Erdoğan'ın Batı'ya açılan tek kapısı NATO'ya dair politikası içerden hasar alıyor: Bahçeli'nin işaret fişeği AKP içinden yankılandı

Abone ol

Ukrayna krizinin ardından Erdoğan, Batı'ya açılan tek kapısı olan NATO'yla ilişkileri güçlendirmesi çabasında. Daha önce eleştirdiği NATO'ya karşı olumlu mesajlar verirken, AKP içinden ve ittifak ortağı Bahçeli'den NATO karşıtı açıklamalar yükseliyor.

GERÇEK GÜNDEM - ANALİZ

Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik işgal harekatını başlatması, ‘beyin ölümü gerçekleşti’ tartışmaları yaşanan NATO’yu yeniden hayata döndürdü.

NATO üyesi ülkeler ittifakın önemine yönelik art arda açıklamalar yaptı.

Türkiye’de ise kafalar hala karışık!

İLİŞKİLERİ GÖLGELEYEN SUÇLAMALAR

NATO, Türkiye’de sık sık suçlamaların hedefi olan bir yapı:

-15 Temmuz darbe girişiminin organizatörü olmak,

-Türkiye’nin Suriye’deki operasyonlarını engellemeye çalışmak,

-Doğu Akdeniz’de ulusal çıkarların karşısında yer almak.

Buna benzer bir dizi suçlamaların gölgesi altında Türkiye – NATO ilişkisi sürüyor. Öyle ki, 15 Temmuz’dan sonra da Türk subayları NATO’da eğitime giderken, Türkiye ortaklık içerisindeki faaliyetlerine devam ediyor.

ABD TÜRKİYE’YE KARŞI MESAFELİ

ABD Başkanlığına Joe Biden’ın seçilmesiyle, ilişkilerin dip noktayı göreceği ileri sürülüyordu.

ABD’yle ilişkilerin bozulması Biden’la başlamadı. Önceki başkanı Donald Trump döneminde ilişkiler Rahip Brunson’un tutuklanmasıyla zehirlenmişti. 2018 yılında Amerika’nın etkili haber dergisi Newsweek’te Türkiye’yi “terör rejimi” olarak tanımlayan ve Türkiye’ye operasyon çağrısı yapan bir makale yayımlandı.

ABD’nin etkili düşünce kuruluşlarından Center for Security Policy, 2018 Nisan ayında bir kitap yayımladı. 2’si Türk 10 farklı kişinin kaleme aldığı yazılardan oluşan “Ally No More: Erdogan’s New Turkish Caliphate and the Rising Jihadist Threat to the West” (Artık müttefik değil: Erdoğan’ın yeni Türk halifeliği ve Batı’ya karşı yükselen yeni cihatçı tehdit) isimli kitapta Türkiye’ye karşı açıktan cephe alındı.

Önsöz’de Türkiye’nin NATO’daki pozisyonu “Kitabın başlığı her şeyi açıkça ortaya koysa da, Türkiye'nin uzun bir zamandır süregelen tutumu, hepimizi yeni bir gerçekliğe doğru götürüyor: Amerika Birleşik Devletleri ve diğer NATO üyeleri bir tarafta, Türkiye diğer tarafta” diye tarif edildi.

ABD yönetiminde bu tutum hala etkinliğini sürdürüyor mu sorusuna ise kesin bir yanıt vermek şimdilik zor ancak Rusya’nın işgal harekatı, Türkiye’nin birlik içindeki önemini arttırdı.

‘BEYİN ÖLÜMÜ’ TARTIŞMASI

2019 yılının son aylarında Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’nin kuzeyinde Barış Pınarı Harekatı’nı başlattı. Harekat, NATO içinde de tartışma yarattı.

Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Economist dergisinde 7 Kasım 2019’da yayımlanan söyleşide, "ABD ile NATO müttefikleri arasında stratejik karar alma süreçlerinde hiçbir şekilde koordinasyon yok. Aynı zamanda bir diğer NATO üyesi Türkiye'nin, Fransa'nın çıkarlarının söz konusu olduğu bir bölgede, koordinasyonsuz agresif eylemleri var" demiş ve "Benim için şu anda tanık olduğumuz, NATO'nun beyin ölümüdür" ifadesini kullanmıştı.

