Ekrem İmamoğlu'ndan Kanal İstanbul açıklaması: 'Ya kanal, ya İstanbul'
Ekrem İmamoğlu, Tele 1'de Uğur Dündar ile Demokrasi Arenası programında soruları yanıtladı ve Kanal İstanbul tartışmaları hakkında açıklamalarda bulundu.
GERÇEK GÜNDEM - İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tele 1'de Uğur Dündar ile Demokrasi Arenası programının konuğu oldu.
Ekrem İmamoğlu Kanal İstanbul hakkında açıklamalarda bulundu.
Ekrem İmamoğlu'nun Kanal İstanbul hakkında konuştuğu programın bölümü şöylee oldu:
Uğur Dündar: Konu Kanal İstanbul. Sayın Cumhurbaşkanı da Çılgın Proje olarak takdim etti. Seçimin kazanılmasında güçlü etki yarattı. Daha sonra bilim insanları, askeri uzmanlar, farklı görüşler beyan ettiler. Siz de ben Kanal İstanbul projesine aykırı bir görüşe sahibim deyince Sayın Cumhurbaşkanı "O otursun belediye başkanlığı yapsın" dedi. Siz bu projeyi gördünüz mü?
Ekrem İmamoğlu: Şunun altını çizelim. Güzel bir araştırma raporunda bir tarif var. Ya kanal ya İstanbul. Çok önemli bir tarif bu. Basit bir konu değil.Ben özellikle üç çocuk babası olarak bana bunu dayatamazsınız dedim. Ben bu şehre Fatih Sultan Mehmed'in fethettiği, Mustafa Kemal Atatürk'ün emaneti ve böyle bir kadim bir kent, bütün dünyanın ilgiyle baktığı bir şehir İstanbul. İstanbul'u herkes bilir. Türkiye'nin isim olarak önüne geçer İstanbul. Bu kadar önemli bir markadır.
Benim elimde bir yetki olsa İstanbul'un batısından doğusuna sit alanı ilan ederim. Bu kadar önemli. On binlerce yıllık insanlık tarihinin içinde olduğu, Kanal İstanbul'un yok edeceği ilk insan kalıntıları ve yazıtların on bin yıllık olduğunu bilmeyen yok, böyle bir kenti birinci vazife nedir, korumak.
Sonra böyle kentleri geliştirirsiniz. Geliştirirken de ana prensibiniz yine korumak olmalı. Burası çölde bir kent yaratmak değil. Burası var olan dünyanın en güzel coğrafyasında bir şehri yaşama tutundurmak insanları mutlu etmek. "Otur işine bak" o devir bitti. Oturup işine bakanlar gitti.
Ben hukukçu değilim ama arkadaşlarım yazıları çıkardılar. Büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırlardır. Büyükşehir belediyesinin görev ve yetkileri, beldenin ve belediyenin kurumsal yapısının hak ve menfaatlerini korumak. Ben onu yapıyorum.
Kültür ve tabiat varlıkları ile ve tarihi dokunun ve önem taşıyan mekanların ve işlevlerin korunmasını sağlamak değerlerden bir tanesi. Uzun zaman oldu, il başkanlığı görevini bırakalı, hatırlatmak isterim. Çevrenin, tarım alanlarının ve su havzalarının korunmasını sağlamak. Sustum, konuşmuyorum diyenler gitti.
Seçime bir hafta kala çılgın proje diye bir sunum yaptılar. Hep beraber izledik. Bir algı yönettiler çok net. Bu ülkenin en doğusundan en batısına en kuzeyinden en güneyine vatandaşlarımız "bak kanal yapıyor" dediler. Ben o süreci çok irdeledim, irdeleyenleri okudum. Belki de kalben, vicdanen ilk şerhini koyanlardan biriyim. İstanbul'u hisseden, seven ona düşkün, bu kentin bize Allah'ın bir lütfu olduğunu bilen ve ona sımsıkı bağlı bir insan olarak.
