Ev hapsindeki Boğaziçi eylemcileri: 'İlk defa bir 8 Mart’ta sokaklara çıkamıyor olacağım'

Abone ol

Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek için gerçekleştirilen Kadıköy eyleminde gözaltına alınmasının ardından ev hapsi cezasına çarptırılan Melis Akyürek "8 Mart için kadınlar için sözümü söylüyor olacağım" dedi.

Elektronik kelepçe bundan tam 6 ay önce kullanımı yasallaşarak hayatımıza girdi.

Birgün'den Razrin Yüksel'in haberine göre; Erkek şiddeti ile mücadelede kullanıcak diye hayatımıza giren elektronik kelepçe Boğaziçi Direnişi’ne katılanların bileklerinde. Kelepçeler erkek şiddetini önlemek bir yana hayatları için mücadele eden gençleri, kadınları yıldırmak için araç olarak görülmeye başlandı.

İlk kez bir 8 Mart’ta sokakta olamayacaklarını belirten Boğaziçi Üniversitesi direnişçileri konuştu.

Failler elini kolunu sallayarak geziyor

Boğaziçi Üniversitesi Rektörlüğü’ne kayyum olarak Melih Bulu'nun atanmasıyla başlayan direniş hâlâ devam ediyor. Direnişe katılanlar ise elektronik kelepçelerle eylemlerden uzak tutulmaya çaıışıyor.

Yaklaşık bir aydır elektronik kelepçe ile yaşayan öğrencilerin davası ise mart ayı içerisinde görülecek. Öğrenciler bu adaletsiz durumun son bulacağına ve özgürlüğe kavuşacaklarına inandıklarını belirtiyor. Yıllardır kadın cinayetlerinin engellenmesi için mücadele ettiği halde elektronik kelepçe uygulamasının varlığından kendi bileğine takılınca haberdar olduğunu söyleyen Boğaziçi öğrencisi “Yüzlerce kadının korku içinde yaşamasına sebep olan failler elini kolunu sallayarak geziyor hakları, hayatları için mücadele edenler ise elektronik kelepçeyle sindirilmeye çalışılıyor” dedi. Basit demokratik bir talebin dile getirilmesine dahi tahammül edemeyen bu aklın hayatlarımızı belirlemekteki despot ısrarının kendisini öfkelendirdiğini söyleyen öğrenci gündem maddesi olmaktan rahatsız olduğunu belirtti.

Öğrenci, “Arkadaşları hapisteyken ev hapsinde olduğu için kendimi suçlu hissediyorum. Sanata, bilime, akademiye düşman olan bu eril düzenin her yerinden çatlak veriyor” diye konuştu.

İlk kez 8 Mart’ta sokakta olamayacağım

Kadıköy eyleminde gözaltına alınmasının ardından ev hapsi cezasına çarptırılan Melis Akyürek de “Herhalde ilk defa bir 8 Mart’ta sokaklara çıkamıyor olacağım" dedi. Akyürek, "Bu 8 Mart’ta bizim sokağa çıkmıyor oluşumuz bizim temsil edilmeyeceğimiz anlamına gelmiyor çünkü kadın arkadaşlarımız sokaklardaki o dirençli mücadeleci ve şen kahkahalarıyla bizim orada yokluğumuzu hissettirmeyeceklerdir. 8 Mart’ın neşesinden ve gücünden asla bir şey kaybetmeyeceğini söyleyen Akyürek ben ve diğer kadın arkadaşlarımız bir sonraki 8 Martlarda tekrardan sokaklarda yerimizi alıp mücadeleye devam edeceğiz, bugün sokağa çıkamıyor olabiliriz ama ben de evimde 8 Mart için kadınlar için sözümü söylüyor olacağım" ifadelerini kullandı.

Bu hukuksuzluk yeni değil

Hukuksuz biçimde ev hapsinde veya hapishanelerde tutsak olan kişilerin sadece kendileri olmadığını belirten Akyürek "Zaten çok uzun süredir Türkiye’de hukuksuzluk had safhada" dedi. Akyürek bu duruma alışmayacaklarını söyleyerek devam etti: "Bizim sürecimizde bu hukuksuzlukların farkındayız, bunlarla mücadele ediyoruz ve bunlara alışmayacağız.”

