ENAG, enflasyon raporunu yayımladı: 'Daha kalıcı ve yapışkan sorunlara yol açacak'
ENAG'ın enflasyon raporunda yapısal risklere dikkat çekildi. Açıklamada, "Döviz kurunu döviz arzıyla baskılamanın ise sonucunun bütçe dağınıklığı ile yüksek enflasyon oranı olduğu aşikardır." denildi.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) rakamlarının üzerine tartışmalar sürerken Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG) üyesi bağımsız iktisatçılar enflasyon üzerine çalışmalarının sonuçlarını her ay açıklıyor.
ENAG'a göre, Tüketici Fiyat Fiyat Endeksi (E-TÜFE) şubat ayında yüzde 5.44 arttı. E-TÜFE’nin son 12 aylık artışı ise yüzde 123.80 olarak gerçekleşti.
TÜİK ise, yıllık enflasyonu yüzde 54,44 açıklarken, şubatta yurtiçi Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) de yüzde 7,22 arttı. ÜFE'de yıllık bazda artış yüzde 105,01 oldu. Şubat ayında yıllık çekirdek enflasyon ise yüzde 44,05 açıklandı.
''BAZI SORUNLARA YOL AÇACAĞI ÇOK AÇIKTIR''
Enflasyonu üç haneli olarak açıklayan ENAG'ın raporuna göre, ''Yaşanan bölgesel savaşın finansal riskleri giderek daha da artıracağı ve söz konusu riskler tüm ekonomileri etkileyecek niteliklere sahiptir ve başta da Türkiye ekonomisini derinden etkileyecek kalıcı ve yapışkan bazı sorunlara yol açacağı çok açıktır'' denildi.
Yaşanan gelişmeler sonrası ENAG'ın şubat ayı enflayon raporu şöyle:
EKONOMİYİ ETKİLEYEN DIŞ FAKTÖRLER
Raporda, ''Emtia piyasasında petrol, doğalgaz ve değerli metallerin fiyatlarındaki artışın tüm grubun fiyatlarını enerji maliyetlerindeki artışa paralel olarak yükselttiğini gözlemliyoruz. Savaş sürecinin seyrine göre hem FED hem de ECB tarafında Mart ayı ve daha sonrasında beklenen faiz artışlarının daha büyük bir likidite krizine sebep olmaması için faiz politikasının yeniden gözden geçirilme olasılığının da ortada olduğunu belirtebiliriz'' denildi.
EKONOMİYİ ETKİLEYEN İÇ FAKTÖRLER
ENAG'a göre, ''Yeni sistemik risklerin oluşması ile birlikte imkânsız üçlünün yani enflasyon, kur ve faizi aynı anda baskılamanın/hedeflemenin adından da anlaşılacağı üzere imkânsız olması, yaşanan kur şokunun etkilerini artan fiyatlar ve yükselen nominal faiz oranlarıyla gözlemlemeye devam ediyoruz. Öte yandan, döviz kurunu döviz arzıyla baskılamanın ise sonucunun bütçe dağınıklığı ile yüksek enflasyon oranı olduğu aşikardır. Derecelendirme kuruluşu Fitch’in, Türkiye'nin kredi notunu "BB-“den “B+”ya indirdiğini ve not görünümünü “negatif” e çekmesi yabancı finansal yatırımlar yanında doğrudan yabancı sermaye yatırımlarını da olumsuz bir şekilde etkileyecektir. Önümüzdeki aylarda en büyük ihracat ve ithalat ortaklarımızdan olan Rusya ile ekonomik bağların ciddi bir sınavdan geçeceğini ve buradaki herhangi bir dengesizlik halinin tüm ekonomi kalemlerinde baskı oluşturabileceğini ve bu baskının da kur, enflasyon ve faizler üzerindeki negatif etkisinin daha da etkin bir şekilde hissedileceğine dikkat çekmek isteriz'' şeklinde belirtildi.