'Erdoğan daha konuştuğunda yalanlanıyor, durum içler acısı'

Abone ol

Korkusuz Gazetesi yazarı Ümit Zileli, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kırdığı potları yazdı.

Korkusuz Gazetesi yazarı Ümit Zileli'nin "AKP Genel Başkanı’nın inanılmaz potları!" başlıklı köşe yazısı şöyle;

"AKP Genel Başkanı yıllar önce bir kitap fuarını gezerken bir soru üzerine şöyle konuşmuştu:
-Ben kitap okumuyorum. özetini çıkarıyorlar onu okuyorum…
Epey tartışılmıştı bu sözleri… Özet var, özet var tabii, bir sayfa da olabilir, on sayfa da, yirmi sayfa da… Ancak son zamanlarda üst üste kırdığı potlar, yaptığı gerçekdışı beyanlar özetin pek bir işe yaramadığını gösterdi!.. Bir diğer ihtimal de özeti çıkaranların ya da danışmanların pek bir işe yaramıyor olması!..
Ben bu köşede defalarca çağrıda bulundum “Bu danışmanlardan kurtulun, sizi hep yanıltıyor, ters köşeye yatırıyorlar” diye… Nitekim AKP Genel Başkanı milletin önünde yaptığı 6 ayrı konuşmada 6 ayrı fahiş hataya imza attı…

Öylesine hatalar ki, daha söylendiği anda çürütülecek, arşivden şak diye çıkartılıp önünüze konulacak cinsten!.. İnsan düşünmeden edemiyor “Sayın genel başkan bu yanlış bilgileri nereden ediniyor, hangi kitap özetlerinden okuyor ya da hangi başdanışmanından dinliyor?..”
Özellikle yakın tarih konusunda durum içler acısı… Tarihler de, konular da, kişiler de maalesef doğruyu yansıtmıyor… Daha farklı bir şekilde söyleyecek olursam:
-Daha konuştuğunda yalanlanıyor, o kadar hızlı yani!..

“CHP'nin tek parti döneminde 75 kişilik sınıflarda okudum!..”

Topu topu 15 güne sığan potları tek tek sıralayalım…
-AKP'li Cumhurbaşkanı 27 Mayıs'ta Isparta'da konuşurken “Bu kente üniversiteyi biz getirdik” dedi… Halbuki Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'nin kuruluş tarihi tabelasında nal gibi yazıyor: 1992!..

-1 Haziran'da Adıyaman'da yaptığı konuşmada “Adıyaman Havalimanı'nı biz yaptık” dedi. Maalesef bu da doğru değildi. Adıyaman Havalimanı daha AKP ortada yokken yapılmıştı: 1998!..

-5 Haziran'da Sakarya mitinginde “Her eve buzdolabı giriyorsa refah seviyesi var demektir” dedi… Rakibi Muharrem İnce Eskişehir'den yanıt verdi: “Senden önce bu millet yiyeceklerini ağaç kovuğunda mı saklıyordu!..” Gerçekten de buzdolabının lüks eşya sınıfından çıkışı AKP'nin doğuşundan çok önce gerçekleşmişti…

-Önceki gün “Komünistler Birinci Köprüyü satacağız dedi, rahmetli Turgut Özal sattırmadı” dedi. Ne yazık ki tam tersi olmuştu! 1983 seçimleri öncesi TRT'de yapılan bir açık oturumda Özal “Köprüyü satarım” demiş Halkçı Parti lideri Necdet Calp de masaya vurup “sattırmam” diye bağırmıştı!..

Erdoğan, 'Komünistler satmak istedi, Özal sattırmadı' demişti ama...


-En büyük potu ise son konuşmasında kırdı; “CHP'nin tek parti döneminde 75 kişilik sınıflarda okudum” dedi!.. Maalesef AKP Genel Başkanı'nın o tarihlerde okuması mümkün değil, çünkü henüz doğmamıştı!.. Kendisi 1954 doğumlu, CHP tek parti iktidarı ise 1950'de son buldu!..
Bu sonuncu konuşma büyük ihtimalle danışmanlarıyla ilgili değildi; zannımca tamamen kendi eseriydi…

Sevinç İnönü’den Erdoğan’a sert tepki

İnönü-FETÖ balonu!..

Herhalde bu kadar potla yetinir diye düşünüyordum ki, AKP'li Cumhurbaşkanı bir televizyon programında yıllar önce yaşamını yitirmiş Erdal İnönü ile ilgili olarak, vicdan sızlatan bir iddiayı seslendirdi…
Erdal Bey'in FETÖ ile çok sıkı fıkı olduğunu ileri sürerek şöyle dedi:
-FETÖ'nün bizim zamanımızda büyüdüğü iddiasını ben reddetmem. Bunlar büyük bir ihanet şebekesi içerisindeymiş. Aldatıldık. Taa Erdal İnönü'ye git, Bülent Ecevit'e git. Ecevit, İnönü bunların en yakın dostuydu. Erdal İnönü'nün bunların okullarını ziyaret ettiğini bilirim. Onların davetlerine katıldıklarını iyi bilirim. Gelsinler konuşalım!..
Önce şunu söylemek borcum; Erdal Bey öncelikle bir bilim adamıydı. Parti liderliği, Başbakan Yardımcılığı yaptığı dönemlerde bir gazeteci olarak pek çok kez izledim. Bırakın cumhuriyet düşmanı yobazların davetlerine gitmeyi, okullarını ziyaret etmeyi, en ufak bir ilişki içinde bile olmamıştı… Laik demokratik cumhuriyete yürekten inanmış bir bilim adamına da bu yakışırdı zaten…
Erdal Bey'in eşi Sevinç İnönü, aileye yakışan bir üslupla bu iddiayı şiddetle yalanladı ve amacını da şu sözcüklerle açıkladı:
-Rahmetli eşim Erdal İnönü'yü kendi siyasetine alet ederek doğru olmayan beyanda bulunması sadece 24 Haziran korkusu ile açıklanabilir. Hayatta olmayan bir kişiyi suçlayıp bir de üstüne “Gelsinler konuşalım” demenin başka ne anlamı olabilir!..
Sevinç Hanım hedefi tam 12'den vurmuş! Bu çağda söylediklerinize, yaptıklarınıza dikkat edeceksiniz…
-Mum artık yatsıya kadar bile yanmıyor!."

'Erdoğan fena gerildi, bitmiş okeye dönüyor' Siyaset Bahçeli'nin AKP'li vekilleri yönelik çıkışının hedefi belli oldu Siyaset 'Erdoğan kendi zihniyetinin halkevlerini açmaya hazırlanıyor' Siyaset Saray ittifakında yeni kriz! AKP'lilerden flaş çağrı Siyaset