Fahrettin Altun: 'Milli iradeyi savunma, demokrasimizi müdafaa etme vazifemizi yerine getirdik'

Abone ol

Cumhurbaşkanlığı İletişim Fahrettin Altun, 104 amiralin yayınladığı bildiriye ilişkin açıklama yaptı.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Fahrettin Altun, bazı amirallerin açıklamasına ilişkin, "Bu bildiri, açık ve net söyleyelim, eski vesayet alışkanlığıyla milli iradeye ve onun seçilmiş meşru temsilcilerine parmak sallamaktan başka hiçbir anlam taşımıyor." dedi.

Altun A Haber'de yayımlanan Ajans Bugün programında, bazı amirallerin yayınladığı bildiriye ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Fahrettin Altun'un açıklaması şöyle oldu:

"Bu kirli organizasyonda, söz konusu bildiri 5. kol faaliyeti sürdüren gayri milli medya unsurları tarafından '104 Amiralden Montrö ve Atatürk Bildirisi' başlığıyla hemen haberleştiriliyor. Bu antidemokratik bildirinin ima ettiği anlamı hepimiz gayet iyi biliyoruz. Bu bildiri, açık ve net söyleyelim, eski vesayet alışkanlığıyla milli iradeye ve onun seçilmiş meşru temsilcilerine parmak sallamaktan başka hiçbir anlam taşımıyor. Bu girişim, hadsiz bir bildiriyle milletimizin hafızasında daha çok taze olan darbe ve vesayet imalarında bulunmaktan başka bir şey değildir. Böyle bir bildirinin, ne anlama geldiğini bilmeden yayınlandığını varsaymak hiçbir şekilde kabul edilebilir bir yaklaşım değil. Biz bunu asla masum göremeyiz ve görmüyoruz. Milletimiz de buna çok açık ve net bir şekilde tepki gösterdi. Biz de bu nedenle derhal açıklama yaptık. Milli iradeyi savunma, demokrasimizi müdafaa etme vazifemizi yerine getirdik."

Altun, konuya ilişkin Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının soruşturma açtığını, açıklamayı Milli Savunma Bakanlığının, çok sert bir şekilde kınadığını ifade etti.

Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2002'den bu yana verdiği demokratikleşme mücadelesiyle milli irade namına çok ciddi bir mesafe katettiklerini iddia etti.

-"Türkiye bağımlılık zincirini kırdı"

Altun, şunları söyledi:

"Cumhurbaşkanımızın bu anlamda verdiği mücadele çok değerli bir mücadeledir. Bu nedenle de Cumhurbaşkanımızın bu mücadelesinin önünü kesmek için ulusal ve uluslararası birçok odak harekete geçti. Defalarca Cumhurbaşkanımızı yolundan çevirmeye çalıştılar fakat Cumhurbaşkanımız milletinden aldığı güçle bu vesayet sistemlerine, ulusal ve uluslararası vesayet sistemlerine karşı çok ciddi bir mücadele ortaya koydu. Bu mücadeleyle beraber Türkiye bağımlılık zincirini kırdı, büyüdü, bölgesel bir güç oldu ve şu anda küresel bir aktör olma yolunda çok net bir performans ortaya koyuyor.

Vesayet sisteminden kurtulduğumuzu düşündüğümüz bir noktada, yeniden eski imaların gündeme getirilmesini kesinlikle hala vesayet özlemi çekenlerin olduğunun göstergesi olarak okuyorum. Milli iradeye nasıl sahip çıktığımızı dost düşman 15 Temmuz'da gördü, bütün dünyaya bunu gösterdik. Bu millet demokrasisini koruyacağını, kendi iradesine her şartta sahip çıkacağını göstermiştir. Vesayetçilerin bir daha asla demokrasimize zarar veremeyeceğini açık ve net bir şekilde söylemek istiyorum. Kimse büyüyen, güçlenen Türkiye'nin önünü Allah'ın izniyle kesemeyecek."

