Erken seçim olacak mı?
İstanbul seçimiyle ilgili beklentilerden birisi de AKP'nin olası hezimetinin bir erken seçime yol verebileceği şeklindeydi. İlk gece yapılan açıklamalarda, muhalefet ve iktidardaki önemli isimler bu yönde bir inisiyatif sergilemedi.
İstanbul'da yinelenen seçimlerde AKP'nin geçen hafta açıklanan anketlerde görülenin de üstünde bir fark yemesinin ardından "erken seçim olacak mı" gündeme değil ama akla ilk gelen soru oldu.
Seçim sonuçlarında oluşan fark, aslında sadece bir erken seçime değil, bir siyasi kriz olasılığına da işaret edecek ölçüde büyüktü.
Bu konuda ilk kesin açıklama Devlet Bahçeli'den geldi. 2002 seçimlerinin önünü açan erken seçim açıklaması hâlâ hafızalarda olan Bahçeli, "Yeni bir erken seçim bahsi açmak ülkemize yapılacak en büyük kötülükler arasındadır" cümlesiyle bu konudaki yaklaşımını ortaya koyarken, seçimden çıkardığı sonucu "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ihtiyaç duyduğu reformlar, yasal düzenlemeler, kurumsal düzeltmeler ve geleceği kavrayıp kucaklayan milli stratejiler ortak akıl ve ortak çabayla hayata geçirilmelidir" sözleriyle ifade etti ve Yenikapı ruhuna sonuna kadar bağlı olduklarını belirtti.
CHP'DEN GÜÇLÜ MESAJLAR AMA...
soL'un haberine göre, Kılıçdaroğlu ve İmamoğlu da yaptıkları açıklamalarda erken seçimden söz etmediler. Kılıçdaroğlu konuşmasında erken seçimi şimdilik gündeme getirmeyeceklerine yorumlanabilecek "bu saatten sonra Türkiye süratle gerçek gündemine dönmeli" cümlesine yer verdi.
AKŞENER: ARTIK BİZ VARIZ
Akşener, en sert konuşmalardan birisini yaptı. "Artık biz varız; Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve Türkiye iyi olacak" sözleriyle konuşmasını tamamlayan Akşener de seçim sonuçlarını değerlendirirken "aziz milletimizin verdiği mesajın" doğru okunmasını tavsiye etti.
TEMELLİ: YENİ ANAYASA VE KABİNE DEĞİŞİKLİĞİ
Günün ilginç konuşmalarından birisi de HDP eşbaşkanlarından Sezai Temelli tarafından yapıldı. "Türkiye belki 4 yıl sonra seçime gidebilir, daha önce de gidebilir" değerlendirmesi dikkat çeken Sezai Temelli, demokratik bir anayasa yapılması için harekete geçilmesini önerdi ve Cumhurbaşkanı'na kabinede gerekli değişiklikleri yapmasını önerdi.
GÜL'ÜN BİR TAKVİMİ YOK (MU?)
Gül, Babacan ve Davutoğlu gibi isimlerin söyleyecekleri de önem taşıyordu. Abdullah Gül doğrudan bir açıklama yapmadı ama "Gül'e yakın isimlerle seçim sonuçlarını takip ettiğini" söyleyen Fehmi Koru, "bu insanlar seçimden şu çıkarsa bunu yaparız gibi değerlendirme yapmıyorlar" dedi ve AKP'de siyaset yapmış isimlerin dışında insanların da olacağı bir geniş çerçeveden söz etti ve ekledi: Belirli bir takvim yok. Bundan sonraki dönem daha çok adlarını duyulacak gibi gözüküyor. Abdullah Gül'ün de içinde olduğu bir oluşum söz konusu olacak.
FARK 800 BİN AMA SİYASİ KRİZ UFUKTA YOK
Görüldüğü kadarıyla oldukça sarsıcı bir sonuçla tamamlanan 23 Haziran seçimleri, "seçmenin verdiği mesajı okuma ve okutma" pratikleri ile göğüslenecek.
Seçime bir hafta kala dolaşıma çıkan "Erdoğan, doğrudan dahil olmayacak, böylece yenilgi Yıldırım'a mal edilecek" sözlerinin seçim sonuçlarıyla doğrulandığı söylenebilir. Öte yandan bu sözlerin daha geniş bir mutabakatın ürünü olan bir "yumuşak iniş" arayışıyla da ilişkilendirilmesi mümkün görünüyor.
Bir diğer dikkat çekilmesi gereken şeyse, TÜSİAD, Avrupa Birliği ve ABD'nin açıklama yapmakta acele etmemesi. TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski İmamoğlu'nu "bu güzel kente sunacağı tüm katkı ve çalışmalar için başarılar diliyorum" sözleriyle kutlamakla yetindi.