'Ekonomik krizden en çok iktidara yakın şirketler etkilendi'

Abone ol

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci, “Özellikle AK Partiye ve daha da büyük oranda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönül vermiş olan iş dünyası mensupları, son krizde ya iflas etti ya da çok büyük kayıplar yaşadı” dedi.

Son dönemde dolar kurundaki aşırı dalgalanma ile birlikte zirveye çıkan ekonomik kriz pek çok sektörü vurdu.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan 2017’de yapılan başkanlık sistemi referandumunda yeni sistem ile birlikte ekonominin şahlanacağını söylese de bu durumun tam tersi yaşanıyor.

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci krizden en çok iktidara yakın şirketlerin etkilendiğini belirterek, “En fazla da 2017 Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumunda söylenen vaatlere inananlar bu büyük yıkımı yediler” ifadelerini kullandı.

Karar gazetesi yazarı İbrahim Kahveci’nin ”Riskleri azaltma fırsatı” başlıklı yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Özellikle AK Partiye ve daha da büyük oranda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a gönül vermiş olan iş dünyası mensupları, son krizde ya iflas etti ya da çok büyük kayıplar yaşadı.


En fazla da 2017 Partili Cumhurbaşkanlığı sistemi referandumunda söylenen vaatlere inananlar bu büyük yıkımı yediler.

Yeni sistemle ekonomi uçacak söylemi bu cenah açısından tam bir hezimet oldu.

Mayıs 2016’da seçilmiş Başbakan’ın yerine atanmış Başbakan’ın gelmesi ile Türkiye emsal ülkelerden negatif ayrıldı. İkinci adım ise, OHAL’in “FETÖ dışında kullanılmayacak” söyleminin aksine her alanda kullanılması ile yaşandı. Böylece Trump tehdidine kadar zaten dolar/tl kuru 3,0 liradan 5,5 liraya yükselmişti.

Bu durumu kısaca “En fazla inananlar battı” şeklinde tanımlayıp yazmıştım.

Şimdi geçmiş yazısı değil, geleceğe ilişkin yazıyorum. O nedenle yarına ne yapmalıyız noktasına bakalım.

Bir kere şu noktayı belirteyim: Ekonomi yönetimi ‘Ali-Cengiz’ oyununda inanılmaz şekilde başarılılar. Merkez Bankası rezervleri, döviz satış düzeni, kredi üzerinden mevduat yaratma, kamu bankaları üzerinden yeni bir sistem kurma, özel bankları ‘telkin piyasası’ ile yönlendirme vs vs..


Bütün bu düzen bir serbest piyasadan ziyade, kontrol edilen bir piyasa görünümü arz etmektedir. Kurlar kontrolde, faizler kontrolde, enflasyon kontrolde, işsizlik kontrolde... Kısaca her şey kontrol ve gözetim altında.

Mayıs 2019’da yüzde 26,0 olan tahvil faizi, şimdi 10,5’de. Yüzde 22,7’de olan TL mevduat faizleri ise şimdi yüzde 9,5’de. Yine aynı tarihte 6,20 olan dolar/tl kuru ise şimdi sadece 6,0 lira sınırını yeni aştı.

Mayıs 2019’da yüzde 27,9 seviyelerine çıkan ticari kredi faizleri de artık yüzde 11,25 düzeyine inmiş durumda.

Ha, bu arada Ocak 2020 itibari ile yıllık enflasyon oranımız da yüzde 12,15.

Kısaca stok durumunda çok ciddi bir negatif faiz dönemi yaşıyoruz. İşte bu nedenle mayıs 2019’da 83 bin seviyelerine kadar gerileyen borsa endeksimiz de artık 124 bin sınırlarını zorluyor."

Merkez Bankası'ndan ilk ekip İstanbul'a taşındı Ekonomi Vatandaş bankalara 65.6 milyar lira 'masraf' ödedi Ekonomi Marmaray’a zam: Sosyal medyadan tepki Ekonomi Hazine’nin ‘aralık sendromunun’ bedeli vatandaşın cebinden çıkıyor Ekonomi