-"Sözüm ona siyasetçiler bu millete hesap verecek"

"Bugün bu antidemokratik bildiriye, bu vesayetçi metne tek kelime edemeyip hatta ve hatta buna destek verip sonra da utanmadan, arlanmadan çıkıp da bizleri yargılayacaklarını ifade edenler, sözüm ona siyasetçiler bu millete hesap verecekler.

Karşımızda Türk Ceza Kanunu'nda açık olarak tanımlanmış bir suç bir var. 'Devletin güvenliğine ve anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak.' Şimdi bildirinin hazırlanmasına öncülük edenler tespit edildi, belirlenen isimler bu anlamda gözaltına alındı. Tüm şüphelilere ilişkin arama, el koyma işlemleri usulünce icra ediliyor."

- "Bu bildiriyi bir test olarak okuyoruz"

"Liderliğiyle bu süreçleri tersine çevirdi. Biz bu anlamda bu bildiriyi bir test olarak okuyoruz ve burada bunu yapanlar yine başaramadılar. Hatırlayalım, 15 Temmuz'da o işgal girişimi ortaya çıktığında darbe heveslileri, vesayet heveslileri hemen alkışlamaya başladılar, tankları alkışladılar.

Evlere gittiler, evlerden izleyip darbe girişiminin başarılı olması için dua ettiler. Fakat ne oldu? Başaramadılar. Bu millet açık ve net bir şekilde bu darbeye, bu işgal girişimine karşı koydu, destansı bir direniş sergiledi. Dünya demokrasi tarihinde olmayan bir şekilde bir başarı ortaya koydu.

Bunun üzerine darbeciler ve onları destekleyenler dediler ki, 'Bu bir darbe değildi, bu bir tiyatroydu.' Biz o gün bu 5. kol faaliyeti yürüten gayri milli unsurların medyada ne tür manşetler attıklarını hep beraber gördük. O manşetleri atanlar, heyecanla bu skandal bildiriye, bu darbe çabasına el sallayanlar, alkış tutanlar birdenbire şimdi mağduriyet edebiyatı yapıyorlar. 15 Temmuz'a tiyatro diyenler, şimdi bu 104 kişinin bir araya gelip böyle skandal bir bildiri yayınlayıp da bir vesayet çerçevesi ortaya koyma girişimini birdenbire bir mağduriyet olarak ifade ediyorlar. Hayır, bu konuda kamuoyumuz çok bilinçlidir, bu tür manipülasyonları asla ve asla kabul etmez.

Burada görüyoruz. En ufak darbe söylentisinde bile heyecanla el sallayanlara, hala darbelerden medet umanlara, hadsiz bir bildiriden menfaat sağlamaya çalışanlara biz diyoruz ki, siz kaybettiniz, günden güne daha da kaybediyorsunuz. Sizi ibretle izliyoruz ama işlediğiniz suçtur. Bu darbe ve vesayet heveslisi bu zihniyetin milletimize ödettiği bedelleri çok iyi biliyoruz. O yüzden çok sert duruyoruz, net duruyoruz. Hiçbir şekilde bu meseleyle ilgili olarak bir geri adım atmıyoruz, bir sıradan neme lazımcılık yapmıyoruz."

- "Bu utanç vesikalarını bütün kamuoyu görüyor"

Altun, dün yayımladığı mesajını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Sözüm ona siyaset yaptığını söyleyen 20'ye yakın kişinin, demokrasiyi, demokratik siyasal alanın menfaatlerini savunması gereken kişilerin, yine bu siyasete gayrimeşru müdahaleyi savunan kişilerin işte sosyal medyada ki kendi yayınladıkları mesajları koydum ve bunlara tepki gösterdim. Bu kez yine 5. kol faaliyeti yürüten gayri milli medya ne yaptı? İşte benim onları listelediğimi ifade etti. Hayır, bunlar açık ve net, bunları kamuoyu görüyor. Bu utanç vesikalarını bütün kamuoyu görüyor, bütün dünya görüyor. Siyasetçi olacaksınız, böyle bir gayri meşru siyasete bir müdahale aracını siz alkışlayacaksınız. Ne alkışlaması, sizin açıkçası çıkıp buna karşı net tavır almanız gerekir ama alamazlar. Çünkü ortada öyle görülüyor ki bir iş birliği var. Şimdi bu anlamda bakıldığında bu yürüyen soruşturma çerçevesinde umuyorum bu iş birlikleri de açık ve net bir şekilde ortaya çıkar."

