Erdoğan haklı mı haksız mı? Büyük Taarruz Hint Müslümanlarının gönderdiği parayla mı yapıldı?

Abone ol

Peki Hint Hilafet Hareketi, Kurtuluş Savaşı’na ne zaman para göndermeye başladı? Ne kadar bir meblağ gönderdi ve kime ya da hangi kuruma gönderdi. Bu soruların cevapları da Doğan Çetinkaya’nın makalesinde yer alıyor.

GERÇEK GÜNDEM - Hint Müslümanlarının Kurtuluş Savaşı sırasında gönderdiği paralar, yıllardır her fırsatta gündeme gelir. O paraların nereye kullanıldığı, kime ve ne için gönderildiği sorgulanır, tartışılır.

Bir süredir küllenen tartışmanın yeniden ateşlenmesine yol açan önceki gün Kütahya’da konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldu.

‘‘HİNDİSTAN MÜSLÜMANLARININ ANKARA'YA GÖNDERDİĞİ 600 BİN ALTIN, BÜYÜK TAARRUZ İÇİN GEREKEN EKONOMİK KAYNAĞIN NÜVESİNİ TEŞKİL ETMİŞTİR’’

Açılış töreninde kalabalığa hitap eden Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı, ‘‘Gençler şunu unutmayın, Hindistan Müslümanlarının ciddi fedakârlıklarıyla toplayarak gizlice Ankara'ya gönderdiği 600 bin altın, Büyük Taarruz için gereken ekonomik kaynağın nüvesini teşkil etmiştir’’ ifadelerini kullandı.

Peki, gerçekten Büyük Taarruz Hindistan Müslümanları’nın gönderdiği parayla mı finanse edildi? Hint Müslümanlarının gönderdiği bu para bir ordunun varlık ve yokluk mücadelesi vereceği bir son savaş için yeterli olur mu? Dahası söz konusu miktar Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifade ettiği 600 bin altın mı? Hepsinden önemlisi 600 bin altın ne demek? 600 bin liralık altın mı? 600 bin gram altın mı? 600 bin gram altın alınacak bir meblağ mı? Aslına bakarsanız ifadelerden bunu anlamakta mümkün değil.

‘‘HİNDİSTAN’DA TOPLANAN PARALARIN HEPSİ ANADOLU’YA GELMEMİŞTİR’’

İlginçtir, Prof. Dr. Mesut Uyar’ın editörlüğünde yayınlanan Toplumsal Tarih dergisi bu ayki sayısında ‘‘100. Yıldönümünde Büyük Taarruz’’a önemli bir yer ayırdı. Dergide ‘‘Büyük Taarruz ve Hint Hilafet Hareketi’nin Para Yardımı’’ başlıklı bir yazı kaleme alan İstanbul Üniversitesi öğretim üyesi Doğan Çetinkaya, bu konudaki karanlık konuları aydınlığa kavuşturuyor.

Dr. Çetinkaya öncelikle bir konuya açıklık getiriyor:

‘‘Hint Hilafet Hareketi’nin topladığı paraların hepsi Anadolu’ya gönderilmemiştir. Bunların önemli bir kısmı doğal olarak hareketin Hindistan’daki ihtiyaçları ve kampanyaları için kullanılmıştır. Önemli bir kısmı paranın değerlendirilmeye çalışıldığı ticari ve mali girişimlerde kaybedilmiştir. Bir kısmı hakkında ise yolsuzluk iddiaları peyda olmuş ve bu amaçla tahkikatlar yapılmış, bazı kişiler cezalandırılmıştır. Yani Hindistan’da toplanan paraların hepsi Anadolu’ya gelmemiştir.’’

HİNT MÜSLÜMANLARINDAN NE KADAR PARA GELDİ?

Peki Hint Hilafet Hareketi, Kurtuluş Savaşı’na ne zaman para göndermeye başladı? Ne kadar bir meblağ gönderdi ve kime ya da hangi kuruma gönderdi. Bu soruların cevapları da Doğan Çetinkaya’nın makalesinde yer alıyor:

‘‘Gelenler de sadece tek bir yoldan ve tek bir yere gelmemiştir. Bazıları kişiler aracılığıyla, bazıları kurumsal diplomatik temsilciler aracılığıyla Kurtuluş Savaşı’na bazıları da büyük finansal aracılar vasıtasıyla doğrudan Mustafa Kemal Paşa’nın şahsına gelmiştir. Bu gelen yardımlar hem zamanın politik ve bürokratik şahsiyetleri hem de kamuoyu tarafından iyi biliniyordu. Bu yardımlar ve ayrıntıları hem Hindistan’da Hint Hilafet Hareketi tarafından yayımlanıyor hem de Türkiye’de basında haberlere konu oluyordu. Hem Hilafet Hareketi’nin farklı liderleri hem de gönderilen paraların geliş yolları ve miktarlarını o zamanın dergi ve gazetelerinde bulmak mümkündür.

