Erdoğan'ın korumalarının saldırısına uğrayan Avukat Sürenoğlu: Kuralsızlık kural olmuş

Abone ol

Çok ağır hakaretler ve ağza alınmayacak küfürler işittiğini söyleyen Sürenoğlu, kendisini en çok üzen suçlamanın "vatan hainliği" olduğunu belirtti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da katıldığı Demirören-Kalyoncu düğünü sırasında Çırağan Sarayı yolunun neden kapatıldığını soran avukat Sertuğ Sürenoğlu, Cumhurbaşkanı korumaları tarafından dövülmüştü.

soL'a konuşan Sürenoğlu, 35 yıldır inandığı bütün değerlerin sarsıldığını söyledi, hukuka siyasetin karışmaması gerektiğini vurguladı.

işte o söyleşi:

Kalyoncu-Demirören düğününde polislere yolun neden kapatıldığını soran Avukat Sertuğ Sürenoğlu, Cumhurbaşkanlığı korumaları tarafından araca alınarak Çırağan Sarayı’na götürülmüş ve burada bir buçuk saat darp edilmişti. Zorla tutanak imzalatılan, bir gün gözaltında kaldıktan sonra İstanbul 12. Sulh Ceza Hakimliği tarafından "Cumhurbaşkanına hakaret" suçlamasıyla ev hapsi yöntemiyle adli kontrol altına alınmıştı.

Darptan dolayı gözünde problem olan Sürenoğlu, muayene için hastaneye gidemiyor.

Herkesin destek vermesi nedeniyle ve suçlu olmadığına inandığı için moralinin yüksek olduğunu belirten Avukat Sertuğ Sürenoğlu ile adli kontrol altında bulunduğu için terk edemediği evinde sohbet ettik.

Yaşadıklarının kendisi üzerinde bıraktığı izleri anlatan Sürenoğlu, Türkiye ve hukuk sisteminin geldiği yeri de bir avukat olarak soL’a değerlendirdi.

İŞTE SÜRENOĞLU'NUN ANLATTIKLARI...

Yaklaşık bir saat yolun ilerlememesinden ötürü otobüsten inip polislere neden yolun kapatıldığını sormasının ardından yaşadıklarını "şok" olarak niteleyen Sürenoğlu, "Polisle konuştuğum sırada, Cumhurbaşkanlığı korumalarının beni alıp götürmesinin nasıl olduğunu hiç anlayamadım, aslında başka polisle muhataptım. Şimdiden bakınca bazı çok komik diyaloglar da yaşandı. Futbol Federasyonu aracı gördüm ben, 'federasyon için bu kadar olağanüstü hal olur mu' diye sordum, 'Cumhurbaşkanı burada, nasıl haberin olmaz' diye kızdılar, sonra diyalog kurmaya çalışınca dinlemediler zaten" dedi.

'35 SENE BOYUNCA SARILDIĞIM DEĞERLER SARSILDI'

Çok ağır hakaretler ve ağza alınmayacak küfürler işittiğini söyleyen Sürenoğlu, kendisini en çok üzen suçlamanın "vatan hainliği" olduğunu belirtti. Babası emekli kurmay albay, annesi emekli öğretmen olan Sürenoğlu, "Benim çocukluğum lojmanlarda geçti. Ailem bütün hayatını vatana millete hizmet etmeye adamış, bizleri de öyle yetiştirdiler. Mardin Kızıltepe’de askerliğimi yaptım. Çok büyük yanlış anlaşılma olduğunu söyledim ancak dinlemediler. 35 sene boyunca sarıldığım bütün değerlerin, böyle bir muameleye maruz kalması insana acı veriyor" diyerek duygularını paylaştı.

'SAĞLIK KONTROLÜNE GİDEMEDİM, MÜVEKKİLLERİM MAĞDUR OLDU'

Evden çıkamama kararının hayatını nasıl etkilediğini sorduğumuz Sürenoğlu, şunları söyledi: "Bu beni çok etkiledi. İşlerimden geri kalıyorum. Sağ olsun yardımcı olmaya çalışan avukatlar var ama işlerden geri kaldım. Müvekkillerimizn adil yargılanma hakkı elinden alınmış oldu. Eğitim hakkım alındı. Ben Galatasaray Üniversitesi’nde özel hukukta doktora yapıyorum, okula gitmem gerekiyor. İnanılır gibi değil. Suçlu olduğum için ev hapsinde değilim. Konutu terk etmeme, adli kontrol. Halimi gören savcı, hayır sen işkence görmedin deyip orada işkence altında imzaladığım evrağa güvenerek mahkemeye sevk etti. Mahkemeye sevk etmesi bu nedenleydi. 12. Sulh Ceza Hakimine de durumu aktarmaya çalıştım ama zaten çok hızlı bir süreç geçti. Orada da benim delilleri karartacağımdan ve sabit ikametgahım olmamasından dolayı konutumu terk etmeme kararı verildi. Tabii ben gerekçe olsa bir şey demeyeceğim, hangi delilin karartılacağı belirtilse mahkeme tarafından, biz de o delilin karartılıp karartılamayacağına dair itirazda bulunuruz. Ama yok bir gerekçe. O delilin bu suçla ilgili nasıl bir alakasının olduğu da belirtilmemiş."

