Erdoğan faize karşıyım demişti, bankacılık kârı AKP eliyle uçtu!

Abone ol

Birgün yazarı Prof.Dr. Hayri Kozanoğlu, bankacılık kârının AKP eliyle nasıl uçuşa geçtiğini anlattı. Kozanoğlu, ''Faize karşı olduğunu söyleyen bir iktidar döneminde bankacılık sektörü yüzde 24,2 artış sağladı'' dedi.

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 18 Kasım 2021'de Merkez Bankası toplantısı öncesi TBMM'de partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, "Faiz sebeptir, enflasyon neticedir. Beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusura bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam" dedi.

Bu gelişmelerle birlikte Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) 3 Haziran 2022 tarihli verilerine göre, Türk Bankacılık Sektörünün Nisan 2022 dönem net kârı 98,2 milyar TL’ye ulaşmış durumda. Bu 20,7 milyar düzeyinde gerçekleşen geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 375’lik müthiş bir artışa denk geliyor.

''EN BÜYÜK SIÇRAMA FİNANS SEKTÖRÜNDE''

Konuya ilişkin 'Bankacılık kârları uçuşta' başlıklı bir yazı kaleme alan Birgün yazarı Prof.Dr. Hayri Kozanoğlu, ''Faize karşı olduğunu söyleyen bir iktidar döneminde bankacılık sektörünün keyfinin ne kadar yerinde olduğunu, geçen hafta açıklanan ekonomik büyüme verilerinden de okumak olanaklıydı. Çünkü gayrisafi yurt içi hasılayı oluşturan tüm faaliyet kolları içerisinde en büyük sıçramayı yüzde 24,2 artışla finans sektörü sağlamıştı. Hatırlanırsa aynı dönemde inşaat sektörü yüzde 7,2 daralmıştı'' dedi.

''CİDDİ KÂR MARJLARI SAĞLIYOR''

Bankacılık sektörünün nasıl kâra geçtiğini anlatan Kozanoğlu, ''Nisan sonunda TÜİK’in resmi enflasyonu yüzde 70 iken, kur korumalı mevduat (KKM) kanalıyla bankalar yüzde 14 faizle mevduat topluyordu. Eksi 56 puanlık bu fonlarla, enflasyonun çok altında faizlerle de olsa açılan kredilerden ciddi kâr marjları sağlıyordu. Üstelik şirketler ve bireyler avantajlı faizlerle krediye eriştikleri için borçlarını ödemek konusunda çok istekli davrandıklarından, takibe giren alacaklar (TGA) ekonomideki bu kaos ortamı göz önüne alınırsa, o denli keskin bir artış göstermiyordu'' ifadelerini kullandı.

''YURTTAŞA BÜYÜK ZARARLAR YÜKLÜYOR''

Kozanoğlu, ''Belki daha da önemlisi, bankalar ağırlıkla döviz mevduatları sayesinde Merkez Bankası’nın (TCMB) yüzde 14 faizli 1 haftalık repo olanağından yararlanıyordu. Bu bol kepçe likidite ile Hazine’nin iç borçlanma kâğıtlarını almaları halinde de, hem kredi riskiyle karşılaşmıyor, hem de ciddi kârlar yazabiliyorlardı. TCMB de bu sayede brüt döviz rezervlerini daha yüksek gösterme fırsatı buluyordu. Aslında kısa vadede “kazan kazan” izlenimi veren, uzun vadede kamuya, dolayısıyla sade yurttaşa, büyük zararlar yükleyen bir mekanizma söz konusuydu'' dedi.

Kozanoğlu'nun yazısının tamamı şöyle:

TÜİK'in enflasyon rakamları için dikkat çeken iddia: 'Bu fark nasıl izah edilecek?' Ekonomi Yeni Şafak yazarı Hasan Öztürk: 'Ücretli ve dar gelirlilerin dışındakilerin geçim derdi yok' Ekonomi Ozan Bingöl, vergileri kalem kalem sıraladı: 'Bir iPhone sana, bir iPhone devlete' Ekonomi Konutlarda ısı yalıtım kredisi doğrudan firmanın hesabına yatırılacak Ekonomi