Erdoğan İş Bankası'ndan sonra oraya da gözünü dikti!

Abone ol

CHP’nin İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devri konusunda çalışmaların devam ettiğini belirten Erdoğan, İş Bankası’nın iştiraki olan Şişe Cam

AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, iki günlük Moldova gezisi dönüşünde açıklamalarda bulundu. CHP’nin İş Bankası hisselerinin Hazine’ye devri konusunda çalışmaların devam ettiğini belirten Erdoğan, 'Bir başka şey daha var: Türkiye Şişe Cam... İş Bankası’nın iştiraki. Dolaylı olarak bu nereye gidiyor? Onlara da (CHP) gidiyor. Yani, Şişe Cam’dan da Hazine’ye gelmesi gereken pay var' dedi.

Erdoğan şunları kaydetti:

İŞ BANKASI HİSSELERİ

Ben görevimi yaptım. Nedir benim görevim? Bu işi arkadaşlarıma söyledim. “Çalışmanızı yapın, Parlamento'ya taşıyalım” dedim. Şu anda başta Adalet Bakanım olmak üzere birçok hukukçu arkadaşlarımızı çalıştırıyoruz. CHP direnebilir. Bir defa neye direniyorsun? Senin malın, mülkünse niye direneceksin? Yani, bunlar da kendilerinin malı mülkü olmadığına inanıyorlar, onun için şimdi direnmenin yollarını arıyorlar. Tabi, bizim buradaki yapacağımız iş, bu milletin hakkını alıp sahibine teslim etmek. Bu milletin hakkı olan bir şeyin gideceği yer neresidir? Hazine… Yani, biz burada kalkıp da AK Parti'ye gelsin diye bir gayretimiz var mı? Yok… “Bu milletindir ve Hazine'nindir” diyoruz. Ha bunun dışında burada bir de olsa olsa, hukukçu değilim ama bunu söyleyen arkadaşlarım da var. Türk Dil Kurumu, Türk Tarih Kurumu zikrediliyor deniyor yasal düzenlemede. İşte 1933'te yapılmış bir yasal düzenleme var. Daha sonra 1966'da yapılmış…

KAŞIKÇI VE MENBİÇ MESELESİ…

Bu konuda ciddi manada Suudi Arabistan tarafını sıkıştırıyorlar. Suudi Arabistan'dan açıklama istiyorlar. Benim burada tabii bir şeyi de söylemem lazım. Bana bir heyet (Suudi Arabistan'dan) gönderdiler. Gelen heyetle bir görüşme yaptım. Görüşmede, o zaman şunu söyledim: “Öyle bir başkonsolosunuz var ki, yaptıklarını anlamak mümkün değil. Tutmuş, bir yabancı haber ajansının elemanını içeri almış, ona elektrik panolarını gösteriyor, dolapların altındaki kapakları açıyor, onları gösteriyor, son derece lakayt davranıyor.

Erdoğan, Suudi Arabistan Kralı'yla telefon görüşmesi yaptığını anımsatarak Ertesi gün bunu ben Kral'a da söyledim. Kral da eleştirilerimize hak verdi. Görüldüğü kadarıyla şu an Suudi Arabistan'da farklı yaklaşımlar da dikkati çekiyor. Gazetelerde Abdülaziz Mutrib'e işaret ediliyor. Netice itibarıyla Suudi Arabistan bu olayı aydınlatmak durumundadır. ‘Çıktı' diyerek kapatılacak bir olay değil. Olay sonrasında, nişanlısı Hatice Hanım'la da görüşüldü. Biz, olayın aydınlatılması için üzerimize düşeni yapıyoruz. İstanbul Başsavcımız bir açıklama yaptı. Polis teşkilatımızın yaptığı çalışmalar var. Ben henüz raporlarını görmüş değilim. İstihbarat teşkilatımızın çalışması da devam ediyor. Yani dört bir koldan işi takip ediyoruz. Bu işi ortada bırakmamız mümkün değil.

CUMHUR İTTİFAKI VAR, ‘UCUZ PAZARLIK' YOK

Biz Sayın Bahçeli ile her zaman bir araya gelebiliriz. Şu anda görevlendirdiğimiz arkadaşlar, işi pişirip bizim önümüze getirecekleri konuma ulaşıldığında o zaman da biz tekrar bir araya gelebiliriz. Asıl görev şimdi bizim belirlediğimiz arkadaşlara düşüyor. Arkadaşlarımız gelişmelere göre çalışmaları yapacaklar. Fakat ortada yani, şu il, bu il, vesaire filan, böyle bir şey söz konusu değil. Tabii bizim asıl üzerinde durduğumuz, durmamız gereken konu, yani Türkiye'ye yapılan bütün bu saldırılar karşısındaki duruşumuzdur. Onun için biz ‘Cumhur İttifakı'na olan sadakatimizi korumaya devam edeceğiz. Yani Sayın Bahçeli'nin de, benim de üzerinde durduğumuz konu Cumhur İttifakı'na olan sadakatimizdir. Öyle ucuz pazarlıklara filan biz girmiş değiliz. Onu da birbirimize zaten yakıştırmayız, yakıştırmıyoruz.