Türkiye’de hukuk sisteminin geldiği noktayı ve rahat bir şekilde avukatlık yapıp yapamadığını sorduğumuz Sürenoğlu, özel hukuk alanında yabancı sermaye ile çalıştığını, ceza alanındaki bu karmaşayı başına gelince öğrendiğini söyledi.

‘SİYASETİN HUKUKA KARIŞMAMASI LAZIM’

Sürenoğlu, "Siyasetin hukuka karışmaması lazım. Bunu bu iktidardan bağımsız olarak söylüyorum. Her dönem için böyle. Hukuk bir bilim bir kere. Hukuk bizde araç gibi kullanılıyor. Hukukun üstünlüğü dediğimiz bu. Siyasetinde üstünde. Bizim mesleğimiz mevcut kararlar çerçevesinde müvekkillerin beyanlarını savunmak. Çok fazla parametre var. Adaletin gerçekleşmesi hukukla olur" dedi.

Türkiye’de durumum çok vahim olduğunu, adalet anlayışının yıprandığını söyleyen Sürenoğlu, "Gerekçe olsa, onu bile kabul edeceğim. Ancak bir gerekçe yok. Bizde durum çok vahim. Madde 100 var, tutuklamayı gelişigüzel vermeyin, hangi durumlarda tutuklama verilmesi genişçe tanımlanmış, adli kontrol verilmesi için tutuklamanın şartları şart. Benimkinde yok ama. Türkiye’de meclise girerken bile kişisel özgürlüklerin kısıtlanıp arandığını, garip muamelelere maruz kaldıklarını bu süreçte bana geçmiş olsun dileklerini ileten milletvekillerinden duyunca şok geçirdim. Düşünün TBMM’de karar alacakların bile durumu buysa... Ben o gün özgürce bir yerden bir yere gitme hakkım engellendiği için soru sordum, başıma bunlar geldi. Ki ben kurallara çok uyarım. Trafik kurallarına bile uyulmuyor Türkiye’de. Kuralsızlık kural olmuş artık. Yasalar, hukuk zor ilerliyor" diye konuştu.

'KİMSE İŞKENCE GÖRMESİN'

Türkiye’deki bütün baroların kendisine destek verip sahip çıkmasından ötürü meslektaşlarına teşekkr eden Sürenoğlu, dayanışmadan dolayı mutlu...

Son olarak bu olay sonucunda kim ne hak ediyorsa ona göre ceza alması gerektiğini belirten Sürenoğlu, kendisine işkence yapacan polisler hakkında "elleri kırılsın" diye yapılan tepkilere itiraz ediyor ve "Her sorunun hukukla çözülmesi gerektiğine inanıyorum, bu tavra hayır diyorum, yoksa onlardan farkım kalmaz. İnsan hakları herkes için. Kimsenin işkence görmemesi gerekiyor" dedi.

HAKİM DEĞİŞTİ

Avukat Sertuğ Sürenoğlu’nun bu karara karşı yaptığı itiraz sürecinde dikkat çekici bir şekilde hakim değişikliği yaşandı.

1. Sulh Ceza Hâkimliği adli kontrol kararının kaldırılması talebini reddetti. Kararın gerekçesinde, ilk kararın usul ve yasaya uygun olduğu, kararda değişiklik yapılmasını gerektirir bir neden görülmediği belirtildi. Kararı vermesi gereken İstanbul 1. Sulh Ceza Hakimi izne çıktı, yerine bakan 7. Sulh Ceza Hakimi adli kontrol kararının kaldırılması talebini reddetti. Korumalar hakkında yürütülen soruşturmada ise savcılık, İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni istedi.

ŞİKAYETLER BAKANLIKTAN YANIT BEKLİYOR

Sürenoğlu’nu darp eden korumalarla ilgili Memur Suçları Soruşturma Bürosu’ndaki soruşturma ise sürüyor.

Başta Türkiye Barolar Birliği olmak üzere baroların yaptığı şikayetler de bu soruşturmada birleşti. Soruşturma savcılığı, olayın görev sırasında meydana geldiğini gerekçe göstererek korumalar hakkında İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni istedi.

Üstü tozlu işçi otobüste oturtulmadı! Güncel Cumartesi Anneleri 735. kez bir arada: Kadir Keremoğlu'nun akıbeti soruldu Güncel Kütahya’da midibüs devrildi: 10 yaralı Güncel Adıyaman'da kaza: Yaralılar var Güncel