Öncelikle insanlara ev hapsinin ne olduğunu anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Akyürek şunları söyledi: "Ev hapsi sürecimiz başlayalı yaklaşık bir ay oldu. Dolayısıyla ev hapsinin ne olduğunu, özgürlük alanlarımızı nasıl kısıtladıklarını, muhaliflere bu kelepçelerin nasıl hızlı bir şekilde takıldığı, bizi siyasi çalışmalardan, faaliyetlerden, sokaklardan nasıl geri çekmeye çalıştıklarına dair süreci ifşa etmeye çalışıyoruz. Bu röportaj, canlı yayın ya da bir tweet atmak olabiliyor. Elimizden geldiğince elimizdeki tüm olanakları kullanıyoruz. Bazen bir röportaj, bazen bir fotoğraf haber olduğunu düşünürsek evlerimize gelen ziyaretçilerden tutun da tüm sosyal medya ve iletişim olanaklarını kullanarak bu süreci aslında herkese anlatmaya çalışıyoruz. Ev hapsi çok bilindik bir şey değil. Çok fazla kişiye uygulanıyor fakat insanlar bunu serbestlikmiş gibi algılıyor. Ama ev hapsi çok ciddi bir tecrit politikasıdır. Muhalifleri kolay bir şekilde susturup korkutabileceklerini düşündükleri bir aygıt.”

Özgürlüğümüz ve yaşamımız kısıtlanıyor

Üniversitelerin özgür ve özerk olduğunu anlatmaya çalıştıkları için gözaltına alındıklarını vurgulayan Akyürek “9 arkadaşım Boğaziçi eylemlerine katıldıkları gerekçesiyle tutuklandı. Onlarca kişi ev hapsinde. Şu an da hepimizin özgürlüğü ve yaşamı elimizden alınmış durumda ancak bu bizim susacağımız duracağımız mücadele etmeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Bu hukuksuzluk sarmalı bizi engelleyemez ancak ve ancak daha fazla mücadele etmemizi sağlar.” dedi.

Çıplak aramayı kabul etmeyeceğiz

Akyürek iktidarın çıplak aramanın olmadığını iddia etmesine karşın ülkenin her yerinden çıplak aramaya maruz kalan insanların seslerini yükseltmesinin altını çizdi. Boğaziçi eylemlerinde de aslında buna tekrar maruz kaldık diyen Akyürek sözlerine şöyle devam etti “Çıplak aramaya maruz kalanlar ya da dayatılan arkadaşlarımız oldu. Bu hukuksuzluk onlar ne kadar saklamaya çalışmaya devam etseler de artık saklayamayacakları bir boyuta geldi. Çıplak arama tabii ki de bir işkencedir. İnsanlık suçudur, hiç kimseye uygulanabilecek bir yöntem değildir. Bundan sonraki süreçte bugünden yarına bir çıplak arama dayatmasını işkencesini asla kabul etmeyeceğimizi hiçbir kadına hiçbir insana uygulatmayacağımızı her defasında dile getiriyoruz ve getirmeye de devam edeceğiz. Her platform ve mecrada buna karşı geldiğimizi, mücadele ettiğimizi ve direneceğimizi ifade ediyoruz.”

Sokaklar mücadeleyle dolup taşacak

Akyürek sözlerini “Daha öncesinde de 8 Mart’ta onlarca kadın düşünce ve fikirlerini ifade ettiği için tutukluydu bugün biziz yarın bir başkası olacak ama o sokaklar bizim her zaman direngenliğimizle, mücadelemizle dolup taşıyor olacak” diyerek sonlandırdı.

Türkiye'yi ayağa kaldıran olayda yeni gelişme! İbrahim Zarap'ın ifadesi ortaya çıktı Güncel Yüz yüze eğitimle birlikte okul servisi ücretleri ne kadar olacak? Güncel Diyanet'e 11 milyar lira yetmedi! Bütçe böyle harcandı Güncel Çilem Doğan: Kendimi savunmasaydım, Pınar ya da Özgecan gibi hayattan kopacaktım Güncel