- "Ulusal ve uluslararası vesayet odaklarına cesaret verir"

"Biz diyoruz ki, o gün de söyledik hemen söyledik, artık eski Türkiye yok. Kimse beyhude heveslerin peşine düşmesin. Herkes bu anlamda işini yapsın. Bu yönüyle baktığımızda seçilmiş bir hükümet var. Yüzde 52'nin oyunu alarak Cumhurbaşkanı olmuş çok güçlü bir lider var. Türkiye çok ciddi anlamda büyüyor, güçleniyor. Kendilerini amiral olarak ifade edip, ondan sonra böyle bir bildiri yayınlayan kişiler şunu nasıl görmezler. Bugün Cumhurbaşkanımızın liderliği sayesinde Doğu Akdeniz'deki egemenlik mücadelesinde en büyük kazanımı elde eden ülkeyiz. Bunu bütün dünya görüyor. Deniz Kuvvetlerimiz bugün çok ciddi anlamda başarılar elde ediyor. Mavi Vatan idealine bugün olduğu kadar ne zaman hizmet edilmiş? Türkiye denizlerde başardığını Cumhuriyet tarihinde daha önce başarmış mı? Bunu açık ve net olarak soralım? Hayır. Bugün bu başarılmış. Bu yönüyle baktığımızda bundan rahatsız olan dış güçlerin olduğunu hepimiz biliyoruz. Bunu milletimiz de biliyor. Elbette medyadan siyasete bu unsurlarla ilişki ve iş birliği içerisinde Türkiye'nin yürüyüşünü durdurmak isteyen başka alanlarda aktörler olduğunu da görüyoruz. Bunları biz bunun uzantısı sonucu olarak değerlendiriyoruz."

- "Meselemiz Türkiye'yi büyütmektir, güçlendirmektir"

"17-25 Aralık, 15 Temmuz darbe girişimi süreçlerinde bütün vesayet odaklarıyla milletimizle birlikte nasıl kararlı bir şekilde mücadele ettiysek bugün de mücadele ediyoruz, edeceğiz. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Bizim esas meselemiz Türkiye'yi büyütmektir, güçlendirmektir, müreffeh kılmaktır. Vatandaşımızın gerçekten imkanlarını daha da artırmaktır. Bunun için gayret sarf edeceğiz. Bu tür belaları da bu süreçte savmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz Allah'ın izniyle."

"Milletimiz bunu görsün. Ortada bir vesayet bildirisi var. Bu vesayet bildirisine destek verip ondan sonra seçilmiş hükümete, bu hükümetin temsilcilerine, bu hükümetin başındaki isme böylesi tehditler savurmak neyin nesidir? Bunu milletimiz görmeli. Burada bu unsurlar gerçekten gayri milli unsurlardır. Bu unsurların bütün demokrasi tarihimiz, siyaset tarihimiz boyunca ortaya koyduğu performans ortadadır. CHP'nin tarihi darbeleri destekleme tarihidir, darbelere ortam hazırlama tarihidir. Bu anlamda baktığınızda gayri milli medyanın tarihi, darbeleri meşrulaştırma çabasıdır. Bu anlamda, her tür ulusal, uluslararası antidemokratik girişimi desteklemeleri söz konusu. Bunların derdi başka. Bunlar kaos istiyorlar. Bunlar Türkiye küçülsün istiyorlar. Bunlar Türkiye yeniden bağımlılık düzenine girsin istiyorlar. Türkiye'nin kırdığı bu bağımlılık zincirini tekrar Türkiye'ye takmak istiyorlar. Bu yönüyle bizim mücadelemiz çok açık ve net. O yüzden söylüyoruz, Türkiye'yi büyütme mücadelesinden bahsediyoruz. Bu yönüyle bu unsurlarla bir rekabet içerisinde değiliz. Bunları yönlendiren isimlerle mücadele halindeyiz biz. Biz bunu çok iyi biliyoruz. Çünkü bu aktörlerin kendi başına bir gücü yok, kendi başına bir özgün ağırlıkları yok. Açık ve net bir şekilde ifade etmek istiyorum bunların talimatla hareket ettiklerini biz defaatle gördük, bugün de görüyoruz."