NATO’nun büyük ortaklarından Fransa’nın bu tavrı, ittifakın geleceğinin parlak olmadığına yönelik yorumları güçlendirdi.

Erdoğan, "Fransa Cumhurbaşkanı Sayın Macron, bak Türkiye'den sesleniyorum, NATO'da da söyleyeceğim, önce sen kendi beyin ölümünü bir kontrol ettir" diye yanıt verdi.

YENİDEN DİRİLDİ: TÜRKİYE’DEN BATI’YA AÇILAN TEK KAPISI NATO’YA SICAK MESAJLAR

Rusya’nın askeri harekatı NATO içindeki tartışmaları sonlandırdı. ABD, müttefiklerine ‘ortaklığın ne kadar önemli olduğunu’ kanıtladı. NATO üyeleri yaptıkları toplantıda birliğin güçlü tutulması gerektiğini kaydetti.

Türkiye’nin NATO’ya karşı eleştirel tutumu ise yerini yumuşamaya başladı.

AB ile kötü giden ilişkilerin ardından Erdoğan’ın Batı’ya açılan tek kapısı NATO kaldı. Ukrayna krizi Türkiye’nin NATO’daki önemini pekiştirdi. Erdoğan bu fırsatı değerlendirmek için daha önce mesafeli durduğu birliğe karşı olumlu mesajlar vermeye başladı.

Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi toplantısından sonra yaptığı açıklamada NATO’nun önemine vurgu yaptı ve Türkiye’nin ittifak içerisinde gelecekte de yer alacağını kaydetti.

Geçmişte NATO bünyesinde de görev yapmış olan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise NATO’nun önemli bir ortağı olmaya devam edeceklerini, NATO sınırlarını koruyacaklarını söyledi. Akar, “Şüphesiz Türkiye NATO'ya, müttefiklere, dostlarına ve ortaklarına karşı üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirmeye devam etmektedir ve bölgemizde ve dünyada barışa, güvenliğe, iş birliğine ve iyi komşuluk ilişkilerine katkıda bulunuyor. Bunda şüpheye yer yok. Ve Türkiye, Balkanlar'dan Orta Doğu'ya, Afganistan’a ve Kafkaslar'dan Afrika'ya ve ötesine kadar NATO'nun aktif ve yapıcı bir üyesi olmaya devam edecektir" dedi.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik ise NATO’nun önemli olduğunu ve Türkiye’nin birlik içinde yer almaya devam edeceğini kaydetti. Macron’un geçmiş sözlerine atıfta bulunan Çelik, “NATO'nun varlığını sorgulayan Macron gerçekle yüzleşti” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da NATO’nun önemine dair açıklamalar yaptı ve NATO üyesi ülkelerin Türkiye’yi desteklemeleri gerektiğini vurguladı.

Tabloya bakınca AKP yönetimi ve hükümette NATO’ya karşı tavrın net olduğu, ittifakın destekleneceği söylenebilir. Ancak…

SOYLU ORTAK DİLİ BOZDU

Erdoğan ve AKP yönetimi, Batı’ya açılan tek kapı olan NATO’yla ilişkilerini genişletme siyasetini önemsiyor. Fakat parti içinden çatlak sesler de çıkıyor.

Türkiye’nin NATO politikası: Akar ve Kalın övdü, Soylu hedef aldı

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, partisinin politikalarına karşı zaman zaman çıkışlar yapıyor. NATO başlığında da bunu yaptı. Erdoğan, Akar, Çelik ve Kalın’ın açıklamalarının ardından sahneye çıktı ve şu ifadeleri kullandı:

“Eğer biz Avrupa’ya veya Amerika’ya güvenseydik, eğer biz NATO’ya güvenmiş olsaydık, eğer biz dünyanın küresel kulüplerine güvenmiş olsaydık bugün Kuzey Irak’tan Afrin’e kadar terör koridorunu kurmuş olurlardı. Biz bugün kendi göbeğimizi kendimiz kestiğimiz için ayaktayız.”

