Erdoğan'ın 'Al keyif çayı iç' dediği servisçi: AK Parti üyesiyim, kırıldık, üzüldük…
Erdoğan’a dün “Evimize ekmek götüremiyoruz” diyen Malatya Minibüs ve Servisçiler Esnaf Odası Başkanı Mesut İnce, AKP üyesi olduğunu belirterek “Biz esnaf olarak orada şaşırdık, beklemiyorduk. Kırıldık, üzüldük” dedi.
Partisinin 7. Olağan Kongresi için dün Malatya’da bulunan AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın esnafla diyaloğu dikkat çekti.
Servisçi olduğunu belirten vatandaş Erdoğan’a, “İşsiziz. Evimize ekmek götüremiyoruz” dedi. “Bu bana çok abartılı geldi” yanıtını veren Erdoğan, “Keyif çayı bu. Bu çayı iç” diyerek çay dağıttı.
Erdoğan ile konuşan kişi Malatya Minibüs ve Servisçiler Esnaf Odası Başkanı Mesut İnce, Sözcü’den İsmail Saymaz’ın sorularını yanıtladı.
– Dün Malatya'da ne oldu?
Oradaki aslında yol kapama değildi. Biz Malatya'daki 1600 servisçiye mesaj attık Cumhurbaşkanı'nı karşılayacağız diye. Hem Malatya'ya gelişinden dolayı, hem de depremden dolayı 50 bin liralık faizsiz kredi verilmişti, bu konuda teşekkür edecektik.
Ne dediniz kendisine?
“Sayın Cumhurbaşkanım, Malatya'da 1600, Türkiye genelinde 350 bin servisçi esnafı sizden müjde bekliyor pandemiden dolayı” dedim. Müjdeden kastım, kredilerimizin ertelenmesi, esnafa tekrar 1 yıl ödemesiz faizsiz kredi verilmesi. Bağ-Kur ile ilgili ödeme yapamıyoruz, bununla ilgili dosyamı verdik.
Cumhurbaşkanı, “Ben müjde verdim. Ne müjdesi?” diye sordu. Bu defa arkada esnafımız var, mağdurlar sıkıntı içerisinde. “Cumhurbaşkanım evimize ekmek götüremiyoruz, işsiziz, 8-10 aydır deprem ve pandemi süreci var” dedim. Öyle deyince Cumhurbaşkanı da “Abartı geldi” dedi. Kendisi için kurban kesecektik, müsaade vermedi, “Hayır kurumuna verin” dedi. Ardından çay dağıtımı oldu, çay attı.
– Siz daha başka bir yaklaşım bekliyordunuz galiba değil mi?
Tabii biz orada servisçiler ve tüm esnaf için bazı beklentiler içerisindeydik. Cumhurbaşkanı Malatya’ya geliyor. Hem karşılayalım, hem de kendisini çok seviyoruz. Kendim de AK Partiliyim, açık açık destek veriyorum. Umutla oraya varmıştık. O tepkiyi beklemiyorduk. Türkiye'de 350 bin esnaf, Malatya’da cumhurbaşkanını karşılamamızı bekliyordu.
Tüm esnaflarımızın sorunlarını dosyaya hazırlamıştık. “Çözüm öneriniz nedir?” diye sorsaydı Bağ-Kur ödemelerinin dondurulması, esnafa bir yıl kredi desteği, mevcut kredilerin ertelenmesi gibi üç ana maddemiz vardı. Bizim talebimiz “Para verin” değil. Esnafın durumu çok kötü, servisçinin durumu çok kötü. Okullar açıldı haftada iki gün her araçta 1-2 öğrenci. Biz de velilere hatır gönülle götürüyoruz, yani onları kırmamak adına. Zarar ediyor şu an servisçi. Yani aracının marşına basmaması esnaf için daha hayırlı.
– Sizi şaşırttı mı Cumhurbaşkanı’nın tavrı?
Biz esnaf olarak orada şaşırdık, biz beklemiyorduk.
– Siz, ‘evimize ekmek götüremiyoruz' dediğinizde Cumhurbaşkanı, “Bu bana abartılı geldi” diyor. Abarttınız mı?
Bu mecaz anlamda. Kredimizi ödeyemiyoruz. Tüm bunları içine alarak, özeti anlamında söylemek istedim ama cumhurbaşkanımız bizi yanlış anladı.
Okullar iki gün açıldı, biz velilerden iki gün için fazla para alamayız, iki günlük para alsak esnafımız zarar ediyor. Milli Eğitim Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı yeni düzenlemeler yapmalı. Benim Cumhurbaşkanı'ndan talebim; para pul istemiyorum ama servis araç yaşları, 12 yaşında bir aracı çöpe atıyoruz.
– Bu durumu ne kadar böyle sürdürebilirsiniz?
Esnaf araçlarını satıyor, büyük şirketler araçlarımızı alıyor. Artık bireysel esnaflıktan çıkıyor, şirketlerin eline gidiyor. Biz 12 yaşındaki aracı çöpe atıyoruz, sıfır araç alıyoruz 450 bin liraya. 450 bin liralık aracı bize faizsiz verseler aylık ödemeyi 60 aya bölseler o şekil ödememiz yine mümkün değil, bizim öyle bir kazancımız yok.
– AK Parti üyesi misiniz?
AK Parti üyesiyim, her türlü desteği veriyorum. Ben her seçimde esnafları toplar, Cumhurbaşkanı'na ve Belediye Başkanı'na açık destek veririm, cebimden maddiyatları karşılarım. Hâlâ da cumhurbaşkanına olan sevgimizden şey yapmadık ama kırıldık, üzüldük, olmasa daha iyiydi.
– ‘Keşke gitmeseydik' diyor musunuz?
Ben yine giderdim de esnafımızın üzülmesine üzüldüm. Yoksa benim üzülmem çok da önemli değil ama bizim için önceliğimiz esnaf. Bizi ağlayarak arayan esnaflarımız oluyor.