Erdoğan'ın esprileri vekilleri cesaretlendirdi: AKP'de sesler bu defa Erdoğan'a karşı yükseldi!
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, bugünkü köşe yazısında AKP'nin ikinci milletvekilleri toplantısını kaleme aldı. Zeyrek, milletvekillerinin Erdoğan'a şikayetlerini ve Erdoğan'ın cevaplarını köşesine taşıdı.
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, bugünkü köşe yazısında AKP'nin ikinci milletvekilleri toplantısını kaleme aldı. Zeyrek, milletvekillerinin Erdoğan'a şikayetlerini ve Erdoğan'ın cevaplarını köşesine taşıdı.
Zeyrek'in AK Parti’de “muhalefet dili” başlıklı bugünkü köşe yazısı şöyle:
“Bizim tek işimiz kanun çıkarmak değil, aynı zamanda vatandaşların derdini çözebilmektir. Ancak biz de bakanlara, bürokrasiye ulaşmakta zorluk çekiyoruz.”
Bu sözler bir AK Parti milletvekiline ait.
Hem de ikinci grup milletvekilleriyle toplantı yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın önünde söylenmiş. Üstelik, milletvekilli arkadaşlarından büyük destek almış.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin birinci yılında da AK Parti grubundan benzer eleştiriler ve tepkiler gelmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan sorunun çözülmesi için bakanlara milletvekilleriyle daha sık görüşme talimatı vermiş, hatta TBMM'de “nöbetçi bakan” uygulamasına geçilmişti.
Öyle anlaşılıyor ki sorun çözülememiş ve aynen devam etmiş.
★★★
Erdoğan'ın “Bu toplantılarda rahat olacağız, her şeyi açıkça konuşacağız” sözleri milletvekillerini rahatlatmış olacak ki söz alan milletvekilleri sık sık özeleştiri yapmış. Mesela bir başka milletvekili TBMM kürsüsünden yapılan konuşma sürelerine ilişkin ilginç bir istatistik paylaşmış. Buna göre bir hafta içindeki 93., 94. ve 95. TBMM oturumlarında CHP'liler 332, HDP'liler 323, İYİ Partililer 286, AK Partililer 192 ve MHP'liler 105 dakika (toplamda muhalefet milletvekilleri 941 dakika, iktidar milletvekilleri 297 dakika) konuşmuş. Sadece CHP ve İYİ Parti milletvekilleri dahi iktidar milletvekillerinin iki katı kadar konuşmuş. Gerçekten büyük fark var.
Bazı milletvekilleri bu durumun muhalefete daha çok söz hakkı tanıyan iç tüzükten kaynaklandığını savunmuş. Bir milletvekili ise ilginç bir ayrıntıya dikkat çekmiş: “Kanun çıkarırken gece gündüz çalışıyoruz. Muhalefet araya başka konular sıkıştırıyor. Biz tartışma çıkmaması, çalışma süresi uzamaması için az konuşuyoruz.”
★★★
Bir dokun bin ah işit derler ya…
AK Parti'de durum aynen öyle. Başka bir milletvekili isim vermeden sözü Sedat Peker'in açıklamalarıyla başlayan tartışmalara getirmiş. Bu konunun AK Parti'deki başlığı artık “Sedat Peker videoları” değil, “Sosyal medyadaki tartışmalar” olmuş.
Milletvekili aynen şöyle demiş:
“Genel Merkez olarak sosyal medyadaki iddialara geç kalındı. Söylem birliği oluşturarak bu iddialara daha hızlı cevap verilmesi talebimiz.”
Bu eleştiri başka bir milletvekiline daha konuşma cesareti vermiş: “Zaten Genel Merkez sadece bu konuda değil, birçok konuda tepki vermekte geç kalıyor. Haliyle vatandaş bize soru sorduğunda cevapsız kalıyoruz.”
★★★
Erdoğan'ın espriler yaparak milletvekillerini cesaretlendirmesi gerçekten işe yaramış. Bir milletvekili Erdoğan'ın samimiyetine sığınıp, “Efendim Külliye'deki ekibinizle her zaman bir aradasınız. Bizimle ve parti teşkilatlarıyla da daha sık bir araya gelin” deyivermiş.
Diğer milletvekilleri bu sözler karşısında endişeli bakışlar atarken Erdoğan'ın “seve seve” yanıtı herkese derin bir nefes aldırmış.
Erdoğan, “seve seve” demiş ama kendi eleştirilerini de ardı ardına sıralamış. İşte bir milletvekilinin toplantı notlarından Erdoğan'ın yanıtı:
“Muhalefet dili ile konuşmayın!
Sahaya inin. Sahada daha fazla görünün. Kendi doğrularımız üzerine siyaset yapalım. Biz kendimizi anlatamıyoruz. Yaptıklarımızı anlatamıyoruz. Biz kendimizi anlatmadığımız zaman millet bunların yalanlarına kanıyor. Milletimizi bu konuda bilinçlendirmek bizim görevimiz. Biz işimize bakacağız. Yaptıklarımızı anlatın.”
★★★
AK Parti'deki durumun adını Erdoğan koymuş aslında: “Muhalefet dili”.
Zaten baksanıza bir AK Parti milletvekili İzmir'in su sorununu bir soru önergesiyle ilgili bakanlığa sormuş. Sanki “genelde iktidar, yerelde muhalefet” durumu kabullenilmiş. Binali Yıldırım'ın da desteklediği bu tutum, gelecek dönemde “yerel iktidar” aleyhine başka soru önergelerini de görmemizi sağlayabilir.
“Muhalefet dili”nin yarattığı görüş ayrılıklarına bir örnek daha: Kamudan ihraçlara imkan veren geçici düzenleme 31 Temmuz'da bitiyor. Bir kaynağım meselenin toplumsal bir soruna dönüştüğünü, vatandaşlardan KHK'larla ilgili çok şikayet geldiğini ve Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve AK Parti Grup Başkanı Naci Bostancı'nın süre uzatmaya sıcak bakmadığını söyledi. Ancak İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve diğer Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş düzenlemede ısrarcı ve büyük ihtimalle onların dediği olacak.
Ne dersiniz, aktarmaya çalıştığım bu fotoğraf size ne düşündürüyor?