Donarak şehit olan askerlerle ilgili suç duyurusu!
Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde gerçekleştirilen terör operasyonu sırasında donarak yaşamını yitiren askerler için sorumlular hakkında suç duyurusunda bulundu.
HKP Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı aracılığıyla Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’na Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin ve sorumluluğu tespit edilen diğer şahıslar hakkında ‘Görev İhmal’ suçlamasıyla suç duyurusunda bulundu.
HKP'nin açıklaması ve savcılığa verilen suç duyurusu şu şekilde:
“26 Ekim 2016 tarihinde Tunceli İli Nazmiye İlçesi kırsal bölgesinde askeri operasyon yapıldığı esnada iki jandarma uzman çavuşu soğuk nedeniyle donarak hayatlarını kaybetmişlerdi. Valiliğin açıklamasına göre tam teçhizatlı olan askerlerin günümüz teknik koşullarında nasıl öldüğü, böyle bir facianın nasıl yaşandığı ülkemiz açısından hayati derecede önemli bir sorulardır.
10.07.2017 tarihinde iki aylık süre zarfında meydana gelen ve 2 binden fazla askerimizin etkilendiği zehirlenmelerle ilgili suç duyurusunda bulunmuştuk. Bu suç duyurusu dilekçemizde şu şekilde bir değerlendirme yapmıştık;
“AKP iktidarı döneminde ülkemizin ve vatandaşlarımızın güvenliğinin bir kısım özel firmaların insafına terk edildiğini görmekteyiz. Bu dönemde bu tür özelleştirmelerle ülkenin ordusu her türlü sabotaja da açık hale getirilmiştir. Askerlik görevlerini yapan masum gençlerimiz, yemek gibi önemli bir lojistik hizmetin şirketlere devriyle ciddi rahatsızlıklar geçirmiş, hayati tehlike atlatmıştır. Hatta ölenler dahi olmuştur. Bu nedenle başta yukarıda belirttiğimiz şüpheliler olmak üzere ulusal güvenliği sağlamak için Türk Silahlı Kuvvetlerini sevk ve idare etmekte sorumlu ve görevli kişiler bu olaylarla ilgili olarak soruşturulmalı ve yargılanmalıdırlar. TSK’nin savaşmadan kayıp veren bir ordu konumuna düşürülmesinde kimin sorumluluğu varsa hesabını da halk önünde vermesi gerekmektedir.”
Bu hesap bugüne kadar bağımsız yargı organlarınca sorulmadığı için hem asker zehirlenmeleri devam etti hem de biz bugün, 21. Yüzyıl’da bu acı olayı yaşadık. Bu nedenle biz bu değerlendirmeyi bugün de yapmaktayız.
Biz bu yaşananların birer tesadüf olmadığını, sistematik bir durum olduğunu düşünmekteyiz. Kanaatimizce bu durumun yaşanmasına sebep de idari olarak en üst düzeyde sorumlu kişilerin görevlerini ihmal etmeleri ve gereğince yerine getirmemeleridir.
Son olarak Tunceli’de meydana gelen olay değerlendirildiğinde anayasal bir kurum olan Silahlı Kuvvetlerinin ve Devlet tüzel kişiliğinin yasada belirtilen görev ve sorumluluklarını yerine getirmediği görülmektedir. Bu görev ve sorumluluğun yerine getirilmemesinde farklı rütbe ve görevlerde bulunan askerlerin sorumlu tutulması ve soruşturulması mümkündür. Ancak neredeyse tüm ülke çapına yayılmış bir vahametten bahsetmekteyiz.
Bir ülkenin ulusal güvenliğiyle ilgili bir suç işlenmiştir. Hayatını kaybeden iki vatan evladının cenaze fotoğrafları elden ele dolaşırken, bu iki canın hesabını kim verecektir? Kim bu iki canın yok yere yaşamını yitirdiğini ailelerine söyleyecektir? Kaldı ki basındaki bilgilere göre ailelere oğullarının nasıl öldüğü bile açıklanamamıştır. Dahası bu görüntüyü gören diğer TSK mensuplarının savaşma kabiliyeti nasıl etkilenecektir. Bu personel hayatlarına ne ölçüde değer verildiğini düşünmeyecek midir?
Basından edindiğimiz bilgilere göre söz konusu olayın meydana geldiği bölgede olay tarihinde hava sıcaklığı -5º kadardır. Bilinmektedir ki bundan daha soğuk koşullara dayanıklı uyku tulumu ve teçhizat günümüzde mevcuttur. Hatta Milli Savunma bakanlığı -12º hatta - 40º soğuğa dayanıklı malzemelerin ihalesini yapmaktadır. Ancak asıl sorulardan biri, ihale şartnamesine uygun uyku tulumlarının satın alınıp alınmadığıdır. Tıpkı asker zehirlenmelerinde olduğu gibi teknik şartnameye uygun malzemenin alındığı konusunda bizim ciddi şüphelerimiz vardır.
Bizce bu durumdan yürütmenin başı olarak R. Tayyip Erdoğan, Jandarma Komutanlığının bağlı olduğu İçişleri Bakanı ve Milli Savunma Bakanı ile Jandarma komutanı sorumludur. Görevlerini yerine getirmemeleri iki askerin ölümüne neden olmuştur. Şüpheli olarak belirttiğimiz görevliler şayet Anayasa ve yasaların kendilerine yüklediği sorumluluğu yerine getirmiş olsalardı teknik şartnameye uygun malzemelerle askerlerimiz donatılacak ve göreve öyle çıkarılacaklardı. Ne yazık ki söz konusu ihale işlerini alan firmaların çok hızlı şekilde büyüdükleri ve AKP kadrolarına yakın şirketler olduğu da basına yansıyan bir başka durumdur.
Kamu görevi yürüten kişilerin icraatlarıyla sorumlu tutulmaları, yaptıkları yanlışların hesabını halk ve hukuk karşısında vermeleri bir hukuk devletinin en temel prensibidir. Müvekkil parti bu ilkenin ülkemizde hayata geçmesi için çaba sarf etmekte, mücadele vermektedir. Bu nedenle donarak hayatını yitiren askerimizin hesabının siyaseten de hukuken de verilmesi gerekmektedir. Bir avuç yandaş Parababasının kârı için gençlerimizin ölmesine ve ölüm tehlikesi geçirmesine sesiz kalamazdık. Vicdan sahibi hiçbir insanın ve hukukçunun da sesiz kalacağını düşünmüyoruz. Bu nedenle bu olayların failleri olduğunu bildiğimiz ve düşündüğümüz şahıslar hakkında suç duyurusunda bulunmaktayız.”