Örneğin Türkiye Basın Tarihi’nde müstesna bir yeri olan Ahmed İhsan’ın (Tokgöz) yayımladığı Anadolu Hediyesi adlı süreli yayın bunlara bir örnektir. Sakarya Savaşı’ndan sonra yayımlandığını anladığımız beşinci sayısında Hint Hilafet Hareketi’nin yardımlarını ayrıntılı olarak tanıtmıştı. Bu tanıtım yazısının bir köşesinde Ağa Han ile birlikte İngiltere’deki destek faaliyetlerini organize eden ve İngiliz Hilal-i Ahmer Cemiyeti Reisi Emir Ali’nin, diğer köşesinde ise Hindistan’daki hareketin liderlerinden ve mali işlerden sorumlu bir tüccar olan Çotani Efendi’nin fotoğrafı bulunuyordu.

14 Haziran 1921 tarihinde Çotani Efendi Roma’da bulunan Cami Bey vasıtasıyla sekizinci ödeme olan 5 bin İngiliz Lirası ile beş bin battaniye bedeli olarak bir miktar para göndermişti. Bu son yardımdan önceki yedi yardımın ilkinin ise 1920 yılının Mayıs ayında gerçekleştirildiği bildiriliyordu. 1920 Mayıs’ında Londra’dan Seyid Emir Ali vasıtasıyla ilk bin İngiliz Lirası gönderilmişti. Ardından sırasıyla Haziran 1920’de Muhammed Ali vasıtasıyla 2 bin İngiliz Lirası, Ocak 1921’de Roma’da bulunan Galip Kemali Bey vasıtasıyla 5 bin İngiliz Lirası, Mart 1921’de Çotani Efendi vasıtasıyla bin İngiliz Lirası İstanbul’daki musibetzedelere, iki ayrı 5 bin İngiliz Lirası da İzmir felaketzedelerine, 1921 Mayıs ayında da İstanbul felaketzedeganına yardım için Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti’ne bin İngiliz Lirası yollanmıştır. 14 Haziran 1921’deki gönderiyle birlikte yaklaşık 34 bin İngiliz Lirası gönderilmiş oluyordu.

Genelkurmay Harp Tarihi Başkanlığı’nın yayımladığı Türk İstiklâl Harbi tarihinin yedinci cildinde yer alan ilk dökümde Hindistan’dan gelen paranın 670.494 lira olduğu yazılıdır. ATASE’de mevcut başka belgelerde bu miktar 686.890 lira, diğer bir başka belgede 782.000 lira, Hindistan dışında başkaca muhtelif yerlerden ayrıca gelen 110.401 lira gibi miktarlar mevcuttur.’’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözünü ettiği 600 bin altın, 639 bin lira olmalı ki bu para da 101 bin İngiliz lirasına tekabül ediyor. Dr. Çetinkaya, bu paranın Maliye Vekaleti’ne sonuncusu 12 Ağustos 1922 tarihinde olmak üzere Hint Müslümanlarının aktardığı tüm kaynakların Büyük Taarruz için maliyenin emrine verildiğini de doğruluyor.

Peki yeniden soralım, Büyük Taarruz bu parayla mı gerçekleştirildi. Elcevap, hayır. Bu son dakikada talep edilen ek kaynaktı. Bu parayla son hazırlıklar yapılacaktı. Doğan Çetinkaya makalesinde, Müdafaa-i Milliye Vekili Kazım (Özalp) Paşa’nın durumu dair yazdıklarına da yer veriyor:

‘‘Görünürde tahsisat vardı fakat maliye kasasında hiç para yoktu. Çok zor durumda kalmıştık. Maliye Vekili bir çare bulanamayacağını kati olarak belirtti. Mustafa Kemal Paşa’nın kendi emrinde bulunan ve Osmanlı Bankası’nda muhafaza edilen 600 bin liranın verilmesi için Mustafa Kemal Paşa’dan müsaade istedim. Hemen bankaya emir verdi, parayı aldım, son eksiklerimiz giderildi.’’

Evet bu para ile Büyük Taarruz finanse edilmemiş ama son eksikler giderilmiş oldu.

Fethullahçıların 'ölüm' listesindeki amiralin savunması dahi alınmadı, mahkeme AYM'yi 'yok' saydı Siyaset AKP'li belediye başkanı 'keşke Yunan galip gelseydi' diyen Kadir Mısıroğlu'nu andı Siyaset Ali Mahir Başarır, fotoğrafları paylaştı: Hükümet-mafya-siyaset ağı devletin en üst kademelerinde! Siyaset Ali Babacan'dan 'Erdoğan' yorumu Siyaset