Ev hapsindeki Ayten Öztürk: 'Hastane randevum mahkeme tarafından reddedildi'

Abone ol

Ev hapsinde olan ve "Elimizde yoktu, sırayla takıyoruz" diyerek 303 gün sonra elektronik kelepçe takılan Ayten Öztürk, hastane randevusu talebinin İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini belirtti.

İki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan ve tahliye edilen Ayten Öztürk'e, 303 gün sonra "elimizde yoktu, sırayla takıyoruz" diyerek elektronik kelepçe takılmıştı.

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan Ayten Öztürk, hastane randevusu talebinin İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildiğini duyurdu. Öztürk açıklamasında, "Bir insanın hastalığıyla ve tedavisiyle ilgili belgeleri mahkemeye sunmak zorunda bırakılması, hasta mahremiyetinin de açık bir ihlalidir" dedi.

Ayten Öztürk ‘Adalet istiyorum’ diyerek kampanya başlattı: İşkence iddiaları ve yıllar süren dava dosyasında neler var?

Öztürk şunları belirtti:

“Benim 6 ay boyunca yaşadığım işkenceyi sorgulamayan; sorgulamayı bırakın, yaralarıma bile bakma gereği duymayan bir mahkeme benim en doğal hakkım olan tedavimi engellemeye çalışmaktadır. Benim işkence sonrası başlayan rahatsızlıklarım, hapishane sürecindeki raporlarımda mevcut olduğu gibi; ev hapsindeyken de sürdürdüğüm tüm tedavilerle ilgili teşhis ve tedavi raporlarımın mevcut olduğunu mahkeme de biliyor.

Bir insanın hastalığıyla ve tedavisiyle ilgili belgeleri mahkemeye sunmak zorunda bırakılması, hasta mahremiyetinin de açık bir ihlalidir; Bu durum; hakkımda verilen 2 ağır müebbet, ev hapsi ve elektronik kelepçeyle kesintisiz olarak sürdürülen işkencenin boyutlandırılması anlamına gelmektedir. Sık sık tabutların çıktığı hapishanelerde ölüm sınırına gelen yüzlerce tutsak varken, benim de ev hapsinde tedavim engellenerek ölüme doğru yol almam isteniyor.

6 ay işkence, işkence sonucu bedenimde oluşan 898 yara soruşturulmuyor ama tedavi olabilmem için tedaviye ilişkin belgeleri mahkemeye sunmam dayatılıyor. Oysa tedavilerime ilişkin tüm bilgiler, resmi olarak sistemde kayıtlıdır. Fakat amaç bu değil. Amaç, 2018'de Lübnan'da kaçırılmamla başlayan ve gizli bir işkencehanede 6 ay boyunca süren işkencenin üzerinin tamamen kapatılması, bunu yaparken de bana işkencelerin en ağırının yaşatılmaya çalışılmasıdır.

Buna asla sessiz kalmayacağım. Bu ülkede işkencenin olduğunu nefesim yettiğince haykırmaya devam edeceğim. İşkence sokakta, gözaltında, hapishanelerde, gizli işkence merkezlerinde devam ediyor!”

9 yıl geçti ama hedef göstermekten vazgeçmedi: İşte Gezi'nin Erdoğan'ı kızdıran 'orantısız zekası' Güncel TGC'den sosyal medya yasa tasarısına tepki Güncel Manisa’da ormanlık alanlara girişler yasaklandı Güncel Erdoğan: 'Cuntacılar karşısında el pençe divan duran siyasetçileri, bürokratları unutmadık' Güncel