Ekrem İmamoğlu, İstanbul projelerini açıkladı!

Abone ol

CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul projelerini tanıttı.

Ekrem İmamoğlu, İstanbul'un temel sorunlarına dair plan ve projelerini açıkladı.

İŞTE İMAMOĞLU'NUN PROJELERİ!

Bizleri çeşitli yayın ortamlarından canlı olarak izleyen çok sevgili İstanbullular…
Millet İttifakının ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak, İstanbul için çözümlerimin bir özetini paylaşacağım toplantımıza hepiniz hoş geldiniz…

Sizleri buradan en içten duygularımla selamlıyorum.

Bugün itibariyle 31 Mart seçimlerine sadece 31 gün kaldı.
31 gün sonra önemli bir karar vereceğiz.
Sadece oy verenler açısından değil, onların aileleri, hane ekonomileri, çocukları ve hatta doğmamış çocuk ve torunları için bile önemli bir karar.
Türkiye için önemli bir karar…

Çünkü bu karar ile sadece bir yöneticiye ve o yönetici ile işbaşı yapacak kadrolara karar vermeyeceğiz…
Dünyanın en önemli kentlerinden biri olan İstanbul’un yakın geleceğine, nasıl bir kentte yaşayıp, nasıl bir hayatı paylaşacağımıza, ailelerimizin nasıl bir çevrede yaşayacağına karar vereceğiz.

İstanbul Türkiye’nin gelişmesinin ana gücüdür. Türkiye’nin ekonomi, inovasyon, kültür, sanat ve yaratıcılık alanlarındaki küresel iddiasının, dünyayla rekabetinin temelidir.

İstanbul’un kapasitesinin ve potansiyelinin heba edilmesi, Türkiye’nin global rekabette sınıf düşmesi demektir.
O nedenle, 31 Mart yerel seçimi anlamlıdır.


Son zamanlarda bu seçimlerle ilgili pek çok iddia atıldı ortaya…
Dendi ki, bu seçimler Türkiye için “Beka seçimleridir.”
Haftalardır sokakta, pazarda, iş yerlerinde, kampüslerde İstanbullularla konuşuyorum.

Onlara bu seçimin anlamını soruyorum.
Saygıdeğer basın mensupları,
Sizlere zengininden fakirine, gencinden yaşlısına, işsizinden işverenine, sanatçısından sporcusuna, kadınından erkeğine İstanbullunun bu seçimi nasıl gördüğünü söyleyim.

İstanbullu için bu seçimin üç anlamı var:
Ekonomi!
Ekonomi!
Ekonomi!
Sokağa çıkın siz de göreceksiniz.
Çarşıda pazarda insanlarla konuşun, ekonomik çöküşün derinliğini, insafsızlığını siz de anlayacaksınız.


Ekonomi gerçekten kötü. İstanbullu burnundan soluyor.
İstanbullunun mutfağını ateş almış.
Siyasetten nemalanan küçük bir azınlık dışında gelecek korkusu tüm İstanbul’u sarmış.

İşsizlik almış başını gidiyor. Umutsuzluk 7 tepenin dışına taşmış.

Bu muhteşem şehirdeki hayat epeyce bir süredir akıl, sağduyu ve uzlaşmayı reddeden bir yönetim anlayışı ile tam bir kaosa çevrildi.
İstanbul’un nereye gittiğini bilen var mı?
Son çeyrek yüzyıldır İstanbul’u yöneten herhangi bir liderden İstanbul’un gelecek vizyonunu, nasıl bir nüfusa doğru gittiğimize ilişkin herhangi bir tahmini, planlamayı, hazırlığı duydunuz mu?

Son yıllarda şehri yönetenler, İstanbullunun gerçek sorunlarına çözüm üretmeyi unutup, 18nci yüzyılda kalmış “Çılgın proje”ci yaklaşımlarla propaganda kampanyaları yaptılar.

Ormanları, su havzaları yok edilmiş,
Deprem toplanma alanlarına rezidanslar dikilmiş
Daha deprem olmadan insanların evlerinin “bir gece ansızın” başlarına yıkıldığı,
Trafikte saatlerin, ömürlerin tüketildiği,
İnsanların yüzünün gülmediği
Kimi mahallelerinde kalpleri acıtacak bir yoksulluğun yaşandığı,
En küçük bir yağmurda evlerin su bastığı, insanların sele kapılıp can verdiği,
Trafiğin saatlerce kilitlenip ömür törpüsüne dönüştüğü bu şehir, bu insanlar… bunu hakkediyor mu?
Aşkınız bu mu? Sevdanız bu mu?

“Gönül işi” belediyecilik dediğiniz bu mu Allah aşkına?
Hiçbir demokratik ülkede olmayacak kadar dengesini bozduğunuz, tam beyin yıkama şebekesine çevirdiğiniz medyanız ne kadar saklamaya çalışırsa çalışsın…
Kriz var hanımlar, beyler!
Derin kriz!
Can yakıcı, yuva yıkıcı kriz!

“Beka sorunu” diye İstanbulluyu boş yere uyutmaya çalışmayın.
Şapka düştü, kel göründü! Mızrak çuvala sığmıyor…
İstanbullu her şeyin çok, ama, çok farkında.

Bu büyük ekonomik çöküntüye, bu büyük alt üst oluşa rağmen,
ben sokaklarda başka bir şey daha görüyorum.
Çocukların, kadınların, gençlerin gözlerinde; eli öpülesi her yaştan annenin dualarında bir büyük umut ışığı görüyorum.
Her gün binlerce İstanbullu büyük bir umutla, büyük bir heyecanla bize geliyor.
İstanbul İttifakı her gün daha da büyüyor. Derin bir dalga yayılıyor.
İstanbul “Yeni Bir Başlangıca” hazırlanıyor.
Ben her gün yeni yol arkadaşlarımla tanışıyorum. Her gün İstanbul Gönüllüsü yeni insanlarla yolumuz kesişiyor.
Ne yapacaksak onlarla, büyük İstanbul İttifakında etrafımızda toplanan bu şehrin asli gücüyle, İstanbullularla birlikte yapacağız.
Evet, kriz var!

