'Ekrem İmamoğlu bileğinin hakkıyla kazandı'

CHP Hukuk Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek, seçim sürecine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sputnik'e konuşan Muharrem Erkek, "CHP'nin yani Millet İttifakı'nın adayları seçimi kazanmıştır. Bunu kabul etmek gerekir. Sandıktan çıkan sonuca, seçmenin iradesine saygı duymak gerekir. İzmir'de zaten büyük bir farkla kazandık, Ankara'da da ciddi bir fark var. İstanbul'da da Ekrem İmamoğlu bileğinin hakkıyla kazandı. Millet İttifakı olarak sandığa, demokrasiye sahip çıkıyoruz" dedi.

Muharrem Erkek

‘OY FARKININ ORTADAN KALDIRILMASI MÜMKÜN DEĞİL'

Siyasi partilerin itiraz hakkının elbette bulunduğunun altını çizen Erkek, "Ama itirazın bir dayanağı olmalı, haklı gerekçeleri olmalı. Siz sandık başında hiçbir şeye itiraz etmemişsiniz, ıslak imzalı tutanaklar, birleştirme tutanakları düzenlendikten sonra, YSK sonuçlarına, kazanan belli olduktan sonra itiraz ediyorsunuz" İfadelerini kullandı.

Erkek, maddi hataların tabi ki düzeltilebileceğini ancak 24 bin oy farkının 'bu tip dayanaksız, mesnetsiz, gerekçesiz itirazlarla ortadan kaldırılmasının mümkün olmadığını' kaydetti.

‘SONUCU MASA BAŞINDA ÇEVİRMEYE ÇALIŞMAK TÜRKİYE'YE ZARAR VERİR'

Erkek, Türkiye'nin normalleşmeye ihtiyacı olduğunu ifade ederek, işsizlik, hayat pahalılığı, enflasyon gibi ağır sorunlara ilişkin ortak akılla çalışılması gerektiğini, üretmenin gerektiğini belirterek, "Türkiye'nin sevgiye, saygıya, hoşgörüye, uzlaşmaya ihtiyacı var. Herkes gerçeği gördü, İstanbul'u Ekrem İmamoğlu kazandı. Bu sonucu devletin gücünü kullanarak masa başında çevirmeye çalışmak demokrasiye, Türkiye'ye zarar verir" diye konuştu.

‘GEÇERİSİZ OYLARIN ÖNEMLİ BİR BÖLÜMÜ BOŞ OYLARDIR, PROTESTO OYLARIDIR'

Erkek, AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak'ın açıklamalarına işaret ederken, "AK Parti İstanbul İl Başkanının dinlediğiniz zaman bile itirazların ne kadar dayanıksız olduğunu şimdiden görüyoruz. İki tane sandık sonuç tutanağından örnek vermekle 24 bin oy farkı değişir mi? Geçersiz oylar her seçim döneminde olur. 2014 yerel seçiminde çok daha fazlaydı geçersiz oylar, İstanbul'da. Geçerisiz oyların önemli bir bölümü de boş oylardır zaten, protesto oylarıdır. Bunlara sığınmak doğru değil. Demokrasiye sahip çıkmak, olgun olmak ve kazananı tebrik etmek gerekir" dedi.

‘İSTANBUL'DA VE ANKARA'DA ENKAZ DEVRALACAĞIZ'

Erkek, CHP'nin belediyecilik anlayışı üzerine de değerlendirmelerde bulunarak, şunları kaydetti:

"Bir an önce halkın sorunlarına eğilmek lazım, bir an önce gündeme, gerçeklere dönmek lazım. İmamoğlu ile İstanbul zaten çok daha güzel olacak. Bakın, Sayın Erdoğan ‘nasıl yönetecekler, bakalım, göreceğiz' diyor. Şu açıdan baktığınızda, İstanbul'u ve Ankara'yı özellikle, beton ormanına çevirdiler, kentleri öyle bir hale getirdiler ki… Buna rağmen bizim belediye başkanlarımızla birlikte kentlerde yeşil alanlar artacak, sosyal belediyecilikle, halkçı, dürüst belediyecilikle kentlerde yoksullukla mücadele edilecek. Türkiye'de CHP'li belediyelerin yönetttiği kentlerde insanlar niçin yaşamayı tercih ediyor çünkü o kentlerde özgürlük, çağdaşlık var. Biz zaten ciddi bir enkaz devralacağız İstanbul'da ve Ankara'da ama bunu mazeret olarak ileri sürmeyeceğiz. Türkiye'nin en borçlu belediyeleri AK Parti'nin belediyeleri, neden? CHP'li belediyelere bakın; Çanakkale'ye, Aydın'a, İzmir'e, Eskişehir'e, Hatay'a, Edirne'ye bakın, oralarda yapılan yatırımlara bakın, huzura bakın.

‘BAŞKANLARIMIZ HERKESİ KUCAKLAYACAK, HARCADIKLARI HER KURUŞUN HESABINI VERECEKLER'

Bizim belediye başkanlarımız iktidarın yapamadığı iki şeyi temel alacaklar, bir; kendisine oy versin vermesin herkesi kucaklayacaklar, iki; harcadıkları her kuruşun hesabını halka verecekler çünkü tüm kaynaların sahibi halktır. Sayın Erdoğan'ın da, bakanlıkların harcadığı paraların da, devletin harcadığı paraların da, tüm kaynakların sahibi halktır ama onlar halka hesap vermiyorlar. Aramızda yönetim anlayışı olarak çok temel farklar var.

‘GÜVEN ORTAMINI YARATMAMIZ LAZIM'

Sayın Erdoğan yönetmeye devam edecek ama birçok bakanın değişmesi lazım; Maliye ve Hazine, İçişleri Bakanı'nın Türkiye'nin menfaatleri için bu görevlerde durmaması gerekiyor. Zaten bir cumhurbaşkanın damadının Hazinenin başında olması başlı başına bir siyasi etik ve güven sorunudur. Zaten parayı kaybettiler, Hazineyi boşalttılar, Merkez Bankası'nı erittiler. Para kaybetmekten çok daha önemli bir sorun güven kaybetmektir, Türkiye'nin tekrar o güveni kazanması lazım; yatırımcı gelmesi için turist gelmesi için, kalkınma için, Türkiye'nin rahat bir nefes alması için bu güven ortamını yaratmamız lazım. Hukuk güvenliğinden tutun, her türlü konuya kadar. Biz her konuda iktidara yardımcı olmaya hazırız, çözüm önerilerimizi bundan sonra umarım dikkate alırlar. Bundan sonra katkılarımızı kabul ederler, birlikte yönetiriz, ortak akılla yönetiriz. Türkiye'nin buna ihtiyacı var."