Etyen Mahçupyan: İstanbul kaybedilirse Bahçeli, Erdoğan'a karşı...

Abone ol

Başbakanlığı döneminde Ahmet Davutoğlu'nun danışmanlığını da yapan gazeteci Etyen Mahçupyan, AKP'nin CHP'ye kaybettiği İstanbul'u ve 31 Mart Yerel Seçimleri'ni TV5'te Ahu Özyurt'a değerlendirdi.

Gazeteci Etyen Mahçupyan, AKP'nin CHP'ye kaybettiği İstanbul'u ve 31 Mart Yerel Seçimleri'ni TV5'te Ahu Özyurt'a değerlendirdi.

Etyen Mahçupyan, CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun resmen kazanması durumunda, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın, ittifak ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli karşısında güç kaybedeceğini söyledi.

TV5'te Ahu Özyurt'un moderatörlüğünü yaptığı 'Yüz Yüze' programına konuk olan Mahçupyan, seçim sonuçlarını ve olası siyasal senaryoları değerlendirdi. Mahçupyan, CHP'nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu'nun resmi olarak seçimleri kazanması durumunda AK Parti'nin ciddi finans ve rant kaybına uğrayacağını söyledi.

Mahçupyan 'cumhur ittifakı' bileşenlerinden MHP'nin, AK Parti'den aldığı oylarla artık 'küçük ortak' konumundan çıktığını belirtirken, İstanbul'un kaybedilmesi durumunda Bahçeli'nin Erdoğan karşısında çok daha güçleneceğini vurguladı.

Yaklaşık çeyrek asırdır İstanbul'un Erdoğan ve halefleri tarafından yönetildiğine dikkat çeken Mahçupyan, Erdoğan'ın İstanbul'u bir 'fetih' olarak gördüğüne işaret ederek, "Fethedilenin kaybedilmesi psikolojik olarak çok büyük bir yenilgidir" dedi.

Mahçupyan şöyle konuştu:

"MHP'li olmakla birlikte her halde İYİ Parti ya da CHP'ye oy vermiş insan yok. (MHP'nin aldığı oyların) Hepsi AK Parti'den. Bahçeli, AK Parti'ye "'cumhur ittifakı' toplamında eğer yüzde 52 aldıysak, sen kendini yüzde 44 sanma, bunun yüzde 18'i-19'u bana ait. Sen yüzde 30-35 aralığındasın" diyor. Dolayısıyla da aradaki güç ilişkisinde, her geçen gün kendi gücünün daha fazlalaştığını ortağına söylemiş oluyor. Hem AK Parti'nin hem de MHP'nin aday gösterdiği yerlerin bir çoğunu MHP kazandı. AK Parti'ye göre daha çoğunu kazandı. Bu da herhalde ona (Bahçeli'ye) öz güven veriyor.

Şimdi 'başkanlık sistemi'nin teklif edilmesi noktasına dönersek, Bahçeli'nin temsil ettiği şeyi tam olarak bilmiyoruz. Kimin adına, nasıl davranarak bunu Tayyip Erdoğan'a teklif etti? Eğer Bahçeli bir tür devlet aklını ya da bir koalisyonunu temsil ediyorsa, aslında en kârlı işi yaptı çünkü tek bir adamla anlaş ve yüzde 50 oyu al. Çok kolay bir şey!

"İSTANBUL KAYBEDİLİRSE BAHÇELİ ERDOĞAN'A KARŞI DAHA DA GÜÇ KAZANACAK"

Peki Tayyip Erdoğan, bunun karşılığında neyi taahhüt etmiş oldu? Çünkü Bahçeli'nin savunduğu bütün ideolojik jargonları Tayyip Erdoğan şu an sahiplenmiş durumda. Dolayısıyla orada bir anlaşmazlık yok. Onun dışında neyi taahhüt etmiş oldu: Ekonomiyi yönetmesi, seçimleri kazanması bekleniyordu.

Şimdi (Erdoğan'ın) ekonomiyi iyi yönetemediği çok aşikar. Ekonomi, Türkiye tarihinin son 20-30 yılının belki en kötü noktasında. 90'lardaki kriz ortamıyla mukayese edilebilir bir noktaya gidiyoruz. Ekonomiyi belirleyen dört ana kriter var: Büyüme, istihdam, enflasyon ve gelir dağılımı. Bunlar toplum için çok temel, hepsinde çok kötü olunabilinir mi!

Türkiye şimdi hepsinde (bütün verilerde) kötüye gidiyor. Dolayısıyla çok başarısız bir ekonomi var...Şimdi de İstanbul'u kaybederseniz, bir sonraki seçimi de kazanamama ihtimaliniz hakkında en azından spekülasyonlar üretmeye başlarsınız.

Bu da, şu anki ortaklık içinde Bahçeli'nin elini çok daha güçlendirir. Dolayısıyla AK Parti'nin ya da Tayyip Erdoğan çevresinin bu anlamda da İstanbul'u vermemesi gerekiyor.

İstanbul'un önemi nedir diye baktığınız zaman: öncelikle tabii ki rant. İstanbul nüfusun yüzde 20'si ama muhtemelen milli gelirin ya da katma değerin yüzde 40'ını burası (İstanbul) yönetiyor. Siyasetin, vakıfların finansmanı İstanbul'dan oluyor. Ve iktidar İstanbul kaynağını kaybetmek istemiyor.

"FETHEDİLENİN KAYBEDİLMESİ PSİKOLOJİK OLARAK ÇOK BÜYÜK BİR YENİLGİDİR!"

İkinci olarak da kendi ortakları nezdinde de bu işi beceremiyor, yavaş yavaş aşağıya gidiyor eğiliminde olduğunu hissettirmek ya da bu kanaati uyandırmak da istemiyor. Ve tabii bütün bunlara, hazımsızlığı da eklemek lazım. Bu kadar seneden sonra yenilginin hazımsızlığı...

Ve tabii sembolik olarak fethedilenin fethedilmesi gibi bir durum var. Yani İstanbul bir fetih. Fethedilenin bir daha elden çıkmaması lazım. Fethedilenin kaybedilmesi psikolojik olarak çok büyük bir yenilgidir. Ve Tayyip Erdoğan buna öyle bakıyor. İstanbul'un kaybedilmesi onu çok yaralıyor, herhangi bir şehrin kaybedilmesi gibi değil.

Maltepe İlçe Seçim Kurulu'nun önünde 'mazbata' halayı Siyaset AKP'de İzmir krizi çözüldü! İşte AKP'nin yeni İzmir İl Başkanı Siyaset Sayım bitti, Canan Kaftancıoğlu'ndan mazbata açıklaması geldi Siyaset Ve Maltepe'de son sandık da sayıldı! İstanbul'da sayım işlemi bitti Siyaset