Evet, inanılmaz bir iş bilmezlik var!
Evet, yoksulluk, yolsuzluk, israf var!
Evet umut kırıcı bir işsizlik var!
Evet trafik var, kaos var!
Evet, ihanet var!
Ama İstanbullu anladı ki, çözümü var!
Onların hayatını kolaylaştıracak, İstanbul’u yeniden ayağa kaldıracak çözümlerimiz var!
Bugün burada, sizlere temel iddiamızı, İstanbullunun hayatını iyileştirecek pratik ve kalıcı çözümlerimizi; hayata dokunan projelerimizi sizlerle paylaşacağım.
Ama tüm söyleyeceklerimi dilerseniz tek bir slaytta özetleyim size:
İstanbul;
Adil bir kent olacak.
Yeşil bir kent olacak
Yaratıcı bir kent olacak

Ama aynı zamanda
Kadın dostu bir kent olacak
Girişimci dostu bir kent olacak
Engelli ve çocuk dostu bir kent olacak
Şimdi bunları tek tek açayım sizlere…

Adil bir kentle ne demek istiyoruz?
Yola çıkarken söylemiştim. Öncelikli işimiz, öncelikli derdimiz; İstanbul’daki hayat pahalılığı.
Bu koşullarda İstanbul’da çocuk okutmak zor. Karın doyurmak zor. Yaşlıya bakmak zor.
Biz İstanbullunun cebinden çıkan parayı mümkün olduğunca azaltacağız. İstanbullulara verilen sosyal yardımları mümkün olduğunca artıracağız.
Bizim İstanbul'daki hayat pahalılığıyla mücadelede
formülümüz: 4 artı 1'dir.

Çok önemli 4 harcama kaleminde İstanbullunun cebinden çıkan parayı azaltacağız.
4 artı 1 formülüyle İstanbul'da pahalılığı gerileteceğiz.
Vatandaşın cebinden çıkan parayı azaltacağımız 4 kalem şunlar olacak:

- İstanbullunun gıdaya harcadığı parayı azaltacağız.

- İstanbullunun ulaşıma harcadığı parayı azaltacağız.

- İstanbullunun eğitime harcadığı parayı azaltacağız.

- İstanbullunun suya harcadığı parayı azaltacağız.
Bunlar, İstanbulluya rahat nefes aldıracak.
Bunlara ek olarak +1 diyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin sosyal yardım bütçesini 3 katına çıkaracağız ve bu kaynağı vatandaşa sunacağız.

Evet, İstanbullunun gıdaya harcadığı parayı azaltacağız.
Sofrada yenen yemeği, ucuz ve sağlıklı hale getireceğiz.


Kış ortasında Gıda Tanzim Noktalarında vatandaşı saatlerce kuyrukta bekletmek, sınırlı kiloda alışverişe müsaade etmek bir çözümmüş gibi görünse de bu 2019 Türkiye’sinin utanç manzarasıdır. Millet açısından onur kırıcıdır.
Üstelik de esnafı ezen, pazarcıyla rekabet eden bir yöntemle yapacaksınız bunu.
Taşıma suyla değirmen dönmez. Bu sürdürülebilir bir yöntem değildir. Sadece bir seçim manevrasıdır.
İktidar, her zamanki gibi krize girdiği bir konuda, acaba sosyal demokratlar bu konuda daha önce ne demişler, ne yapmışlar diye bakıyor…

Yıllar önce ortaya koymuş olduğumuz çözümleri taklit ediyor. Ama projelerin içini boşaltıp sadece seçim için kullanıyorlar. Krizi iyiden iyiye derinleştiriyorlar.
Bakın son 10 yılda Türkiye, 6 tane İstanbul büyüklüğünde tarım toprağını kaybetti.
Bırakın mazotu, elektriği, gübreyi, domates tarladan sofraya gelene kadar oluşan fiyattan devlet %15 vergi alıyor. Yani devlete payını vermeden tencereyi kaynatma şansımız yok.

Siz şeker fabrikalarını daha dün satmışken, bugün tanzim satışlardan, kooperatiflerden bahsediyorsunuz. Kim inanır Allah aşkına?

Sebze-meyvedeki %65 enflasyondan siz sorumlusunuz. Ama çözüm yine bizde.
Biz üreticiyi, tüketiciyi, doğayı ve esnafı gözeterek çözümlerimizi hayata geçireceğiz.
Son çeyrek yüzyılda uygulanan yanlış politikalarla İstanbul’un dünyada çok az şehirde görülen büyük bir sorunu ortaya çıktı. Bu devasa şehir kendi yakın çevresinden, kendi kırsalından beslenemiyor.


Biz bu gidişatı tersine çevireceğiz. İstanbul yakın çevresi olan Trakya ve Marmara Bölgesi için Bölgesel Ölçekte Tarımsal Koruma ve Üretim Planı hazırlayacağız.
İstanbul çevresinde yapılan tarımsal üretimi verimli hale getirip, artıracağız. Tarıma elverişli topraklarımızı kesinlikle koruyacağız. İBB’nin gücüyle bölgedeki üretici birliklerini ve kooperatifleri destekleyeceğiz.
Böylelikle esnafı, pazarı, manavı, kooperatifleri ve belediyeyi kapsayan Üreticiden Tüketiciye Gıda Zinciri oluşturacağız.
Aynı zamanda Kent Gıda Konseyi’ni kuracağız. Özellikle yoksul kesimlerin sağlıklı gıdaya ulaşmasına yönelik politikalar uygulayacağız. İstanbullu ne yediğini bilecek. Yediklerim beni kanser mi ediyor’ şüphesini aklına getirmeyecek.
Kent Gıda Konseyi afet durumları için gıda stoklarının oluşmasını sağlayacak ve israfı engelleyecek.
Bunların yanı sıra, Halk Süt, Kent Lokantaları gibi projelerimizle İstanbullunun ucuz ve güvenli gıdaya erişimini sağlayacağız.
Halk-Süt’ü ihtiyacı olan bölgelerde çocuklarımıza ücretsiz dağıtacağız.
Etin sofralarımıza güvenli, sağlıklı ve ucuz gelmesi için öncelikle Türkiye’de Tarımsal Alt Bölgeler belirleyeceğiz. Buralardan temin edilen hayvansal ürünlerin işlenmesi, denetlenmesi, paketlenmesi, korunması ve pazarlanması için Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgeleri kuracağız.

Yani hem sebze, meyve, et ve süt sürdürebilir şekilde ucuzlayacak. Hem de tüm bu projeler doğrultusunda açılacak tesislerle istihdam sağlayacağız.
İstanbullunun ulaşıma harcadığı parayı azaltacağız.