ORADA ÖNEMLİ OLAN DEYRİZOR GERİSİ ÇÖL

Şu anda Fırat'ın doğusunda öyle ciddi manada rahatsız edici şeyler yok. Çünkü, Fırat'ın doğusu diye zikredilen yerlere şöyle ağırlıklı baktığımız zaman oralarda adeta çölü görürsün. Burada önemli olan şey Fırat'ın doğusunda Deyrizor'dur. Çünkü, orası bir enerji potansiyelidir. Onun bir şöyle havzası var. Orasıdır asıl yer… Çünkü, buradan terör örgütü ham petrolü çıkartıp ondan sonra belli yerlerde işlemesini yapıp buradan çok ciddi bir rakam, rant elde ediyor. Terör örgütü zaten oralarla kontaklı halde. Başta DEAŞ olmak üzere… Burada YPG ve PYD, bunlar ise buraya kısmen ortaklıkları vs. oluyor. Tabii Rakka'nın durumu var. Bunlar için önemli olan. Öbür tarafta şu anda yukarıya doğru baktığımızda Haseke, Kamışlı, buralar var ama bir de çöl diyebileceğimiz bölge var. Şimdi buralarda bunların nasıl bir yaklaşım sergileyeceklerini bilemiyoruz. Aşiretlerin de bu noktada tavrı var. Münbiç'te… Bütün bunlara karşı. Ve hepsi de burada bayağı kararlı duruş sergiliyorlar. Şimdi Rakka noktasında da tabi yavaş yavaş rejim burada puan kaybediyor, daha çok koalisyon güçleri puan kaybedecek. Fakat zaman lehe işleyecek diye düşünüyorum. Çünkü şu anda Amerika ve koalisyon güçleri de bu konularla ilgili olarak arkadaşlarımız da onlarla irtibat kurma gayreti içerisindeler.

HALK BANKASI İDARİ KARARDIR, ÇÖZÜLEBİLİR

Brunson'ın ülkesine dönmesiyle Türkiye – ABD ilişkilerinin hızla normalleşeceği beklentisi yaygın. Buna katılır mısınız? Bir de, ABD'nin yakında Hakan Atilla'yı geri göndereceği, Halkbank'a para cezası dosyasını da rafa kaldıracağı söyleniyor. Böyle bir sürpriz yaparlar mı?


Olaya sürpriz açısından mı bakalım, olması gerekenden mi bakalım? Ta Brunson'dan önceki dönemlere uzanan taleplerimiz vardı ABD'den. Bunların birincisi FETÖ'nün ele başının verilmesiydi. Aramızda suçluların iadesi anlaşması doğrultusunda bize verilebilir pekala. Kendisi, Türkiye'de müebbet hapse mahkûm edilmiş. Biz klasörleri, hepsini gönderdik. Ama Türkiye'de onun tek savunucusu var, o da Kılıçdaroğlu. Daha sonra ben Sayın Trump ile görüştüğümde, “Klasörleri bırak, bana dosyaların numaralarını gönder, yeter” dedi. Bizim İbrahim Bey'in (Kalın) orada muhatabı var. Bolton, onun (Trump) da şu anda en yakın adamı. ‘Bolton'a dosya numaralarını verin, yeter' dedi. Biz tabii İbrahim Bey'le bütün dosyaların numaralarını gönderdik. Ama henüz bir ses çıkmış değil. Olayın takipçisiyiz. Hakan Atilla meselesi, zaten sürecinde yürüyen bir durum. Çok da fazla bir şeyi kalmış değil. Halk Bankası meselesi ise tamamen bir idari karardır. Bir idari kararla, OFAC ile bu işin rahatlıkla çözülmesi mümkündür. Çözülebileceği kanaatindeyim. Tabii bunların Brunson hadisesiyle herhangi bir alakası yok. O, ülkemde yaşanan şeylerden mütevellit yargıya konu olmuş bir meseleydi. Ben Sayın Trump'a baştan beri, ‘Türk yargısına güvenin' dedim. Son temasımızda da, ‘Eğer gerçekten bırakılması gerekiyorsa, 12 Ekim'de bizim yargımız bunu bırakır. Ama bırakılması gerekmiyorsa, o zaman da yargımızın vereceği karara saygı duyacaksınız' dedim.

'Olayın üstünü kapatmak Türkiye'nin itibarını sıfırlar' Siyaset Kayhan Kaplan aday adaylığı dosyasını teslim etti Siyaset Oruç Oymak, Küçükçekmece'ye talip oldu Siyaset AKP'den 'Cemal Kaşıkçı’ açıklaması Siyaset