Fahrettin Altun’un tepki çeken tweeti: ‘Bu paylaşımın asıl nedeni, yeni düzenlemeye hazırlık’

Abone ol

İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un dezenformasyon ile ilgili yaptığı paylaşım sosyal medyada geniş yankı uyandırdı. Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, Altun'un paylaşımını yorumladı ve paylaşımın nedeninin yeni düzenlemeye hazırlık olduğunu söyledi.

İletişim Başkanı olarak görev yapan Fahrettin Altun, son paylaşımında “2018 yılında Oxford Üniversitesi tarafından 37 ülkede yapılan araştırmaya göre, dezenformasyon ve yanıltıcı haber konularında Türkiye %49 ile en çok dezenformasyona maruz kalan ülke. Yeni dönemde uluslararası savaş argümanlarının başında artık ne yazık ki dezenformasyon geliyor. Dezenformasyonun dijital mecralarda bu kadar çok yaygınlaşması toplumları tehdit ediyor. Bu tehdide karşılık hakikat ile mücadele etmek mühim bir mesele. Yalanın karşısında hakikat! Daha yüksek sesle hakikat! Dezenformasyona karşı gösterilen her çaba tam da bu yüzden çok kıymetlidir. Bugün #ADF2022 kapsamında, bu çabalardan biri olan “Hakikat Sonrası Çağda Dezenformasyonla Mücadele” paneli düzenlenecek. Siber alemde dezenformasyon neden toplumlar için bir tehdittir? Yapay zeka demokrasiler için tehdit oluşturuyor mu? Yalan haber ve dezenformasyonla mücadelede hangi yöntemler kullanılmalı? Benzer pek çok soruya yanıt arayacak panelin hakikat mücadelesine katkı sunmasını umuyorum.” açıklamasını yaptı.

“FAHRETTİN ALTUN BU ARAŞTIRMAYI YANLIŞ ANLAMIŞ”

Altun’un paylaşımlarını değerlendiren Medya Ombudsmanı Faruk Bildirici, “Fahrettin Bey’in anlaşmayı yanlış anladığını görüyorum. Bir defa buradan kendisine bir görev çıkarıyor. Türkiye gerçekten birçok araştırmada dezenformasyonun en yayın olduğu ülkelerden biri olarak görünüyor. Ancak bunu nedenine bakmak gerek. Fahrettin Bey ‘dezenformasyonun en yaygın olduğu ülkeler’ listesine bakmış ama bir de işin diğer tarafına bakmak lazım. Aynı araştırmada dezenformasyonun en az olduğu ülkeler ‘Almanya, Danimarka ve Hollanda’, en fazla olduğu ülkeler ise Türkiye’nin ardından Yunanistan ve Malezya. Yani burada dikkat edilmesi gereken nokta şu; basın ne kadar özgürse dezenformasyon ve yalan haber o kadar az oluyor. Yani temel etken medya ortamının ta kendisi. Türkiye’de şu an medyanın büyük bir bölümü siyasi iktidarın elinde olduğu için insanlara güvenilir bilgi verilmiyor. Aynı araştırmada insanların güvenilir bilgi için; FOX TV, NTV, CNN Türk, Cumhuriyet ve Sözcü’ye başvurulduğu görülüyor. Yani insanlar tamamen iktidarın kontrolünde olmayan mecralara yöneliyorlar. Özetle; bir ülkede medya ne kadar özgürse, ne kadar demokratikse, bilgiler ne kadar özgürce dolaşıyorsa ve basın özgürlüğü ne kadar sağlanıyorsa dezenformasyon da o kadar az olacaktır. Araştırmanın bana temel olarak gösterdiği bu.” sözleriyle ilgili araştırmayı yorumladı.