Yeni bebeği olan bir anne, çocuğu 4 yaşına gelene kadar ulaşımdan ücretsiz yararlanacak. Çocuklar 12 yaşına kadar toplu taşıma araçlarına ücretsiz binecek.
Öğrencilerin aylık 85 TL olan kartını 50 TL’ye düşüreceğiz.
25 yaşın altındaki tüm gençler toplu taşıtlardan % 40 indirimli faydalanacak.
Toplu taşımada ilk aktarmalar ücretsiz olacak.
Biliyorsunuz hep bir “İstanbul İttifakı”ndan bahsediyorum. Biz, İstanbullunun gönüllü emeğinden, bilgisinden, görgüsünden, deneyiminden faydalanıp kenti ayağa kaldıracağız. Yapacağımız tüm bu projelerde gönüllü emek koyan, katkı sunan yurttaşlarımız da ulaşımdan ücretsiz faydalanacak. Resmi ve dini bayramlarda da toplu taşıma tüm halkımıza ücretsiz olacak.

İstanbullunun eğitime harcadığı parayı azaltacağız.
500.000 öğrencinin kırtasiye ve üniforma masraflarını karşılayacağız.
Yemekhanesi olmayan okullarda kumanya dağıtımı yapacağız.
Hiçbir anne okula çocuğunu yollarken, bu çocuk gününü aç mı, açıkta mı geçirecek sıkıntısı çekmeyecek.
Mahalle Evlerinde ücretsiz etüt merkezleri oluşturacağız.
İstanbullunun suya harcadığı parayı azaltacağız.
Suda hanelere %40 indirim yapacağız.

5 yılın sonunda altyapı çalışmalarını tamamladığımızda, İstanbullu musluktan temiz su içebilecek.
Üzerine basa basa söylüyorum: Bazıları çılgın fikirler peşinde koşuyor olabilir. Ama onlara hatırlatmak isterim ki, bugün bu şehirdeki her 4 gençten biri işsiz. İnsanlarımız artık iş bulma umudunu dahi kaybediyor.
Biz İstanbul’da %15’lere varan toplam işsizlik oranını tek hanelere düşüreceğiz. ‘Bu iş yerel yönetimin işi değil’ demeden, somut ve gerçekçi çözüm önerilerimizi ortaya koyacağız.
Peki nasıl başaracağız bunu?

İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tüm bu bahsettiğim projelerle genişleyen hizmet ağı sayesinde 25.000 kişiye doğrudan istihdam oluşturacağız.
Bölgesel İstihdam Ofislerini kuracağız.
İş arayan ile yatırımcıyı, işvereni buluşturacağız. Yatırımcıyı yönlendireceğiz, iş arayanı yalnız bırakmayacağız.
işsizliği yaratan en önemli etkenlerden olan eğitim sorununa odaklanacağız.
Yaşam Boyu Eğitim yaklaşımı ile güncel, talebe uygun, nitelikli meslek eğitimini ücretsiz bir şekilde İstanbul’un her bölgesine yaygınlaştıracağız.
İSMEK’ler daha yaygın hale gelirken birer Kariyer Danışma Merkezi’ne dönüşecek.
İstanbul’u yeni bir kavram ile Kent Enstitüleri ile tanıştıracağız.
Her ilçede yeni gelişen ekonomilere uygun teknoloji, bilişim ve inovasyon içerikli, sertifikalı eğitimler düzenleyeceğiz.
4. Girişimciliği destekleyeceğiz. İstanbul’da ticaret ve iş hacmini büyüteceğiz. Kent Enstitüleri aynı zamanda girişimcilere, start-up’lara ofis imkanı ve finansal destek sağlayan merkezler olacak.
5. İstanbul Tanıtım ve Yatırım Ajansını kurarak İstanbul’u güvenli bir şekilde yatırım yapılabilir bir merkez haline getireceğiz.

Çağın koşullarına uygun olarak üretim ekonomisini yeniden canlandıracağız.
Güncel saha araştırmaları ile, TÜİK, İŞKUR, yeni açacağımız İstanbul İstatistik Ofisi, SGK, Sanayi ve Ticaret Odaları, Sendikalar ile birlikte işgücünün güncel durumunu sürekli tespit edeceğiz.

Buradan 200.000 kişiye kısa vadede iş bulacağız.
İstihdam demişken, iş güvenliği ve işçi sağlığı konusunu atlamadan değinmek istiyorum:
Büyükşehir Belediyesi olarak, İstanbul’daki Organize Sanayi Bölgelerinde 5 adet İşçi sağlığı ve Mesleki Hastalıkları Tıp Merkezi açacağız. Bilgilendirme, takip, denetim ve tedaviyi bir arada yürüteceğiz.

Bu şehirde Yoksulluk artık diz boyu. İstanbul’un arka sokaklarını gezdiğinizde karşılaştığınız yoksulluktan gözleriniz yaşarıyor. Böyle sosyal adalet olamaz. Yoksullar için acilen kalıcı çözümler üretmeliyiz.

Bu konuyu önümüzde günlerde yapacağımız bir toplantıda çok daha detaylı olarak anlatacağım. Ama şimdi burada kısaca ana başlıklara değinmek isterim.

Biraz önce söylediğim gibi, işbaşı yapar yapmaz İBB’nin Sosyal yardım bütçesini 3 katına çıkaracağız.

Geçim Destek Paketi ile ihtiyacı olan tüm ailelerin yanında olacağız.
Kuracağımız Mahalle Çözüm Merkezleri aracılığı ile kapı kapı yapacağımız tespitlerle, gerçekten ihtiyaç sahibi olan her aile bu desteğimizden faydalanacak.
Ailedeki nüfusa göre her ay 200 liradan 2020 liraya kadar nakdi yardım yapacağız. Tüm bu sosyal yardımı hanedeki kadınlara vereceğiz.

Bu şehrin kadınlarını eşit birer yurttaş olarak gören, destekleyen, sözünü, sesini, ihtiyaçlarını dinleyen, kadınlara söz veren, fırsat veren, hakkını veren bir kadın politikasını, bizzat kadınlarla birlikte inşa edeceğiz.
İBB’nin Toplumsal Cinsiyete Duyarlı ne Eylem Planı var, ne de Bütçe planlaması…
Biz derhal bir Eşitlik Eylem Planını uygulamaya koyacağız.
Tüm yönetici kadrolarında %40 cinsiyet kotası uygulayacağız.
Mecliste ve yönetimde kadınların, çocukların, engellilerin aleyhine bir tek karar dahi alınmayacak.

