Emin Çölaşan'dan iktidara 'belediye hazımsızlığı' yazısı: Haddim olmadan söyleyeyim...

Abone ol

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında büyükşehirleri kaybeden AKP'nin ve ortağı MHP'nin CHP'li belediyelerden yenilginin acısını çıkarmaya çalıştıkları görüşünü dile getirdi.

Sözcü yazarı Emin Çölaşan, bugünkü köşe yazısında iktidara yüklendi. Büyükşehirleri kaybeden AKP iktidarının ve ortağı MHP'nin yenilginin acısını CHP'li belediyelerden çıkarmaya çalıştıklarını dile getirdi.

Çölaşan, "Haddim olmayarak söyleyeyim, CHP'li başkanlar sağlam çıktı. Bugüne kadar hiçbiri hırsızlığa yolsuzluğa bulaşmadı. Ama elleri kolları bağlı!" dedi.

Çölaşan, yazısında şunları kaydetti:

Sevgili okurlarım, burada aynı konuları kaç kez yazdığımı, ya da başkalarının kaç kez yazıp söylediğini saymadım…

Takkeli, sarıklı, cübbeli amiral!

Üniformasının üstüne bunları giyip tekkelerde boy gösteriyor ve belgeleniyor.

Ticaret Bakanı olan hanım!

Eşiyle birlikte sahibi olduğu şirket, kendi bakanlığına mal satıyor.

İşin cılkı çıkınca hanımefendi görevden alındı…

Ama gelin görü ki ne sarıklı amiral, ne de bakan hanım hakkında (bildiğimiz kadarıyla) hiçbir işlem yapılmadı.

Israrla yapmıyorlar.

Her gün her konuda bol kepçe genelgeler ve duyurular yayınlayan, açıklamalar yapan iktidar partisi bu gibi konularda “Biz görmedik, duymadık, bilmiyoruz” demeye getirip işi savsaklıyor!

Adamına göre muamele!

★★★

Varsayalım CHP'li belediyelerden birinin başkanının şirketi vardı…

Ve o şirketin, başkanın başında olduğu belediyeye mal ve hizmet sattığı ortaya çıkmıştı…

Vallahi o CHP'li başkanı çiğ çiğ yer, anasından emdiği sütü burnundan fitil fitil getirir ve dünya aleme rezil ederlerdi.

Haklı da olurlardı.

Ama iş kendi adamlarına geldiğinde hiç kimseden tık yok.

Klasik ve artık alışkın olduğumuz taktik yine devrede:

Bunlar ne derse, ne yaparsa yapsın umursamayın!

Yandaş medyamız işin üzerine asla gitmeyecek ve işi unutulmaya terk edeceğiz.

★★★

Bu devirde CHP'li bir belediye başkanı olmak dünyanın en zor işlerinden biri.

İktidar ve özellikle devlet gücü bunların başında Demokles'in kılıcı gibi sürekli sallandırılıyor.

Attıkları her adım, yaptıkları her olumlu iş bile bir süre sonra soruşturma konusu olabilir.

Bu söylediklerim özellikle Ankara ve İstanbul Büyükşehir başkanları için geçerli…

Çünkü onlar Belediye Meclislerinde çoğunluğa sahip değil.

Çoğunluk AKP-MHP koalisyonunda.

Güvenceleri ise arkalarındaki devlet desteği!

Bütün amaçları CHP'li başkanları yıpratmak, ellerini kollarını bağlayıp iş yapamaz duruma getirmek.

★★★

Onları kim seçti?

2019 yerel seçimlerinde halk seçti.

Ancak gelin görün ki gerek AKP ve gerekse MHP bu yenilgiyi asla unutmadılar.

Yolları tıkandı.

Halkımız onların yoluna taş koymuş oldu.

Şimdi o yenilginin acısını çıkarmaya çalışıyorlar.

Öteki belediyelere hiç değinmiyorum.

Ama özellikle Ankara ve İstanbul'u çantada keklik görüyorlardı!

O iki Büyükşehir taa 1994'ten beri onların elinde idi.

Yenilgiyi hazmetmeleri bir türlü mümkün olmadı.

★★★

Onların geçmiş dönemleri hâlâ karanlık…

Üstelik bir sürü yolsuzluk, usulsüzlük, vurgun ve israf henüz açığa çıkmadı.

Bir bölümü şimdi yavaş yavaş çıkıyor.

Dün bizim gazetenin internet sitesinde Özlem Güvemli'nin haberinde okuyunca tüylerim ürperdi ama doğrusunu isterseniz hiç şaşırmadım.

İBB'nin eski yönetimi tam 827 aracı Cumhurbaşkanlığı, AKP Genel Merkezi, Irak Devlet Başkanlığı, Meclis Başkanlığı ve bazı vakıflara tahsis etmiş.

İmamoğlu şöyle diyor:

“Bunun adı kamu parasını, İstanbul'da yaşayan 16 milyon kişinin parasını çarçur etmektir. Bu işin soruşturulmasını bir yıl önce İstanbul Valiliğinden istedik ama reddedildi. Derin bir israf kalemidir ve mutlaka soruşturulması gerekir. Sadece araçlar değil, şoförü ve yakıt paraları da bizden veriliyor. İsraf haramdır, ne yazık ki o dönemde harama imza atılmıştır.”

★★★

Belediyelerin başına çöktüler, yıllarca yiyip bitirdiler…

Paralar harcandı.

Arkalarında devlet gücü vardı, hiç kimse ve hiçbir makam hesap sormadı, soramadı…

Şimdi geçmişin hıncını CHP'li belediyelerden, onların elini kolunu bağlayarak almak istiyorlar.

Derhal soruşturma başlatması gereken valilikler ise adeta iktidar partisinin yan kuruluşları olarak görev yapıyor.

Haddim olmayarak söyleyeyim, CHP'li başkanlar sağlam çıktı.

Bugüne kadar hiçbiri hırsızlığa yolsuzluğa bulaşmadı.

Ama elleri kolları bağlı!

Sevgili okurlarım, Türkiye liglerinde iki futbol takımı vardı ki, bunların ana geçim kaynağı İstanbul ve Ankara Büyükşehir belediyeleri idi.

İstanbul'da Başakşehir.

Ankara'da ise Osmanlıspor. Adı sonra Ankaraspor yapıldı!

2019 seçimlerinde bu iki Büyükşehir el değiştirince, maması kesilen, seyircisi zaten sıfır olan iki takım da zora girdi.

İkisi de iktidar desteği ile ayakta duruyordu.

Önceki yıllarda parası varken şampiyonluğa oynayan Başakşehir bu yıl Süper Lig'de küme düşmekten zor kurtuldu.

Ankaraspor PTT 1. Lig'de tutunamayıp küme düştü.

Hiç kimse bu işin üzerine gitmiyor…

İki Büyükşehir'in AKP'nin elinde iken bu iki takıma kaç milyar para transfer ettiği, halkın parasıyla hangi olanakları sağladığı mutlaka araştırılıp ortaya çıkarılmalıdır.

Erdoğan'dan Alpaslan Kuytul ve Mehmet Boynukalın talimatı: 'Pamuk göndermesini duyunca yüzü buruştu' Siyaset Erdoğan'a kendi seçmeninden kötü haber: Artık onlar da inanmıyor Siyaset Kılıçdaroğlu: İktidara muhakkak geliyoruz Siyaset Kulisleri kaynatan madde: Bahçeli'nin açıkladığı yeni anayasa çalışması AKP içinde tartışma başlattı Siyaset