ALTUN BU ARAŞTIRMAYI BİR AMAÇ İÇİN GÜNDEME GETİRDİ

Bildirici, Altun’un 2018 yılındaki araştırmayı gündeme getirmesinin bir amaca bağlı olduğunu söyleyerek “Araştırmayı gündeme getirmesinin temel nedeni sosyal medya düzenlemeleri için kendilerine haklılık zemini yaratmak. Bir süredir İletişim Başkanlığı ve Boğaziçi Küresel ortak bir çalışma ile bir doğrulama platformu kurmaya çalışıyor. Bununla birlikte de sosyal medya düzenlemeleri üstünde çalışıyorlar. Daha önceden Boğaziçi Küresel’in hazırladığı “Doğrusu Ne?” programı TRT’de halen yayımlanıyor sanırım. O programda siyasi iktidarın açıklamaları genel olarak doğru kabul ediliyor ve medyadaki diğer haberler yalanlanıyor. Fahrettin Altun geçtiğimiz yıl ‘Biz de bir doğrulama platformu kuruyoruz. Türkiye’nin resmî doğrulama platformu olacak.” açıklaması yaparak test aşamasında olduğunu söylemişti. Ancak resmî bir doğrulama platformu zaten olmaz. Çünkü bizim gibi bir ülkede ilk doğrulanması gereken şeyler, resmî kanallardan yapılan açıklamalar.” değerlendirmesini yaptı.

"GERÇEKTEN DEZENFORMASYONU ORTADAN KALDIRMAK İSTİYORLARSA MEDYADA ÜZERİNDEKİ BASKIYI KALDIRSINLAR"

Bildirici, “Sosyal medyada yanlış bilgi yayılması; gerçek bilginin kurumlar tarafından ortaya konulamaması, gazetecilik reflekslerinin zayıflaması gibi pek çok nedene bağlı olsa da sosyal medya ifade özgürlüğünün olduğu bir alan. Burada iktidarın yapmak istediği şey o ifade özgürlüğünün ortadan kaldırılması. Twitter geçen sene Türkiye’den 30 bine yakın hesap sildi, daha sonra iktidar partililer profillerine yeşil top koyarak birbirilerini takip etti ancak daha sonra o hesaplar da tersine döndü. Sosyal medya platformlarını istedikleri gibi denetlemek için bir yasa çıkardılar ve o da etkili olmadı. Sosyal medya platformlarından Türkiye temsilciliği açmalarını istediler, onlar da göstermelik birer temsilcilik açtı ve o da istedikleri etkiyi vermedi. Dolayısıyla şu an çok daha katı tedbirler almak istiyor ve bence ona hazırlık yapıyorlar. Sosyal medya düzenlemelerine kılıf hazırlamaya çalışıyorlar. Eğer gerçekten dezenformasyonu ortadan kaldırma istiyorlarsa medya üzerinden baskıyı kaldırmaları lazım. Bunu yaparlarsa dezenformasyon ortadan kalkar.” değerlendirmesini yaptı.

BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ ÖĞRENCİLERİ İLE İLGİLİ TWEETLERİ TEPKİ ÇEKMİŞTİ

Altun’un söz konusu paylaşımlarından sonra sosyal medya kullanıcıları tepki göstererek kendisinin daha önce yaptığı paylaşımları hatırlattı. Altun daha önce Boğaziçi Üniversitesi LGBTİ Çalışmaları Aday Kulübü’nün rektörlük tarafından kapatıldığını ve üniversitede yapılan eylemlerin bu karar nedeniyle yapıldığını ileri sürmüştü. Gözaltına alınan öğrencilerin avukatlığını yapan Levent Pişkin, Fahrettin Altun'un yanlış bilgi paylaştığını belirterek “Ve söylemeye gerek yok: Külliyen yalan! Soruşturma numarası bile yanlış. Soruşturulan ise Güzel Sanatlar Kulübü üyeleri, LGBTİ+ üyeleri değil. Gözaltına alınan tek bir kulüp üyesi yok mesela” açıklamasını yapmıştı.

SAHTE HESAP ORDUSU

Twitter'da profillerinde çalıntı kadın fotoğrafları kullanan ve sürekli Fahrettin Altun'un paylaşımlarını yayan çok sayıda hesap tespit edilmişti. Hükümete ve polise destek veren modern görünümlü kadın profillerin araştırılması sonucunda, hesapların sahte olduğu ortaya çıkmıştı. “farkobVEVO” adlı Twitter kullanıcısı, “buyernetwork” sitesinden profil fotoğraflarının alındığını ve sahte hesaplar açıldığını tespit etmişti. Fotoğrafların gerçek sahiplerine de ulaşılırken, suç duyurusunda bulunacakları belirtilmişti.

Uğur Dündar'dan sert tepki: Tansu Çiller'e 'tutulmayan söz'ü hatırlattı! Medya Müge Anlı'ya tepki yağdı: 'Sen almazsan karına, üst komşusu alır!' Medya Sputnik Türkiye'nin YouTube kanalına erişim engeli Medya Benzin zammı iptal edildi, Yeni Akit medyayı hedef aldı Medya