Kadınların bu şehirde güven içinde, huzurla yaşayabilmeleri için en öncelikli sorunun Kadına Yönelik Şiddet olduğunun da farkındayız.
Bir erkek olarak utanarak söylüyorum ki bu şehirde her 3 kadından biri şiddete maruz kalıyor. Peki İBB ne yapıyor? Koca bir, Hiç!
Kadına yönelik şiddetle mücadele için her türlü önleyici tedbiri almak önceliğimiz olacak. İlgili tüm kesimler ile ortak masalar kuracağız.
Kadınlar için hızla 2 istasyon ve 2 daimi sığınak açacağız. Yıllardır kadın hareketinin talep ettiği Cinsel Şiddet Kriz Merkezleri İBB çatısı altında açılacak.
Çocuk İhmal ve İstismarı ile Mücadele Birimi kurarak bu suçla herşeyden daha fazla olarak mücadele edeceğiz.
Kadınlar açacağımız Destek Hattı ile sosyal yardımdan, şiddete, istihdamdan kreş talebine her türlü sorunu için 7/24 bizi arayabilecek. Kadına şiddet uygulayan erkekler, karşılarında İBB’nin örgütlü gücünü bulacaklar.

Biz kadınları ekonomik olarak da güçlendireceğiz. Geçim sıkıntısı çeken yoksul ev kadınının
Yanında olacağız.

Geliştireceğimiz Kadın Emeği Ofisi ile kendi sınırlı imkanları ile çalışan uğraşan tüm kadınlara belediye kapıları da imkanları da sonuna kadar açılacak. Öncelikle İBB kadınların müşterisi olacak.

Kadınların ürünlerini alıcıya ulaştıracak kanalı sağlayarak onları ekonomik olarak güçlendireceğiz. İstanbullu Kadınların Kendi Markaları olacak.

1 Nisan sabahında kadınların hayallerini nasıl gerçeğe dönüştürmeye başladığımızın tanığı olacaksınız.

Değerli konuklar,
kadın sağlığı sorunlarına gelince;
Pek çok semtte kadın ve çocuklar için ücretsiz ve nitelikli bir sağlık hizmetine erişimde zorluklar var. 40 semtte açacağımız doğumhaneler ile ev konforunda, anne bebek dostu sağlık hizmetinin verilmesini sağlayacağız.

Açacağımız 20 yeni Kadın Sağlığı - Tarama Merkezi ve 10 İlçede açacağımız Çocuk Sağlığı Merkezleri ile sağlık alanındaki eksiklikleri kapatmak için insiyatif alacağız.

Artık çocuk denecek yaşlara düşmüş olan bağımlılık sorunu ile birebir mücadele edeceğiz.
4 adet Bağımlılıkla Mücadele Birimi ve Rehabilitasyon Merkezi kuracağız. Tedavi sonrası Mahalle Çözüm Merkezleri’ndeki Psikolojik Destek Birimlerimizle izleme ve destek sağlayacağız.
“Bu kenti çocuklara geri vereceğiz!”
Çocukların akranları ile oyun oynayabildiği, kadınların zamanının kendilerine kaldığı bir İstanbul mümkün...
Çocuk sayısı en yüksek ve en yoksul 150 Mahallede 100 çocuk kapasiteli kreşler açacağız. İstanbul’da kreşsiz mahalle bırakmayacağız. Buralarda İngilizce de İşaret dili de öğrenecekler.
Açacağımız kreşlerle 3 bin kadına doğrudan istihdam sağlayacağız.
İstanbul’da Çocuk Oyun Merkezleri açacağız. Kapalı- açık alan içinde doğa, bilim, sanat, eğlence merkezleri oluşturacağız.

Trafiksiz sokaklar, oyun merkezleri, sağlıklı bir çevre ve gıda, eğitim destekleri gibi yatırımlarla İstanbul’u çocuk dostu bir şehir haline getireceğiz.
Bu şehirde yaşayan gençlere de, onların yaşam kalitelerini arttırma sözü veriyorum.
Tüm gençlerin eğitim olanaklarını ve spor imkanlarını arttıracağız. Kültür ve sanatı onlar için daha ulaşılabilir kılacağız.
İstanbul’un kütüphaneleri ne yazık ki bu şehirde yaşayan gençler için yeterli değil.
Saraçhane Gençlik Kütüphanesi bugün İBB’nin bulunduğu yerde, yaklaşık 15 bin metrekare alanıyla Avrupa’nın da en büyük 10 kamu kütüphanesinden biri olacak. İçerisinde 5 milyon adet basılı yayın ve 50 milyon dijital döküman olacak.
Yani Belediyeyi Gençlere Vereceğiz, birlikte yöneteceğiz!

Gençlerimiz, hem onları iş hayatında destekleyecek; hem de okul hayatında yardımcı olacak, uygun fiyata, nitelikli bir dil eğitimi alabilmeli!
Önce 10 pilot ilçede ardından ise İstanbul’un tüm ilçelerinde Dünya Dilleri Merkezleri açıyoruz. Gençlerimize bu merkezlerde TOEFL ve IELTS kursları vereceğiz. İlk sınav ücretlerini de İBB ödeyecek.

İstanbul’da 15-25 yaş arası toplam 2 milyon 278 bin gencimiz yaşıyor.
Hayat pahalılığının yükünü onların ve ailelerinin üzerinden alacağız. Genç Kart projemiz sayesinde gençlerimiz mahallelerinden dışarı çıkabilecek, sosyal yaşama katılabilecekler.
İstanbul’da 25 yaşının altında her gencimizin artık bir ‘Genç Kart’ı olacak.
Bu kart ile gençler toplu taşımadan, İBB’nin tüm kültür-sanat etkinliklerinden ve İBB’ye ait tüm spor tesislerinden %40 indirimli yararlanabilecek.
Üniversite okuyan gençlerimize burs ve yurt imkanı sağlayacağız.
Ailesinin durumu yetersiz toplam 75 bin üniversite öğrencisine aylık 400 TL karşılıksız burs vereceğiz.
Toplamda 10 bin öğrencimizin faydalanabileceği, 500 kişi kapasiteli, 12 kadın ve 8 erkek öğrenci yurdunu da derhal hayata geçireceğiz.

İstanbul’u yaşlılar için daha rahat, daha yaşanılabilir bir kent haline getireceğiz.
Temizlik, kişisel bakım ve alışverişi kapsayan evde yaşlı bakım hizmetlerini artırıyoruz.
Yalnız yaşayan yaşlılarımız için Acil Durum Bilekliği ve ev içi duman/ gaz dedektörü dağıtıyoruz.
Kuracağımız Mahalle Evleri de yaşlarımızın gelip çayını-kahvesini içip mahalleli ile sohbet edebileceği mekanlar olacak. Yaşlılarımız, asla yalnız kalmayacak.
İstanbul; sokaklarında yürünmesi, metrolarına, metrobüsüne girip çıkması zor bir şehir haline geldi.
Engellilerin rahat edeceği şekilde sokakları, durakları, otobüsleri, metroları yeniden tasarlayacak ve hayata geçireceğiz.
Belediyenin elinin uzanabileceği her yer engelliler ve onların aileleri için erişilebilir ve kullanılabilir yerler haline gelecek.
Bakıma muhtaç engellilerimizin ve ailelerinin hayat kalitelerini yükseltebilmek için Engelliler Gündüz Bakım Evleri projemizi gerçekleştireceğiz.
İstanbul’un farklı semtlerine, 10 adet Gündüz Bakım Evi inşa edeceğiz. Bu evler engellilerin her türlü özel ihtiyaçlarına uygun nitelikte olacak.
Down sendromlu, otizmli, öğrenme güçlüğü çeken bireylere ve onların ailelerine özel öğrenme ve sosyalleşme köyü kuruyoruz.

