Ekonomistler Merkez Bankası'nın kararını yorumladı: 'Kurda baskı devam edecek'
Merkez Bankası'nın politika faizini 2 puan artışla yüzde 19'a yükseltmesinin ardından dolar kurunda düşüş yaşandı. Ekonomistler faiz kararını yorumladı.
Türkiye ekonomisinden yüksek kur, yüksek enflasyon ve yüksek faiz kısır döngüsü devam ediyor. Enflasyonda artışın sürmesi ve kurda son dönemdeki artışın ardından Merkez Bankası’ndan bugün faiz adımı geldi.
Sözcü gazetesinden Emre Deveci'nin haberine göre; TCMB, ortalama 100 baz puan olan piyasa beklentilerinin de üzerine çıkarak politika faizini yüzde 17'den yüzde 19'a yükseltti.
Kararın hemen öncesinde 7,47 olan dolar/TL kuru, kararın ardından 7,32'ye kadar çekildi. Euro/TL'de de 8,93'ten 8,76'ye düşüş görüldü.
Karara ilişkin açıklamasında TCMB, yurt içi ve yurt dışındaki gelişmelerin “enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve orta vadeli enflasyon görünümü üzerinde oluşturduğu yukarı yönlü riskleri dikkate alınarak, önden yüklemeli ve güçlü bir ilave parasal sıkılaştırma yapılmasına karar verilmiştir” dedi.
Ekonomistler Piotr Matys, Emrah Lafçı, Enver Erkan ve Emre Akçakmak kararı sozcu.com.tr'ye değerlendirdi.
‘TCMB GEREKENİ YAPTI’
Hollanda’nın en büyük bankası Rabobank’ın Gelişen Piyasalar Kur Stratejisti Piotr Matys, “Yüksek faiz oranlarıyla TL'yi destekleyerek yılın ikinci yarısında enflasyonu düşürme hedefine tamamen bağlı olduğunu teyit etmesi için bugünkü toplantıda TCMB'nin piyasa beklentilerini karşılaması değil aşması gerekiyordu” dedi.
Bu açından TCMB'nin gerekeni yaptığını ve bugünkü kararlı adımının, enflasyonun büyük bir sürükleyici etkeni olan TL için olumlu olduğunu belirten Matys, yüzde 19'luk faizle TL'nin nominal olarak en çok getiri sağlayan gelişen ülke para birimlerinden biri olduğunu ve reel getiri açısından cazibesinin yılın ikinci yarısında enflasyonun düşmeye başlamasıyla birlikte daha da artacağını söyledi.
‘KUR DÜŞÜŞÜ KISA SÜRELİ KALABLİR’
200 baz puanlık artışın carry trade (düşük maliyetli para ile borçlanıp bu tutarı getirisi yüksek paralara yatırmak) oyuncularının TL'ye talebini tekrar canlandırabileceğine işaret eden Matys, enflasyonun düşmeye başlamasıyla birlikte reel faizlerde artış beklentisinin önümüzdeki haftalar ve aylarda dolar/TL ve euro/TL kurları üzerinde aşağı yönlü baskıyı artıracağını kaydetti.
Öte yandan, ekonomideki yapısal dengesizlikler çözülmediği takdirde TL'deki değerlenmenin kısa süreli kalacağına dikkat çeken Matys, uzun dönemli pozitif görünüm için IMF gözetiminde kapsamlı yapısal reformlara gidilmesi gerektiğini öne sürdü.
‘AĞBAL’IN NET OLMASI YETMEZ’
TCMB'nin kararına şaşırmadığını, kendisinin de 100-200 baz puan aralığında artış beklediğini belirten ekonomist Emrah Lafçı, “Bizim enflasyonumuzun en temel belirleyicilerinden biri kur. Şubatta 7 seviyelerinde olan dolar/TL kuru, 7,50'yi aşmıştı. TCMB doğru olanı yaptı” dedi.
Kurun son dönemdeki yükselişinde ABD tahvil faizlerindeki yükselişin yanı sıra rezerv tartışmasında iktidarın eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ı savunmasının, bunun piyasalarda yol açtığı endişelerin de rolü olduğunu belirten Lafçı, değerlendirmesine şöyle devam etti:
“Naci Ağbal, enflasyon konusundaki kararlılığını ve net duruşunu gösterdi ancak Ağbal'ın net olması TCMB'nin bu işi sonuna kadar götürebileceği anlamına gelmiyor. Ekonomi zaten sallantıda, içten çatlak sesler çıkmaya başlarsa hükümet de farklı adım atabilir” dedi.
“Ya bu enflasyon Ağbal'ı götürür ya da Ağbal enflasyonu düşürür” diyen Lafçı, yıl sonuna kadar enflasyonda istenen düşüş sağlanamazsa Ağbal'ın da diğer başkanların akıbetine uğrayabileceğini dile getirdi.
Kurda ABD tahvil faizleri kaynaklı baskının devam edeceğini belirten Lafçı, “Küresel koşullar lehimize olduğunda kullanamadık, şimdi işler ters giderken zorlanacağız. Hata yapma lüksümüz yok” dedi.
‘BÜYÜMEDEN BİRAZ GÖTÜRECEK’
Tera Yatırım ekonomisti Enver Erkan, “TCMB'nin attığı bu adımı, son dönemde artan finansal piyasa oynaklığı ve bunun getirdiği ilave enflasyonist risklere karşı inİsiyatif alma anlamında önemli bir hamle olarak değerlendiriyoruz” dedi.
“Reel sektörün finansman maliyetlerini artırması ve kredi büyümesini biraz daha aşağı çekmesi anlamında, daha sıkı finansal koşulların büyüme potansiyelinden biraz götürmesi olağan bir sonuç olacaktır” diyen Erkan, “Faizleri indirme konusunda da TCMB'nin yılın üçüncü çeyrek döneminin sonuna kadar beklemede kalmasını ve gevşeme konusunda ihtiyatlı davranmasını öngörürüz” ifadelerini kullandı.
‘BUNDAN SONRA ÖNEMLİ OLAN REZERVİ GÜÇLENDİRMEK’
East Capital Gelişen ve Öncü Piyasalar Portföy Yöneticisi Emre Akçakmak, “TCMB enflasyonla mücadele konusunda ciddiyetini göstermek ve kredibilitesini artırmak isteyen her merkez bankasından beklenebileceği gibi tahminlerin de üzerine çıkan bir faiz artışı yaparak piyasaya güçlü bir sinyal verdi” dedi.
“Benzer bir sinyali dün 75 baz puan artış ile beklentilerin üzerine çıkan Brezilya merkez bankasından da görmüştük” dyen Akçakmak, “Artan gıda ve emtia fiyatlarının enflasyonist baskılar yarattığı ve Amerikan hazine faizlerinin hızlı yükseldiği bu ortamda TCMB’nin en azından faiz konusunda şu aşamada elinden geleni yaptığını söyleyebiliriz” değerlendirmesinde bulundu.
“Yalnız bundan sonra önemli olan son dönem de dahil olmak üzere faiz artışları sonrası ithalat yoluyla cari açık yaratan TL değerlenmesini frenleyip uluslararası rezerv pozisyonunu güçlendirmek olacaktır” diyen Akçakmak, “Petrol fiyatlarının yükseldiği ve turizm sezonunun 2021’de de çok hareketli olmayacağının anlaşıldığı şu ortamda güçlü TL’nin yan etkilerini akıldan çıkarmamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.