Bu süreç başladığında bir araştırma yaptırdık. Bu süreç bizim candan gündemimizdeydi. Çok açmadık ama biz seçim döneminde bile çok çalıştık. Baktık ki toplamın yüzde 90'a yakını hiçbir fikri yok. Toplum açısından bilinmemesi facia. Bu projeyi kalbimden geçeni söylüyorum, geçmişten bugüne o kabinelerde bulunan bazı insanların istemediği bu projeyi, ortada geçerli bir veri olmadan insanların önüne koymak ve dayatmak. Ortada proje var mı dediniz, ben bir proje söyleyeyim size, çok yüzeysel bir proje, bir plan çalışması istendi. Biz buna karar vermedik ki.
Halkın iradesinin ne kadar önde olduğunu, herhalde mahkemeler dolar taşar itirazlarımızı veririz. Dava açarız. Halk, halkı hiçe sayanları ve halka sormadan böyle büyük projelere imza atanlara 23 Haziran'da cevap verdi, sizin döneminiz bitti, dedi.
Ben diyorum ki "anlayalım." Ne ben sizi ikna edebilirim, şu salonda bile ne yetkin insanlar var ne tecrübeli insanlar var ne devlet birikimi olan insanlar var tahmin edebiliyorum. Şurada bile bu işe bir uzman masası kurulur.
gercekgundem.com'un derlediğine göre Ekrem İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü; Düşünsene 16 milyon insanı. Ocak ayında bunu planlıyorduk zaten çalıştay yapacağız. Gelin bize anlatın, diyeceğiz. Toplumun, İstanbul halkının ikna olması lazım. Yetmez, Türkiye'nin ikna olması lazım. Bu mesele Türkiye'nin meselesidir. Dünyanın bile bunu incelemesi lazım. Çünkü siz coğrafyaları tabiatı doğayı artık öyle istediğiniz gibi yok edemezsiniz.
Başka detayları var. Aslında temel mesele şu, 75 milyar liralık bütçe diye bunu yazan malum basın, o basın yazıyorsa bakanlıktan gelmiştir. O iş o parayla bitmez. Şu devirde tarihini neredeyse en yüksek işsizliğinin yaşandığı şu dönemde 75 milyar liranın İstanbul'da bir kanala harcanması doğru değildir tartışmasını açmıyorum bile. Bu benim için önem sırasında arkalarda. Parayı yerine koyarız, ekonomik sıkıntıları çözeriz, çözeceğiz de. Birazcık güven ortamı oluşsun bu ülke her sıkıntıyı çözer. Bu ülkenin gençliği var enerjisi var.
Ben bunu bir kenara koyuyorum. Bu ekonomide 75 milyar lira Anadolu'da on binlerce yüz binlerce istihdam yaratabilecek planlı ekonomik merkezler üretebileceğiniz, üretime katkı sunacak sektörlerin oluşmasına katkı sunabileceğiniz yatırımlar yapmak varken siz böyle bir rüyayı kuramazsınız. Bu tartışmayı da kenara koyuyorum. Benim esas konum yine İstanbul.
1.200 metreküp civarında kendi raporlarına göre hafriyat var. Bir simülasyon gibi düşünün, bir tarif yapmıştım. Bunun anlamı şu, 3 ilçeyi, Bağcılar, Güngören, Esenler bu 3 ilçede 2 milyon insan yaşıyor. Bu üç ilçenin bir anda yükseldiğini düşünün. Hafriyatı canlandırmak için söylüyorum.
İlk 18 günlük dönemimde bana projeleri getirdiler. Bir konut firması proje çalışmış. Marmara denizinde Adalar. Fay hattının hemen kenarında. Kanal İstanbul'daki hafriyatlarla bu adalar yapılacakmış. Bu adaların üzerine manzaralar... Ben bunları basına göstereceğim. Ekrem uyduruyor zannetmeyin.
Bu adalarda o villaların da tanesi 2 milyon dolar... Deniz manzaralı. Avcılar'ı, Bakırköy'ü Beylikdüzü'nü seyredecek. Akıl tutulması. Bu villaları aldılar, konut projelerinde tanıtmaya gittiler. Ciddi bir mesele. Büyükşehir belediyesi bu işlerle uğraşmamalı. Şimdi diyorlar ki biz ondan vazgeçtik. Karadeniz'i dolduracağız. Terkos'un önünde kocaman bir paralel ada. Meclis'te sürekli konuşan bir arkadaş da neymiş Terkos'u koruyacakmış. İki tane ada, biri sağda biri solda. Ya Allah aşkına başka işiniz mi yok. "İşine bak" diyorsunuz ya, vallahi işine baksın ya.