- "Bunlar tam anlamıyla darbe mekaniğiyle düşünüyorlar"

"Bu anlamda Türkiye'yi batıya şikayet etmeye çalıştılar. Biz ne olursa olsun dedik ki, 'biz terörle sadece ülke sınırları içerisinde mücadele edemeyiz, biz terörle terörün kaynağı olan yerde mücadele etmek durumundayız', dolayısıyla Suriye'de çok etkin operasyonlar yaptık. Dönüp bakalım, Türkiye'nin terörle mücadelesinde Cumhurbaşkanımız kararlı bir şekilde irade ortaya koyduktan sonra, Suriye'de yürüttüğümüz operasyonlar ne kadar etkili olmuştur. Bu operasyonlar sayesinde Türkiye, terörle mücadelesinde çok ama çok büyük mesafe kat etmiştir. Peki, bu unsurlar ne yaptılar? Dönelim bakalım, bu gayri milli unsurlar, Türkiye'de muhalefetin temsilcisi olarak kendilerini gösterenler, ne yazık ki bütün bu operasyonları engellemek için var güçleriyle çalıştılar. Sonuçta bu operasyonlar Türkiye'nin terörle mücadelesi için yapılan operasyonlar. Bunlar terörle söylemsel iş birliği yaptılar. 'PYD'ye, YPG'ye terör örgütü diyemeyiz’ dediler. Dahasını söyleyelim, bu da açık ve net bir gerçektir, PKK'nın siyasi uzantılarıyla çok açık ve net iş birliği içerisine girdiler ve bu iş birliklerini sürdürüyorlar. Ve bu iş birlikleri, bu ittifakları, bugün itibarıyla bakıldığında birtakım uluslararası unsurlar tarafından da desteklenen bu birliktelikleri, Türkiye'ye kaybettirmek üzere bir birlikteliktir, biz buna müsaade etmeyeceğiz. Ama bunu söylerken açık ve net söylüyoruz. Bizim iki tane referansımız var. Biz millet diyoruz, millet iradesi diyoruz, hukuk diyoruz. Peki bunlar ne diyor? Bunlar tam anlamıyla darbe mekaniğiyle düşünüyorlar. 'Bir şekilde biz başa geçersek şu şu adımları atacağız, bunları yargılayacağız, bunlara gününü göstereceğiz, intikam alacağız' diyorlar."

"Bu yönüyle baktığımızda da biz hukuk önünde bu unsurların hesap vereceğini söylüyoruz, hesap vermesi için de elimizden gelen bütün gayreti gösteriyoruz. Hiç kimsenin bundan da şüphesi olmasın." (AA)

Mustafa Sarıgül: Bu bildiri kabul edilmesi mümkün olmayan bir açıklamadır Siyaset Hulusi Akar: 'Bildirinin personelin moralini olumsuz etkilemekten başka işe yaramadığı açık' Siyaset Faik Öztrak: Darbe olmasın istiyorsanız, emekli amirallerden değil sarıklı amirallerden çekineceksiniz Siyaset Faik Öztrak: 128 milyar doları soran bürokratın kafası gidiyor Siyaset