Bu köylerde, doğal ortamda sanat terapisi ve hayvan destekli terapi hizmeti verilecek.

İstanbul’un 961 mahallesinde, kadınlar, çocuklar, yaşlılar ve gençler için Mahalle Evleri inşa edeceğiz. İçerisinde çok amaçlı bir salonu olacak. Mahallelinin ihtiyacına göre düğün, nişan, taziye, doğum günü kutlamaları, maç izleme gibi özel etkinliklere ev sahipliği bu salonlarda yapılacak.
Mahalle Evleri’nde küçüklerimiz için oyun merkezi, çocuklar ve gençler için Rehberlik ve Danışmanlık hizmeti, öğrencilere yönelik etüt merkezleri de olacak; buralarda tamamlayıcı matematik, dil, deneysel bilim, felsefe ve kodlama vb. eğitimler verilecek. Böylece 4000 kişiye istihdam olanağı sunacağız.

Bakın değerli dostlar, kentler ve ülkeler yaratıcı endüstrilerde yükseldiği oranda zenginleşiyor, rekabette öne çıkıyor. Biz sadece Türkiye’nin değil, bütün bölge ülkelerinin en önemli insan kaynağını, bu muazzam şehirdeki yetenekleri açığa çıkarmak için geliyoruz. İBB bu konuda gerçek bir moderatör olarak çalışacak
İstanbul yeniden sokaklarında sanatçıların kente sanat ve neşe saçtığı bir kent olacağı günleri bekliyor.


İstanbul Kültür ve Sanat Meclisi’ni kurup, İstanbul’un bu alandaki yönünü, vizyonunu, hedef ve politikalarını ilgili tüm kesimlerle belirleyeceğiz.
Örneğin sadece 8 ilçeye sıkışmış, sahne sayısı 11 olan Şehir Tiyatroları’nın sahne sayısını 22’ye çıkaracağız.


Kültür Sanat hizmetlerinden en az faydalanan ilçeler öncelikli olmak üzere, olmayan ilçelerde Kültür ve Sanat merkezleri açacağız.
Ayrıca gezici tiyatro etkinlikleriyle tiyatro sahnesini her mahallede açacağız. Kadınlara ve gençlere ücretsiz gündüz gösterimleri düzenleyeceğiz.

İstanbul bir festivaller kenti olacak. Müzik festivalleri, caz festivalleri, sanat festivalleri, sinema festivalleri, tiyatro festivalleri, dans festivalleri, gastronomi festivali… Şehrin yaratıcılığı ortaya çıkaracak onlarca uluslararası festival organize edeceğiz!


Kent ölçeğinde, ulusal ve uluslararası mevcut festivallere gerekli altyapı desteğini, tanıtım desteğini sağlayacağız.
İstanbul’a 15 yeni müze kazandıracağız. Doğa tarihi müzesi, müzik müzesi, hemşehri müzesi, Mimar Sinan Mimarlık müzesi, gastronomi müzesi bunlardan bir kaçı.
Bakın burada Sultangazi-Cebeci Doğa Tarihi Müzesi ve çevresinde oluşturacağımız festival, kamp, çocuk oyun alanlarını görüyorsunuz.


Yaşayan müzecilik anlayışı ile müzeleri önemli uğrak noktalarına dönüştüreceğiz.
İstanbul gibi kadim bir şehir, bir dünya kenti için gerçekten çok önemli. İstanbul kendi özü ile, tarihi ve kıyıları ile buluşacak.


İstanbul’un en güzel noktası neresi diye sorsam size herhalde birbirine yakın cevaplar alabilirim. Peki Sarayburnu’nda, Topkapı’nın denizle buluştuğu, ilk Atatürk heykelinin olduğu yerde, Salacak’ta, Haliç’in kıyılarında rahatlıkla, güvenli bir şekilde kenti adımlayabiliyor musunuz?

İstanbul’un en güzel noktası neresi diye sorsam size herhalde birbirine yakın cevaplar alabilirim. Peki Sarayburnu’nda, Topkapı’nın denizle buluştuğu, ilk Atatürk heykelinin olduğu yerde, Salacak’ta, Haliç’in kıyılarında rahatlıkla, güvenli bir şekilde kenti adımlayabiliyor musunuz?


Biz bu alanları İstanbullu’nun yaşamına doğrudan katacağız. Örneğin, Harem – Üsküdar hattında, tramvay ile desteklenen kesintisiz bir yaya aksı kurgulayacağız. Salacak tarihinde olduğu gibi denizle buluşacak. Çocuk oyun alanları, deniz hamamları, yeşil alanlar ile burası İstanbul’un eşsiz bir noktası haline gelecek.
Ve değerli konuklar; böylelikle İstanbul’a bin yıllardır yapılan yatırımın karşılığını alacağız.


İstanbul eşsiz doğal yapısı, tarihi ve kültürel birikimi, çeşitliliği ile turizm alanında gerçekten küresel bir markadır. Bu kadim şehir dünyanın kültürel başkentleri arasında hak ettiği yeri alacak. İstanbul ekonomisi, turizm ile yeniden canlanacak, dünyada yeni bir ‘İstanbul Hikayesi’ yazılmaya başlanacak!


İlgili tüm paydaşları toplayarak İstanbul Turizm Master Planını yapacak, süreci birlikte yöneteceğimiz “İstanbul Turizm Atölyesi”ni kuracağız. Hedefimiz İstanbul’u dünyada en çok yabancı ziyaretçi çeken ilk 3 kentten biri yapmak olacak.
Kültür, sağlık, kongre, eğitim, eğlence, doğa gibi alternatif turizm potansiyellerini tespit edip hızla hayata geçireceğiz.


İstanbul Yatırım ve Tanıtım Ajansı, yurt dışı tanıtım faaliyetlerinde son derece etkin bir rol üstlenecek.