Soylu, parti yöneticilerinin aksine uluslararası örgütlerin bir işe yaramadığını düşünüyor: “BM'nin NATO'nun ve dünyadaki küresel örgütlerin iflasını hep beraber görüyoruz.”

SANCAK’TAN ŞAŞIRTAN ÇIKIŞ

İktidara yakınlığı ve aldığı devlet ihaleleriyle tanınan Ethem Sancak, AKP’nin bir önceki MKYK’sında bulunuyordu. Yani bir dönem partiyi yöneten isimler arasındaydı.

'Erdoğan'ı gördükçe aşık oldum' diyen Ethem Sancak'tan dikkat çeken açıklamalar: 'Biz Amerika'nın desteğiyle iktidara geldik'

Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından ardından Sancak, Rusya’ya gitmiş ve onların harekatına destek veren açıklamalarda bulunmuştu.

“Erdoğan’a aşık oldum” sözleriyle de zihinlerde yer tutan Sancak, dün katıldığı bir toplantıda, kendilerini ABD’nin iktidara getirdiğini kaydetti ve NATO’yu şeytani örgüt olarak niteledi. Sancak’ın şu sözleri AKP içinde fikri düzeyde bile bir birlikteliğin kalmadığını kanıtlar nitelikteydi:

“Aslında Türkiye NATO ve Batı ile sürekli savaş halinde. Şimdi NATO’ya girdik ve 70 yıldır NATO’nun bekçisiyiz. NATO’nun bütün 70 yılı boyunca bu ülkeye verdiği tek bir katkı var mı? Tabanca yapmamıza izin vermediler. NATO bizim içimizde geçmişte kalan bir kanserdir. Türkiye kanserini yenmek istiyorsa kanserini yenmelidir.”

SİYASİ HATTI BAHÇELİ Mİ ÇİZİYOR?

AKP’nin NATO konusunda kafa karışıklığının nedeni Cumhur İttifakı ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin açıklamaları olabilir. Öyle ki; AKP yönetiminden NATO’ya dair olumlu açıklamalar gelirken, Bahçeli aynı günlerde birlik karşıtı sert açıklamalara imza atıyordu:

“Bazı cahiller çıkmış, NATO üyesi olmasak ABD'nin Türkiye'yi parçalayacağını iddia etmiş. Bu sahte uzmanlar ne zamana kadar televizyona çıkmaya devam edecektir? 1952'ye kadar NATO mu vardı? 15 Temmuz gecesi korsan uçuş yapan, bombalar fırlatan şerefsiz teröristler nerenin ve kimin namına işgale girişmişlerdir? FETÖ'yü üstümüze salan kimdir? 'NATO olmasaydı Türkiye bölünürdü' demek, Türk milletine hakarettir. Acaba NATO olmasaydı darbelere cesaret eden çıkabilir miydi?”

Bahçeli’nin Soylu’ya verdiği destek biliniyor. Cumhur İttifakı aracılığıyla ülke yönetiminde ağırlığı olduğu da herkesin kabulü. Ancak görünen o ki; Bahçeli’nin fikirlerinin tohumları artık AKP yönetiminde filiz veriyor.

Bu filizler, Erdoğan’ın NATO politikası önüne set çekecek kadar yüksek çıkıyor.

MHP'de 'sağlık sorunları' istifası Siyaset İmamoğlu, Erdoğan'ın kararına tepki gösterdi: Bugün Cumhurbaşkanlığını yönetenler yarın yönetmeyecek Siyaset Adalet Bakanı Bozdağ'dan Kaşıkçı, Oktar ve Peker açıklaması: İnceleme izni verildi, olumlu görüş bildireceğiz, dönüş olmadı Siyaset Türk Telekom'da dikkat çeken görevlendirme: Nureddin Nebati gitti, Yiğit Bulut geldi! Siyaset