Emin Çölaşan'ın, Erdoğan'ın dağıttığı kolonya ve maskelere ilişkin kritik sorusu düşündürdü!
Sözcü yazarı Emin Çölaşan bugünkü köşe yazısında, iktidar tarafından kapı kapı dağıtılan kolonya ve maskelere ilişkin çok düşündürecek bir soruyu gündeme getirdi.
Herkese dağıtılacağı söylenen ve e-devlet üzerinden gerçekleştirilen maske başvuruları yılan hikayesine dönmüştü.
İktidar, halka ulaştırmayı beceremediği maskeleri Cumhurbaşkanlığı forsuyla kapı kapı dağıtmaya başladı. Yanına da kolonya ekledi...
Sözcü gazetesi yazarı Emin Çölaşan da kapısına kolonya ve maske paketinin gelmesinin ardından kaleme aldığı yazıda çok düşündürecek bir soruyu gündeme getirdi.
Çölaşan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın koronavirüs 'sebebiyle' başlattığı bağış kampanyasından elde edilen paraların, evlere dağıtılan kolonya ve maskelere gidip gitmediği sorusunu sordu.
Çölaşan, yazısında şunları kaydetti:
Sevgili okurlarım, geçtiğimiz pazar günü öğle saatleri…
Sokağa çıkma yasağı nedeniyle sokaklar bomboş, herkes evinde oturuyor…
Kapı çalındı…
Allah Allah dışarıda in cin top oynuyor, kim olabilir bu gelen diye gidip kapıyı açtım…
Karşımda tanımadığım iki adam…
Biri elindeki paketi uzattı…
“Bu ne kardeşim yaa!”
“Size kolonya ve maske getirdik.”
“Kim gönderdi bunları?”
“Cumhurbaşkanımız gönderdi!”
★★★
Vay bee, helal olsun yani, koskoca cumhurbaşkanı bizim eve küçük de olsa bir armağan gönderiyor!
İçeri girip paketi açtım.
İçinde iki paket beşlik bez maske, iki küçük şişe de limon kolonyası.
Benim dünya liderim, değerli cumhurbaşkanım demek ki bizi unutmamış, kolonya bile gönderme zahmetine katlanmış.
Poşetin içinde ayrıca bir sayfadan oluşan bir mektup, “Kıymetli vatandaşım” diye başlıyor ve devam ediyor:
“Müsterih olunuz, hiçbir virüs, hiçbir salgın Türkiye'den güçlü değildir…”
Virüsle, salgınla Türkiye Cumhuriyeti'ni kıyaslamak çok ilginç!
★★★
Naylon poşetin üzerinde koskoca bir Cumhurbaşkanlığı forsu…
Altındaki yazı “Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı!..”
Ve dünya liderimizin kocaman imzası.
En altta “Hediyedir” yazılı.
Demek ki sayın cumhurbaşkanımız bizi adam yerine koyup paket göndermiş, çok ama çok mutlu olduk.
★★★
Sonra düşündüm, aklıma birtakım kötü düşünceler üşüşmeye başladı…
Hani bunlar Türkiye genelinde “Biz Bize Yeteriz” kampanyası başlattılar ya…
Hani milletten para topladılar, toplanan miktarın bir katrilyon 850 trilyona ulaştığını açıkladılar, sonrasında “Biraz daha gayret, şu rakamı iki katrilyona çıkaralım” diye çağrılarda bulundular ya…
Neresinden baksanız çok büyük paradır.
Merkez Bankası dahil pek çok kamu kuruluşu bu kampanyaya para bağışladı. Örneğin Merkez Bankası bizim cebimizden muhteşem bir para verdi.
Bu da yetmedi, bir sürü yandaş sivil toplum kuruluşlarından da para istediler ve aldılar.
Sıkıysa verme.
Ama bu da yetmedi!
Çok sayıda kamu görevlisinin maaşlarından ‘gönüllü' olarak kesilen bağış paraları hesaba yatırıldı.
★★★
Burada birkaç kez sordum…
“Yaa arkadaşlar iyi güzel de, bu paraları toplayıp sonra nereye harcadınız? Ya da nereye harcamayı düşünüyorsunuz?”
Ne yazık ki hiçbir yanıt gelmedi.
Nasıl iştir bu, ne biçim bir şeydir?
Bağış kampanyası açıyorsunuz, hem devletten, hem de vatandaşlardan yüklü bir para topluyorsunuz.
81 milyon insanımız bu paranın nereye harcandığını ya da nereye harcanacağını bilme hakkına sahip değil midir?
Kimin parasını kimden gizliyorsunuz siz?
★★★
Pazar günü evimize getirilen pakete biraz da bu gözle baktım ve düşündüm…
Acaba milyonlarca kişiye ve yüz binlerce eve dağıtılan bu maskelerle kolonyaların parası Biz Bize Yeteriz kampanyasından karşılanmış olmasın!
Başka bir deyişle iktidarın bu salgın konusunda bile yoğun bir biçimde sürdürdüğü propaganda mekanizmasına alet edilmiş olmasın!
Düşündüm, vallahi bu soruların yanıtını bulamadım.
Biraz da siz düşünün, belki bulursunuz!