Turistlere kentteki farklı etkinliklerden yararlanabilecekleri biçimde akıllı kart seçenekleri sunacağız.. Kongre turizmi, kruvaziyer turizmi gibi yüksek gelirli turizm türlerini geliştirecek ve onları kent yaşamının içine katacağız.


Sadece turizm ile değil her sektörde İstanbul üreten bir ekonomiye kavuşacak, dünyada bir cazibe merkezi haline gelecek. İstanbul Büyükşehir Belediyesi bu büyük ekonominin lokomotifi olacak.


Öncelikle İBB’nin koordinatörlüğünde, tüm sektör temsilcileri, iş dünyası, çalışan kesimleri bir araya gelip ‘Ekonomik Gelişme Planı’ hazırlanacak.


İstanbul Tanıtım ve Yatırım Ajansı’yla ulusal ve uluslararası yatırımları İstanbul’a çekecek, yatırımların gelişmesi için finansal destek sağlayacağız.


Verimli yatırımlarla hem ekonomiyi güçlendirecek hem istihdamı arttıracağız. İstanbul herkesin yatırım yapmak isteyeceği bir cazibe merkezine dönüşecek.
Katma değeri yüksek, sektörler önceliğimiz olacak. Özellikle ileri düzey teknolojiyle, inovasyona dayalı arge ve bilişim vadileri ile kirletici olmayan sanayiyi destekleyecek, İstanbul’un küresel rekabet gücünü arttıracağız.
İstanbul halkına umutlu bir gelecek vizyonu çizeceğiz.


Kartal ve Gaziosmanpaşa'da yapacağımız Bilişim ve Üretim Vadileri ile buradaki mevcut sanayi tesislerini inovasyonla destekleyecek, uluslararası düzeyde gelişmesini sağlayacağız.


Kadıköy yaratıcı endüstrilerin yoğun bulunduğu bir ilçe. Burada kuracağımız Yaratıcı Endüstriler Merkezi ile bu potansiyeli açığa çıkaracağız.


Esenler Teknokent projesi bir diğer önemli üretim ve gelişim noktası.
İstanbul’a değer katacak, istihdamı arttıracak, gelir düzeyini yükseltecek bütün bu projelerle biz İstanbul halkının refahını yükselterek gelişmiş ülkeler düzeyine çıkaracağız.


Sporu, İstanbul’un her yaşına ve her alanına yayacağız.
Biz hem sporu karşılanabilir, ulaşılabilir ve erişilebilir hale getirmek için projelerimizi hazırladık hem de bireysel ve takım sporlarına profesyonel anlamda destek sağlayabilmek, daha çok milli sporcu yetiştirebilmek, olimpiyat düzeyinde daha çok başarı kazanabilmek için planlar yaptık.


Temel hedeflerimizden bir tanesi İstanbul’un her yanında spor tesisine ulaşamayan semt kalmaması...


Öncelikli olarak, İstanbul’da nüfus yoğunluğu ve spor tesisi sayısı açısından eşitsizlik, yetersizlik olan ilçelerde hızla yeni spor tesisleri inşa edileceğiz. Toplamda 30 yeni yüzme havuzu ve 30 kapalı spor salonu, engelli kullanımına uygun olarak hayata geçirilecek.

Ayrıca uluslararası standartlara uygun 3 atletizm pisti de yapılacak. Hem yeni yapılacak bu tesislerden hem de mevcutta bulunan İBB’ye ait tesislerden spor salonu olmayan okullar diledikleri gibi yararlanabilecek.

E-spor günümüzde dünyada yükselen bir trend. Ülkemizde de büyük kulüplerin, üniversitelerin bu alana yatırımlar yaptığını, büyük şirketlerin turnuvalara sponsor olduklarını görebiliyoruz.

Biz gençlerimizin e-sporu evlerine kapanıp yapmasındansa, bir araya gelerek sosyalleşmelerini sağlayacak, aynı zamanda her türlü ekipmana ulaşabilecekleri e-spor merkezleri kuracağız.


Ayrıca İstanbul düzeyinde herkesin katılabileceği yerel e-spor Ligi kurulacak. Bu liglerde başarılı olan gençlerimiz, takımlarımız profesyonel anlamda desteklenecek.
İstanbul, herkes için yürünebilir bir Şehir haline gelecek! Şehirde yürüyen, hareket eden İstanbulluların da teşvik edileceği bir sistem kurmak istiyoruz. Bu sayede kent hareketliliğini arttıracağımıza, daha sağlıklı nesillerin gelişimini destekleyebileceğimize inanıyoruz.

Bu amaçla bir mobil uygulama geliştiriyoruz. Bu uygulama tamamiyle ücretsiz ve herkesin kullanımına açık olacak : Yürü Be! İstanbul

Yürü Be! İstanbul uygulaması ile İstanbullular yürüdükçe puan biriktirecek. Biriktirdikleri puanlar ile Büyükşehir Belediyesi’nin ulaşım, kültür-sanat ve diğer sosyal etkinliklerinden ücretsiz faydalanabilecekler

Değerli konuklar,
Yürünebilir bir İstanbul’dan... Ulaşılabilir, erişilebilir, konforlu ve güvenli bir İstanbul’a geçmek istiyorum.
Biliyorsunuz daha birkaç gün önce ulaşıma yönelik çözümlerimizi çok detaylı bir şekilde kamuoyu ile paylaştım.


Bugün yine çok kısa, ana başlıkları ile bu koya değinmeye çalışacağım.
Öncelikle, yıllardır ihmal edilmiş, artan nüfusa göre son derece gerileyen toplu taşımayı hızla geliştireceğiz ve entegre hale getireceğiz.


Burada ilk iş, metro yatırımları olacak. Halkın sorunlarını dikkate almayan, israfa yönelik projelere değil metroya öncelik vereceğiz. Söz verilip de tamamlanmayan hatları biran önce bitireceğiz.


630 km metro hattı ile 10 yıl içinde İstanbul, entegre bir raylı sistemi altyapısına kavuşmuş olacak. 11 yeni füniküler hattıyla ise nüfusun %90’ı için yürüyerek bir metro durağına erişmek hayal olmaktan çıkacak.


Yıllardır ihmal edilen deniz ulaşımını, Marmara Denizi’ne paralel, hızlı araçlar ile destekleyeceğiz. Atıl olan tüm iskelelerle birlikte yeni iskeleler açacak ve bunları raylı sistemle entegre hale getireceğiz.


Megabüs, Karayolu Ulaşım Yönetim ve Planlaması, Otopark Çözümleri, Transfer Merkezleri gibi birçok projeyi bütüncül, bilimsel ve halkın ihtiyaçlarını öncelik tutarak hayata geçireceğiz.


