'Erdoğan 20 yıl önce çıkardığı Milli Görüş gömleğinin peşinde'
Ankara Rüzgârı’nda gündemi yorumlayan gazeteci Zülfikar Doğan, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Oğuzhan Asiltürk'e yaptığı sürpriz ziyareti değerlendirdi.
Ankara Rüzgârı’nda gündemi yorumlayan Zülfikar Doğan, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir haftada üç kez Cumhur İttifakı ortağı MHP lideri Bahçeli ile bir araya gelmesinin ardından, Saadet Partisi (SP) Yüksek İstişare Kurulu Başkanı Oğuzhan Asiltürk’e yaptığı sürpriz ziyareti değerlendirdi.
Erdoğan’ın siyasete 1970’li yıllarda Milli Görüş’ün ideoloğu ve Milli Selamet Partisi’nin kurucusu Necmeddin Erbakan’ın yakınında başladığını, Erbakan’ın yol vermesiyle siyasette yükseldiğini vurgulayan Doğan, 2001 yılında ise Erbakan ve çevresini terk ederek AKP’yi kurduğunu anımsattı.
"Erdoğan, Gül, Arınç ve Abdüllatif Şener, o dönemde Milli Görüş içinde kendilerini YENİLİKÇİ olarak tanımlıyorlardı. Erbakan, Recai Kutan, Temel Karamollaoğlu ve Oğuzhan Asiltürk gibi isimleri ise AK SAÇLILAR ve GELENEKÇİLER’ olarak nitelendiriyorlardı” diyen Doğan, bugünkü Erdoğan-Asiltürk buluşmasıyla ilgili şu saptamaları yaptı:
“Erdoğan AKP’yi kurduktan sonra en dikkat çeken sözü ‘Milli Görüş Gömleğini çıkarttık. Hedefimiz Türkiye’nin AB’ye tam üyeliği. Biz kendimizi Avrupa’daki Hristiyan Demokratlar gibi Muhafazakâr Demokratlar olarak tanımlıyoruz’ olmuştu. Çünkü Erbakan ve çevresi AB’yi Hristiyan Kulübü diye adlandırıyordu.
Alternatif olarak Müslüman ülkeleri bir araya getiren D-9 oluşumunu hayata geçirmek peşindeydi. Bugüne gelindiğinde Erdoğan’ın AKP’yi kurarken birlikte olduğu isimlerin neredeyse hiç birisi çevresinde yok, kalmadı. Erdoğan hepsini tasfiye etti ya da uzaklaştırdı. Bir dönem kavgalı olduğu 'etnik milliyetçiliği ayaklarımın altına alıyorum' dediği Bahçeli ile yakınlaştı. Tüm bunlar siyasi sıkışmışlık ve taban yitirmekten doğan mecburiyetler.
Şimdi de Asiltürk’e yapılan bu ev ziyareti ve bir saati bulan baş başa görüşme, 20 yıl sonra yeniden Milli Görüş ile yakınlaşma, SP’nin yüzde 1-2 arasındaki oyuna bile muhtaç konumda olmasından ötürü. Asiltürk ve Karamollaoğlu’nu ayrıştırıp SP’yi Cumhur İttifakı’na dahil etmek istiyor. Millet İttifakı içindeki SP’yi kopartmak çabasında.
Bir yandan siyasi kulislere baskın bir erken seçim iddiaları diğer yandan da siyasi partiler ve seçim yasalarında değişiklik hazırlığı yorumları yansıyor. Barajın düşürülmesi, küçük partilerin de mecliste temsili üzerinde çalışıldığı böylece Demokrat Parti, SP gibi Millet İttifakı partilerinin çözülmesi hedefleniyor. Tüm bunlar siyaseten sıkışmışlıktan kurtulma, hızla eriyen desteği toparlama amaçlı stratejiler. Ancak SP’nin Cumhur İttifakı’na katılması, Asiltürk’e rağmen zor ihtimal. Erdoğan her yolu, seçeneği deniyor."
ABD’deki Kongre baskınına en yaygın tepkinin AKP ve Cumhurbaşkanlığından geldiğine dikkat çeken Doğan, Fahrettin Altun, İbrahim Kalın, Dışişleri Bakanlığı, Meclis Başkanı ve AKP sözcüsü Ömer Çelik’in art arda paylaşımlarda bulunduklarını, hukuk-demokrasi adalet vurgusu yaptıklarını kaydetti.
Ömer Çelik’in sandık, seçim ve seçmen iradesine saygı açıklamalarının siyasi kulislerde seçilmiş belediye başkanlarına ve onları seçenlere neden saygı duyulmadığı sorularını gündeme taşıdığını ifade eden Doğan, bir yandan da iktidarın bir anda direksiyonu Trump’tan Biden’a kırmak için bu süreci değerlendirmek istediğini dile getirdi.