kovuşturmaya yer olmadığın dair karar vermişti. Biz imkansız bir şeye başladık. Gerek savcılığın, gerekse adli tıbbın atladığı bir nokta vardı. Canberk ve ailesi yolun yarısına geldiklerine araba Canberk'e çarpmıştı. Bu nokta bütün raporlarda atlanmıştı. Hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmamıştı. Biz kusur raporuna doğru noktalarla temas edip ayrıntılı bir itiraz dilekçesi hazırlayıp, 3 ay sonunda sigorta şirketine karşı davayı açtık. Dosya İstanbul Teknik Üniversitesi'ne 3 kişilik heyete gitti. 3 kişilik heyette Canberk'in yolun yarısına kadar gelmiş olmasından dolayı sürücünün bunu görmemesinin imkansız olduğu noktasında bir rapor çıktı. Sürücüye yüzde 20'lik bir kusur verildi. Bu kusur oranından sonra bizim işimiz biraz daha kolaylaştı. Canberk geçirmiş olduğu 8 ameliyattan sonra yüzde yüz malul durumdaydı. Hayatı boyunca bakıma muhtaç olduğu yönünde bir rapor çıktı. Bunun sonucunda sigorta şirketine yönelik olan davayı kazandık. Sürücüyü karşı açılmış olan dava devam ediyor. O davayı da kazanmak üzereyiz. Süreç lehimize bir şekilde sonuçlandı."

Jeofizik yüksek mühendisi Arıkan: Salda Gölü'ndeki beyaz kum aslında fosil Yaşam Akıllara durgunluk veren olay! Cenaze işlemi sırasında yeniden canlandı Yaşam Kuyruklu yumurta şaşırttı Yaşam Ağustos ortasında Ağrı Dağı'na kar yağdı Yaşam