Domates tarlasında çocuk işçiler! Günde 10 saat çalışıyorlar
Çocuk işçiler üzerinden sömürü her geçen gün artarken TÜİK verilerine göre Türkiye'de 720 bin çocuk işçi bulunuyor.
Ülkede çocuk emeği sömürüsü her geçen gün artıyor.
TÜİK verilerine göre ülkede yüzde 70,6’sı erkek ve yüzde 29,4’ü kız çocuğu olmak üzere 720 bin çocuk işçi bulunuyor.
Birgün'den Aycan Karadağ'ın haberine göre; Covid-19 salgını sürecinde ise çocuk işçiliğinin daha da arttığı belirtiliyor.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin haziran ayında yayımladığı çocuk iş cinayetleri raporunda ücretli ve ücretsiz aile işçisi olarak çocuk işçiliğin en yoğun olduğu işkolunun tarım sektörü olduğu ifade ediliyor.
Tarım işçisi çocukların yüzde 64’ü 5–14 yaş arasındaki çocuklardan oluşuyor. Mevsimlik tarım işçilerinin çocukları ekonomik ve sosyal nedenlerden ötürü, 4–7 ay süreyle seyahat eden ebeveynlerine katılıyor, ailelerinin geçimlerine katkıda bulunmak için yaşlarına uygun olmayan işlerde çalıştırılıyor. Raporda, tarım ve orman işkolunda son 8 yılda 294 de ölümün meydana geldiği belirtiliyor.
İzmir’in Menderes ilçesi Karakuyu köyünde domates hasadında çalışan mevsimlik tarım işçisi çocuklarla konuştuk. Bölgeye her yıl farklı yerlerden mevsimlik işçiler ve göçmenler tarlalarda çalışmaya geliyor. Aileleriyle gelen çocuk işçiler, kavurucu sıcağın altında saatlerce çalışmak zorunda kalıyor. Sabah 06.00’da işe başlayan çocuklar yaklaşık 10 saat tarlalarda çalışıyor. Günlüğü 85-120 lira arasında yevmiye alıyor.
PARA KAZANMAK KOLAY DEĞİL!
Domates tarlasında 14 yaşındaki Serhat ile konuşuyoruz. 2 yıldır Mardin’den İzmir’e ailesiyle birlikte çalışmaya gelen Serhat, “Aileme yardımcı olmak zorundayım. Hayat zor ama bir şekilde devam ediyor” diyor.
“İşte yoruluyor musun?” diye sorduğumuzda ise “Her işçi yoruluyor. Ben de burada işçiyim. Yorulacağız elbet… Para kazanmak kolay değil” diyerek yaşından büyük konuşuyor Serhat. Sonra çocukluğu aklına geliyor ve denize girmek istediğini söylüyor: “Hava çok sıcak. Her çocuk gibi biz de denize gitmek isteriz ama çalışmak zorundayız. Keşke hiçbir çocuk çalışmasa ama biz mecburuz.”
Pandemi nedeniyle 2 yıldır eğitim göremediklerini söyleyen Serhat, sözlerine söyle devam ediyor: “Okulu çok özledim. Geçen sene hiçbir şey öğrenemedik. Bu sene okullar açıldı diye sevindik yine kapandı. Bizim uzaktan eğitim imkânımız sürekli olmuyor. O yüzden EBA’ya düzenli giremedik. Eğitim olarak çok eksik kaldık. Dilerim ki bir an önce okullar açılır. Çok kaybımız oldu.” Büyüyünce polis olmak istediğini söyleyen Serhat, sözlerine şunu ekledi: “Eğitimi devam ettirebilirsem millete faydalı olmak isterim. Ama bizler için hayat çok zor. Abilerimiz çok okuyamadı. Umarım biz okuruz. Tüm çocuklar okur.”
Serhat’ın ardından 12 yaşındaki Umut’un yanına gidiyoruz. İşten değil sıcaklardan yorulduğunu söyleyen Umut, “Geçen sene de buraya gelmiştik ama bu sene daha sıcak. Şöyle denize girip serinlemek isterim ama şu an imkânsız. Buraya deniz çok uzak değilmiş. Babam işler erken biterse bizi bir gün denize götüreceğini söyledi. Umarım gidebiliriz” diyor.
En çok evini ve oyuncaklarını özlediğini anlatıyor Umut. Kaldıkları yerin çok kötü olduğundan bahsederek şöyle konuşuyor: “Hepimiz burada ailemize destek olmaya çalışıyoruz. Hiçbir aile çocuğunu çalıştırmak istemez ama bizim gibiler zorunda. İleride eğer ki eğitimi mi bitirirsem doktor olmak isterim.”
Aralarındaki en küçüklerinin yanında gidiyoruz. 10 yaşındaki Murat, “Çocuklar hep gülsün, bunlar zor olmamalı” diyor.
***
Eğitimden kopan çocuklar işçi oldu
İnsan Hakları Derneği İzmir Şubesi, Menderes’te çalışan mevsimlik tarım işçilerinin çalışma ve yaşam koşullarına ilişkin bir rapor hazırladı. Raporda, çocuk işçilerle ilgili, “Başta eğitim olmak üzere birçok imkânın olmadığı görülmüştür. Çocukların oyun oynayabilecekleri bir alanın olmadığı gibi gölgesinde oturacakları bir alanın da olmadığı gözlemlenmiştir. Okul çağındaki çocukların hiçbiri salgın döneminde uzaktan eğitime erişememiş, EBA ve tablet yüzü görememişler, eğitime erişim hakkı karşılığını bulamamıştır” denildi. Ayrıca raporda şu ifadelere yer verildi: “Mevsimlik gezici tarım işçisi ailelerde çocuk emeğinin kullanımının arttığı 12 yaş civarında okul terk oranlarının artışı birçok araştırmanın tespitidir. Ayrıca, okula giden sayılı çocuğun çoğunluğunun erkek çocuk olması da bir diğer önemli bulgudur. Salgın ile uzaktan eğitime geçiş ve okulların kapalı kalma süresinin uzaması zaten okula gitmeyen bu çocukların eğitimden tamamen kopması, çocuk işçiliğine kayması ve eğitime verilen değerin daha da düşmesine neden olacaktır.”