Faik Öztrak: New York’ta 'dostum' dedikleriyle, cami avlusunda düşman oluyor
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, gerçekleştirdiği basın toplantısında AKP iktidarının dış politika yönetimini eleştirdi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Merkez Yönetim Kurulu (MYK) gündemiyle ilgili CHP Genel Merkezi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi.,
Faik Öztrak yaptığı açıklamada AKP iktidarının dış politika hatalarına dikkat çekti.
Öztrak, "Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin dış politikadaki ezikliği, artık saklanamaz bir hal aldı. New York’ta “dostum” dedikleriyle, cami avlusunda düşman oluyor. Ülkede aslan, dışarıda pısmış kedi. Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin ezikliğini gösteren, pek çok örnek var." ifadelerini kullandı.
Faik Öztrak'ın açıklamaları şöyle oldu:
Milleti can derdine düşüren, Erdoğan Şahsım Hükümeti Hala rant derdinde. Erdoğan Şahsım Vesayet rejimi, Rant havuzlarını dolduracak yeni kaynaklar bulmak için, Şimdi Organize Sanayi Bölgelerini, Sarayın vesayeti altına alacakmış.
Hazırladıklarını duyduğumuz yasa tasarısıyla, Sarayın Valileri OSB’lerin başkanlığına geçecekmiş. OSB’lerin özerkliğini bitirecek bu düzenlemeden, Sanayicilerimiz son derece rahatsız.
Nasıl olmasın? OSB’lerin en büyük gelir kaynağı olan, OSB’lerde arazi tahsisine artık Valiler, Kaymakamlar, Yani Saray karar verecek. Anlaşılan şimdi de OSB’lerin fişini çekmeye hazırlanıyorlar. Siz OSB’lerle uğraşacağınıza, Öğrencilerimizin yurt sorununu çözsenize…
Gençler “Yurt yok” diye bar bar bağırıyor. Ama Erdoğan ve bakanları “Yurt sorunu yok” diyor. 19 yıldır öğrencilerimize yeterli sayıda yurt yapmayanlar, 5 milyon Suriyeliye ülkemizi yurt yaptılar. Biz boşuna demiyoruz. “Bunlar el iyisi” diye… Bunların sevmediği Bir tek Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları Ve tabi ki hakkını arayan gençlerimiz.
Bu arada Hatay’ın yanı başında İdlib kazan gibi kaynıyor. İdlib, Birleşmiş Milletler yazışmalarında bile, “Dünyanın en büyük terörist çöplüğü” olarak tanımlanıyor.
Bu mesele sulh içinde çözülmezse, Ülkemizi çok büyük sıkıntılar bekliyor. Askerlerimiz Suriye rejim güçleriyle, İdlib’deki terörist gruplar arasında sıkışmış durumda. Geçen yıl Suriye ve Rus uçaklarının bombardımanında, 36 askerimiz şehit oldu.
Yine son günlerde Rus uçaklarının, Askerlerimize yakın yerlere, Hava saldırıları düzenlediği anlaşılıyor. Geçtiğimiz yıl yaşanan felaketin tekrarını, Bu ülke, bu millet artık kabul etmez. Erdoğan İdlib’i konuşmak üzere bir kez daha, Koşa koşa Putin’in ayağına gitti. Geçen sefer 36 askerimiz şehit olduğunda, Kremlin kapısında bekletilmişti.
Şimdi de ortak basın toplantısı yapmadan, Nelerin görüşüldüğünü, Hangi kararların alındığını kamuoyuyla paylaşmadan, Uçağında yandaş gazetecilere demeç vermekle yetinerek, Geri döndü.
Daha önce Erdoğan’ın Putin’in kapısında bekletildiği görüntüler Rus devlet televizyonunda kronometre tutularak verilmişti. Bu ziyarette de yine devlet televizyonunda yapılan bir yayında, Program sunucusu Erdoğan’a “ikiyüzlü” dedi. Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden Erdoğan, Rusya’nın devlet televizyonunda bir kere daha tahkir edildi. Beyefendi İdlib’i konuşmaya Rusya’ya gidiyor. Sahadaki askerlerimizin hayatını ilgilendiren, Önemli konular görüşülüyor. Ama toplantı heyetinde Milli Savunma Bakanı yok.
Yine Suriye’den, Libya’ya, Karabağ’dan Azerbaycan’a kadar, Dış politikamızı yakından ilgilendiren konular konuşuluyor. Yanında Dışişleri Bakanı da yok. Allah aşkına! Bu nasıl bir devlet yönetimidir? Anlaşılan Erdoğan, Putin ile yaptığı görüşmeyi, Nedense kendi kabinesinden bile saklıyor. Hayırdır?
Artık kendi bakanlarınıza da mı güvenemiyorsunuz? Yoksa çok yakında bir kabine değişikliği mi var? Ama atalarımız; “Gizlide gebe kalan; Aşikârda doğurur” diyor. Soçi ’de baş başa konuşulanların kokusu da, Yakında ortaya çıkar. Biz Erdoğan’ı bir kez daha uyarıyoruz. Tüm Türkiye’ye geçen yıl yaşattığınız zilletin, Tekrarını kaldırmamız mümkün değildir. Askerimizin yanına, yöresine düşecek her bombadan, Sırtına sıkılacak her terörist kurşunundan Sadece Ruslar, Suriye rejim güçleri veya teröristler değil, Siz de mesul olursunuz.