MELEN BARAJI
UĞUR DÜNDAR: İstanbul çok büyük bir susuzluk felaketinin pençesinde deniliyor. Hatırladığım kadarıyla 2016 yılında, Melen Deresi'nden gelen suyun Melen Barajı'nda tutulmasıyla İstanbul'un uzun süreçli bir dönem için susuzuluk tehlikesinin bertaraf edileceği açıklanmıştı. 2016 yılı 7 Aralık günü saat 14.59'da. dönemin bakanı Veysel Eroğlu'nun açıklamasına dayanarak söylüyorum. Ne oldu Melen projesi?
EKREM İMAMOĞLU: Bir gerçek var. İklim Değişikli. İstanbul'un ilgisini buraya çekmek durumundayız. Dünyanın kuraklığa doğru gittiği birçok konu dünyanın gündeminde. Şehirlerin ve ülkelerin birinci sıra gündemi. Bizde ilk ona girmese de.
C -40 diye anılan büyük belediyelerin bir araya geldiği ve küresel ısınma için mücadele ettikleri birliğe katıldım. Bu mücadeleye dair taahhütnameyi şehir halkım adına imzaladım. Nasıl sorunlarımızı çözeriz? Birçok konuda etkin bir İstanbul var etme çabasını ortaya koyacağız.
Bugün konumuz su. İstanbul 8-9 yılda bir kuraklık dönemi yaşayabiliyor. İstatistiklerle ortada. 2007-2008 döneminde İstanbul'da barajların doluluk oranı yüzde 7'lere kadar düşmüştü. Büyükçekmece Gölü'nde göl manzarası kalmamış çekilmişti.
Melen Barajı konuluyor. Rahmetli Özal'ın hükümet olarak karar alması Melen Süreci'nin başlangıcıdır. AK Parti döneminde teşekkür ediyoruz ciddi bir Melen yatırımı yapılmıştı. Istırancalardan gelen hat daha eski. Sözen döneminde başlatılmıştı.
Ancak yaz döneminde Melen de kuruyor. Uzun bir dönem su basılamıyor. Melen Barajı düşünülüyor. Büyük bir baraj. Yaklaşık 9 buçuk milyon metrakarelik su toplama alanı var. Orta gövde alanı 110 metre.
Niçin açılmadığını tespit amacıyla gitmiştir. Yanlış bir statik tercihten dolayı. 20 metrelik bir gövdede iki elimin sığacağı kadar derin çatlaklar var. Ne yazık ki su tutamıyor. Bitmesine rağmen su tutulamadı. Burası betonerme değiş de taş yığma tercih edilseymiş doğru olurmuş. Teknik bir konu. Revizyon projesi çalışılmış. 600 milyonluk bir ödenekle keşif istenmiş. Devlet Su İşleri'ne ödenek verilmemiş. Yaptıklarınıza teşekkür ederiz. Bitirilmemiş bu proje.
İBB'ye devredilmiş. İSKİ de bunun parasını ödüyor. Bu baraj kurtarıcı bir barajdır. En kurak döneminde İstanbul'a su basma kabiliyetine sahip. Çağrıda bulunduk. Çözdük dediniz çözmediniz. Şu an bitse bile en erken 3 buçuk yılda devreye girebiliyor. Bugün itibariyle yüzde 36 doluluk oranı var İstanbul'da barajlarda. Bizim esas korktuğumuz 2 yıl üst üste kuraklık olduğunda yaşanacak su kıtlığı. 2020 için endişemiz yok, 2021 için. Devlet Su İşleri ile irtibat halindeyiz. Kaynağa rezerv konmuş. Ötelenecek bir mesele değildir. Milyarlarca liralık projeyi konuşurken her şey güzel. Biz takip ediyoruz. Suyu boşuna akıtmayalım. Su gerçekten hayat.