Yeşil alanlarla bütünleşik 500 km uzunluğunda bisiklet yollarımız olacak. İstanbullular için hem yürüyerek hem de bisikletli bir şekilde bir yerden bir yere güvenli bir şekilde erişebilecekleri doğal parkurlar olacak.
Değerli konuklar,


Son çeyrek yüzyılda betonlaşmanın sınır tanımaz şekilde ne kadar tahrip ettiği malumunuz İnsanlarımız gençlerimiz çocuklarımız nefes alabilecekleri 1m2 yeşile muhtaç... Hiç bir şehir bu şekilde yoluna devam edemez. Biz bu gidişatı durduracak ve insanlarımıza yeniden yaşayabilecekleri bir şehir armağan edeceğiz.
İstanbul’a kazandıracağımız 15 yeni Yaşam Vadisiyle şehir nefes alacak. Beylikdüzü’nde başardığımızı, İstanbul’un tümüne yayacağız.


Sadece 15 yeni Yaşam Vadisi ile 20 milyon m2 yeni yeşil alan kazandıracağız.
İstanbul’un kuzeyinde 70 km’lik yaşam koridoru oluşturacağız.

Kentte işlevini kaybeden bölgeleri bütüncül bir plan dahilinde yeşil alan ve park fonksiyonu ağırlıklı olmak üzere İstanbul halkına kazandıracağız.

oluşturduğumuz tüm bu açık yeşil alanlar, aynı zamanda İstanbullunun deprem başta olmak üzere olası bir afet anında Toplanma Alanları olacak.

İstanbul’da Afet ve Acil Durum Planı’nı hazırlayıp, bizzat hayatın içerisinde tatbik edeceğiz. İstanbul Hazır mobil aplikasyonu ile İstanbullular toplanma alanının neresi olduğunu bilecek, acil bir durumda ailesi ve sevdikleri ile bir araya gelebilecek, konumunu paylaşabilecek ve bilgilendirmeleri takip edebilecekler.
Yaptık, tüm İstanbul’da da yapacağız!

İstanbul güvenli bir şehir olana dek, adımlarımızı kararlıkla atacağız.

Maalesef bu konuda hem çok fazla zaman kaybettik, hem de halkın çıkarlarını gözetmeyen anlayışla türlü mağduriyetler yaşandı. Model diye ortaya koydukları Fikirtepe’nin hali ortada. Mahallelerinde yaşayan insanlar kentsel dönüşüm sözünü duydukları anda bile irkiliyorlar.

Bu konuya çok ciddi bir şekilde yaklaşacak ve halkla birlikte, orada yaşayan halkın çıkarına; bilimsel ölçütleri önümüze koyarak yol yürüyeceğiz. Derdimiz rant değil, halkımızın güvenliği olacak.

Halkımız şunu bilsin ki; biz İstanbulluya ‘Yerinde Yaşam Garantisi’ sağlayacak, İBB olarak kimseyi yalnız bırakmayacak, kentsel dönüşüm projelerinde garantör görevini üstleneceğiz.

Kentsel dönüşüm süreci ev sahiplerinin mağdur olmadığı, kiracıların da kazandığı bir sürece dönüşecek.

İstanbul gibi sosyal eşitsizliklerin yoğun olarak yaşandığı bir kentte Sosyal Konut olgusunun gelişmemiş olması gerçekten şaşırtıcı bir durum.

Sosyal konut olgusunu geliştireceğiz. Tespitlerimizi yaptık, İstanbul’un her iki yakasında, dar gelirlilerin konut edinebilmesi için Büyükşehir Belediyesi’nin mülkiyetinde bulunan alanlarda hızlıca KİPTAŞ aracılığı ile 10 bin konut üreteceğiz.

Bu konutlarla bir yandan ihtiyaç sahiplerine barınma imkanı sağlarken diğer yandan da kentin merkezi bölgelerinde kira fiyatlarının dengelenmesini sağlayacağız.

İstanbul’un geleceğini tüm kesimler ile birlikte çizeceğiz.

İstanbul günübirlik planlara yönetilecek bir şehir değil. Bu nedenle bilimsel veriler ışığında uzun vadeli stratejiler belirleyeceğiz.

Bu ilkeler doğrultusundaki model ve planlarımızı, İstanbul Metropolitan Bölge Planlama Ofisinde kurgulayacak, tüm kesimlerin görüşlerine açık bir şekilde, adil bir müzakere sürecinden geçireceğiz.

Oluşturduğumuz Kent Anayasası bize yol gösterecek.

Artık İstanbul yönünü bilecek, hedeflerine doğru hızla ilerleyecek. İstikrar sağlayıp, ekonomik sektörel gelişimi sağlayacak.

Şunu çok iyi biliyoruz ki, vizyonu olmayan bir kentin herhangi bir hikayesi olamaz. Hedefi olmayan kentler, geride kalır, spekülasyona açık hale gelir; buralarda eşitsizlik, yoksulluk, israf ve kayırmacılık ön plana çıkar.

Bu düşünceyle biz, İstanbul’un 30 yıl sonra 50 yıl sonra nereye varması gerektiğine dair bir vizyon ortaya koyup, o doğrultuda tek vücut olmak ve hedeflerimize odaklanmak zorundayız.

İstanbul için elbette 2030 – 2050’ye dair vizyonlarımız ve ilkelerimiz var. Bu Gelecek Tahayüllünü toplumun tüm kesimleriyle paylaşıp katılımcı bir şekilde geliştireceğiz.

Başta söylediğim gibi, İstanbul Adil, Yeşil ve Yaratıcı bir kent olacak!

Bu vizyonu bugünden hayata geçirirken, ekoloji, çevre ve iklim çok hayati bir noktada. Dünyanın bütün kentleri çevresel bir yıkıma doğru giderken, bu konuyu kesinlikle öteleme şansımız yok.

Bu yüzden 6 ay içerisinde, İstanbul Bölgesel İklim Eylem Planını hazırlayıp, hayata geçireceğiz.

Örneğin ısı adası etkisi olarak isimlendirilen bir olay var artık İstanbul’un gündeminde. Birçok ülkede kitlesel ölümlere yol açtı. Biz bu sorunları dikkate alan bir şehirleşmeyi, enerji verimliliğini sağlayacak bir altyapıyı, yeşil koridorları ve daha birçok projeyi hayata geçireceğiz.

Temiz Enerji çok önemli önceliğimiz olacak.

OGES (Otopark Güneş Enerji Santralleri)leri hızla devreye alacağız. Bir diğer projemiz Atatürk Olimpiyat Enerji Arena ile atıl durumdaki Atatürk olimpiyat stadı, çatısına yerleştireceğimiz panellerle bir güneş enerji santraline dönüşecek.