Çünkü askerimizi hava savunma sistemi olmadan, Suriye rejim güçleri ile Eli kanlı teröristlerin arasına tampon gibi koyan sizsiniz. Hakikaten 2,5 milyar dolar verip aldığımız S-400’ler nerede? Bu füzeleri Reyhanlı’da neden konuşlandıramıyorsunuz? Elinizi kim tutuyor? S-400’leri paketinden çıkaramayanlar, Şimdi Rusya’nın gönlünü hoş etmek için, İkinci bir S-400 alımından bahsediyorlar. Bir de bilgiç bir edayla sarf edilen, Ne idüğü belirsiz, Kerameti kendinden menkul, “Süreç devam ediyor” sözleri var. Siz önce, Aldığınız ilk S-400 paketini sahaya sürün de bir görelim. Bugün kullanamadıktan sonra, Bu silahın kime ne faydası var?
Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin dış politikadaki ezikliği, Artık saklanamaz bir hal aldı. New York’ta “dostum” dedikleriyle, Cami avlusunda düşman oluyor. Ülkede aslan, dışarıda pısmış kedi. Erdoğan Şahsım Hükümeti’nin ezikliğini gösteren, Pek çok örnek var.
Önceki ABD Başkanı Trump, Erdoğan’a hitaben, “Aptal olma” dedi. Erdoğan bir baş başa görüşme uğruna, Bu hakareti sineye çekti. Şimdi bir başka skandalı daha öğrendik. Trump’ın Basın Sözcüsü anılarını kaleme almış. Anlattığına göre, Trump bir toplantıda, Erdoğan ve yanındakilere, Ülkemizi yerden yere vuran, “Gece Yarısı Ekspresi filmini izleyen var mı?” diye sormuş. Erdoğan’ın gıkı çıkmamış. Yanındaki heyet de, kıkırdamakla yetinmiş. Buna şaşırdık mı? Elbette Hayır.
Şimdiki ABD Başkanı Biden, Sözde Ermeni Soykırımı’nı andı. Erdoğan Biden ile Brüksel’de baş başa görüşebilmek için, Bunu da sineye çekti. Devletimizin şanı, şerefi, itibarı, milletimizin menfaatleri, Erdoğan’ın gözünde hiçbir şey ifade etmiyor. Erdoğan için tek bir öncelik var. O da Amerikan başkanlarıyla baş başa görüşebilmek.
En son BM Genel Kurulu vesilesiyle gittiği New York’ta gördük. Amerikan televizyonuna çıktı, ABD Başkanıyla birlikte görünebilmek için, Emperyal güçleri savaş meydanlarında mağlup eden, Bu asil milletin devletini, Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin itibarını hiçe saydı. Amerika’ya milletimizin itibarı üzerinden, Güzellemeler yapacak kadar, Aklını, izanını kaybetti. “Amerika Birleşik Devletleri, Türkiye gibi değilmiş, Çok güçlü bir ülkeymiş.” Böyle bir cümleyi, Bu ülkenin Cumhurbaşkanı olduğunu söyleyen bir kişi, Nasıl sarf edebilir?
Bu yıkama yağlama rağmen, Amerikan Başkanından randevu koparamayınca da, Keskin bir dönüş yaptı. Önce New York’ta, Sonra da Türkiye’de cami avlusundan, “İlişkiler hayra alamet değil” diyerek, Washington’a ucu yanık mektup gönderdi. Sonra yine döndü, Bu kez Roma’da G20 toplantılarında, Biden’la yapacağı ikili görüşmeyi parlatarak, Millete hava atmaya kalktı.
“Demek ki hayra alamet işler de oluyor” dedi. Orada topu topu 19 ülke var. Hepsinin birbiriyle ikili görüşme yapması normaldir. Ama bari bu sefer yelkenleri suya indirme. Bir defalık da olsa dik dur. Dış politikanın merkezinde milli menfaatlerimiz değil, Erdoğan’ın şahsi menfaatleri olunca, Ortalığı pespayelik götürüyor.
Milletimiz umutsuzluğa kapılmasın. Ülkemiz büyük bir ülke. Milletimiz büyük bir millet. Ülke iyi yönetilirse her sorunun çözümü var. İlk seçimde biz işbaşına geleceğiz. Milletimiz rahat bir nefes alacak. Büyük bir kucaklaşma olacak. Endişeler son bulacak. Artık kimse bu milletin fertlerini bölüp, parçalamayacak. Yargı bağımsız, Medya özgür olacak.
Birinci sınıf bir demokrasi olacak. Herkes canından, malından, geleceğinden emin olacak. Herkesi kucaklayan tarafsız bir Cumhurbaşkanı olacak. Devlet yönetiminde liyakat olacak, istişare olacak. Borçla değil, üreterek büyüyeceğiz. Bu topraklarda dijital devrimin önünü açacağız. Gençlerimizin karşısında değil, yanında olacağız. Eğitimde fırsat eşitliğini yeniden sağlayacağız. Dünyayla yarışacak bir ekonomi için, Üreticilerimizin rakibi değil, dostu olacağız.
Tarımda yeniden kendi kendine yeten bir ülke olacağız. Büyürken kimseyi geride bırakmayacağız. Herkesin aşı olacak, işi olacak. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Çokça kazanıp, hakça bölüşeceğimiz bir Türkiye olacak. Büyürken, enflasyonu, borcu büyütmeyeceğiz. Yeşil Mutabakat’a uyum sağlayacağız.
Derelerimize, ormanlarımıza, Dağımıza, taşımıza, kurdumuza, kuşumuza, Gözümüz gibi bakacağız. “Yurtta sulh, cihanda sulh” ilkesine dayanan Milli ve onurlu bir dış politikamız olacak. Kısacası, biz işbaşına geldiğimizde, memlekette bayram olacak. Biz hazırız. Milletimiz hazır. Erdoğan Şahsım Hükümetinin de, Vesayet rejiminin de notunu millet verdi. Tasdiknamesini hazırladı. Ellerine tutuşturmak için de milletimiz sandığı sabırsızlıkla bekliyor.