Dorsay'ın kitabındaki Çiçek Bar çok konuşulacak
Milliyet yazarı Ali Eyüboğlu, Atilla Dorsay’ın Remzi Kitabevi’nden çıkan ‘Bir Ömürden Seçilmiş Tablolar' isimli kitabını köşesine taşıdı.
52 kitap yazmış, hakkında iki kitap yazılmış bir yüksek mimar, gazeteci ve sinema yazarı anılarını kaleme alır da merakla okunmaz mı?
Atilla Dorsay’ın Remzi Kitabevi’nden çıkan ‘Bir Ömürden Seçilmiş Tablolar’ını bir solukta okudum. 80 yaşındaki Dorsay’ın çocukluğundan bugüne özel ve iş hayatında iz bırakan anıları medyayla sinemamızın yakın tarihi gibi çünkü... Yazarın anıları, sinema ve medya üzerine nostaljik bir yolculuğa çıkarıyor okuyanı...
Dorsay’ın kitabında bir zamanlar Yeşilçam ünlülerinin en popüler mekanı Çiçek Bar’la ilgili bir hayli tartışma yaratacak bir bölüm de var. İşte ‘Bir başka efsane: Çiçek Bar’ bölümünde yazdıkları:
Dilberler, jigololar!
“En ünlü oyuncular, eski-yeni yönetmenler, ahı-vahı kalmış eski dilberlerle starlığa soyunmuş taze çiçekler, kerameti kendinden menkul olanlarla gerçek değerlerini tevazuyla saklayanlar, okur-yazarlarla tersine hiç okuyup yazmazlar, yalnız geçmişlerine sahip olanlar veya geleceğe oynayanlar; sürekli konuşanlar veya Nasreddin Hoca’nın hindisi gibi sürekli düşünenler...
Buraya gelmeye gerçekten gereksinme duyanlar veya hiç sevmedikleri halde iş bulmak veya gündemde olmak için zorunlu olduklarını sananlar... Ünlüler ve onların çevresinde görünmek, onlara yaklaşmak, belki ‘çıkmak’ sevdasındaki genç kızlar... Olgun kadınları, sosyete dilberlerini veya kadınımsı ünlüleri bir bakışlarıyla tavlama umudundaki genç aktör adayları, profesyonel jigololar... Hep eğlenenler, eğlendiğini sananlar ve de hep sıkılanlar...
‘Arif’i zengin ettiler’
İşte tüm bunlar ve başkaları, yıllar boyu aslında bu küçük mekanı doldurarak öncelikle sahibi Arif Keskiner’i zengin ettiler. Ve de toplumsal bir fenomen yarattılar. Öylesine ki, Arif yalnızca burayı iyi yöneterek değil, buradaki dostluklar üzerine yazdığı bir avuç kitapla da büyük sükse yaptı. Helal olsun! Ve ben buraya da sık sık gittim. Özellikle 80-90’lı yıllarda, her pazartesi akşamı gitmeyi bir gelenek haline getirmiştim. Ya barda otururdum ya da özellikle sinemacıların masalarına takılırdım. Kemal Sunal’dan Tarık Akan’a, Şerif Gören’den Zeki Ökten’e, Atıf Yılmaz’dan Kadir İnanır’a, Fatma Girik’ten Müjde Ar’a birçok Yeşilçamlı buraya uğrardı.”