Dünyada örnekleri var. Biz de yapacağız. Stadyum boş olduğunda bile kente katkı sunacak.

Kendi yapacağımız projeler dışında Güneş Enerji Santrali kooperatiflerini de destekleyecek teşvik edeceğiz. Yenilenebilir enerji seferberliği ilan edeceğiz.

Çevreyi olumsuz etkileyen bir başka önemli konu atık meselesi. Sorunun kaynağında aşırı tüketim, bilinçsiz toplama ve yetersiz geri dönüşüm var.

Atık Yok Kazanç Var projemizle aşırı tüketim sorununa eğileceğiz. Okullardan başlayarak sıfır atık konusunda, ayrıştırma konusunda gerekli bilinçlendirme ve farkındalığı sağlayacağız.

Marmara denizi ölü bir denize dönüşmek üzere. Bu sorunu çözmek için mevcut arıtma tesislerindeki yetersizlikleri biliyoruz. Hızla bu tesisleri ileri biyolojik arıtma tesisine dönüştüreceğiz. Konuyu bölgesel, ulusal ve uluslararası olarak ele alacağız.

Marmara yeniden canlanacak, halkımız herhangi bir plajdan güvenle denize girebilecek, lüfer İstanbul’u terk etmeyecek.

Peki tüm bu hedeflerimizi nasıl başaracağız?

Elbette ki, tüm İstanbullularla birlikte gerçekten katılımcı bir demokrasiyi bugünden inşa ederek!

Demokrasisi gelişmemiş bir kentin bugünün koşullarında sorunları doğru bir şekilde çözmesi, ekonomik ve teknolojik kalkınmayı sağlaması mümkün değildir.

Bu kentin ekonomisinin gelişmesinin önündeki en büyük engel ben yaptım oldu mantığıdır. Biz bunu değiştireceğiz.

Mahalleden başlayarak kentin tamamına yönelik katılım süreçlerini işleteceğiz.

Bölge masaları kuracağız ortak sorunları olan ilçelerde, ortak çözümler geliştireceğiz.

İlçe Belediye başkanları Koordinasyonu hedeflerimizden biri. Hangi partiden olursa olsun bu kentin sorunlarını çözmek için farklı görüşlere değer vereceğiz.

Kent Konseyleri Koordinasyon Merkezini Büyükşehir Belediyesinde oluşturup kent konseylerinin irtibatını, bir arada iş yapma becerisini ve altyapısının gelişmesini destekleyeceğiz.

E – İstanbul online platformu ile tüm İstanbul halkının karar süreçlerine katılımını sağlayacağız. Hem yüz yüze ilişkilerin gelişebileceği kamusal alanları oluşturacağız, hem de teknolojik iletişim olanaklarıyla halkımıza katılım imkanı sunacağız.

Sevgili konuklar,

Evet İstanbul’u yeniden ayağa kaldıracağız. İstanbulluyu özgür, mutlu ve müreffeh günlere kavuşturacağız. Bunun için enerjimiz, tecrübemiz, vizyonumuz ve kadromuz var.

Aralık sonundaki lansman toplantımızda da söylediğim gibi, bütün bu hedefleri şu 5 ilkeyle yapacağız:

1) Her şeyden önce bir Kent Anayasası’yla. Toplumsal uzlaşmayla yazacağımız İstanbul’un yeni mutabakat belgesiyle

2) Kente özen ve insana saygıyla.

3) Demokratik katılım ve ortak akılla.

4) Sürdürülebilirlik ve inovasyonla.

5) Yaşam kalitesi önceliği ile.

Eğer yeryüzündeki milletler başardıysa biz neden başarmayalım?

Eğer, New York’ta, Londra’da, Paris’te, Tokyo’da veya Toronto’da milyonlarca insan için yaşam kalitesi mümkünse İstanbul’da neden olmasın? Eğer Şangay’da, Berlin’de, Sidney’de, Osaka’da, Seul’de trafik durmadan akabiliyorsa, İstanbul’da neden olmasın?

Eğer, onlarca milyon insanın yaşadığı bu kentlerde insanlar yeşil alanlarda, temiz sokaklarda, standardı yüksek konutlarda mutlu ve özgür şekilde yaşayabiliyorlarsa İstanbul’da neden olmasın?

Neden kadınından çocuğuna İstanbullu kendini mutlu, özgür ve güvende hissetmesin? İstanbul Belediyesi neden kalkınmanın, refahın, inovasyonun ve yaratıcılığın motor gücü olmasın.

Sizlere söz veriyorum. Benim yönetimimde tüm bunlar olacak! Tüm bunları birlikte yapacağız, birlikte başaracağız.

Sözlerime son vermeden önce, bizleri izleyen İstanbullulara seslenmek istiyorum.

31 Mart Günü mutlaka sandık başına gidin ve oy kullanın. Mutlaka bu şahane şehrin geleceği için iradenizi gösterin. Sandık başında karar verirken kendinize şu soruları sorun lütfen:

Hangi aday İstanbul’un potansiyelini yeniden açığa çıkarabilir?

Hangi aday tüm adil bir şekilde tüm İstanbulluları kucaklayabilir?

Hangi aday insanlarımızın refahını, mutluluğunu ve özgürlüğünü artırabilecek enerjiye, iradeye ve vizyona sahip?

Hangi aday çeyrek yüzyıldır yapılan yanlışları, ihanetleri tekrar tekrar yapmayacak bir ortak akıl yaklaşımına sahiptir?

Hangi aday İstanbul’u yeniden bir hoşgörü başkenti ve küresel çekim merkezi yapabilir?

Hangi aday belediyecilikten anlar? İnsana saygıyı ve kentte özeni temel ilke kabul ederek sana hizmet edebilir?

Bu sorulara kendi vicdanınızla cevabınızı verdikten sonra hiçbir başka sese kulak vermeyin: Basın mührü.

İnanın ki en doğru kararı vermiş olacaksınız. Sizin kararınızla İstanbul’da yeni bir başlangıç mümkün olacak.

Hepinize saygılar sunuyor, katılımınız için teşekkür ediyorum.

AYRINTILAR GELİYOR...

AKP'nin Bursa adayı Nazım Hikmet ve Uğur Mumcu'yu terörist ilan etti Siyaset İYİ Parti'den Mersin için yeni karar! Siyaset AKP'li Metiner: İki kesim 31 Mart için pusuya yatmış bekliyor Siyaset Gürsel Tekin: CHPlilerin de milletimizin de takadı yok! Siyaset