Faik Öztrak'tan Uğur Mumcu çağrısı: Artık o tuğla çekilmeli
CHP Sözcüsü Faik Öztrak CHP MYK toplantısı sonrasında basın toplantısı gerçekleştirdi.
CHP Sözcüsü Faik Öztrak, CHP MYK toplantısı sonrasında gerçekleştirdiği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.
Faik Öztrak, suç örgütü lideri Sedat Peker'in yayınladığı videolarla yeniden gündeme gelen iddialar hakkında, "Uğur Mumcu’nun katledilmesiyle ilgili, ortaya atılan iddialar yenilir, yutulur cinsten değil. Bu çürük duvardan çekilmesi gereken hangi tuğla varsa, artık o tuğla çekilmelidir." ifadelerini kullandı.
Faik Öztrak'ın açıklamaları şöyle oldu:
Lojistik ikmal esnasında, Helikopter palinin çarpması sonucu şehit olan askerimiz, Eyyüp Gergin’e Allah’tan rahmet, Kederli ailesine sabır, Milletimize baş sağlığı diliyoruz.
AKÇAKOCA İLÇE MÜFTÜSÜ'NÜN SÖZLERİ HAKKINDA
Akçakoca İlçe Müftüsü koltuğunda oturan Bir kendini bilmez hadsiz, Güya bir devlet görevlisi, Bu ülkenin asli unsuru olan bazı yurttaşlarımıza, Kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarına, Hem de cami minberinden, Ağır ve kabul edilemez hakaretler etti. Bu Müftü, bu makama layık değil.
İlk Diyanet İşleri Başkanımız Rıfat Börekçi’nin, Milli ruh ve imanının yanından bile geçmemiş bu şahıs, O koltukta bir dakika dahi oturamaz. Hiç kimsenin, ama hiç kimsenin, Hele hele maaşını milletin ödediği, Devlet memuru makamını işgal eden birinin, Toplumu bölmeye ve parçalamaya yönelik sözlerini, Kin ve nefret kusmasını asla kabul etmeyiz. Bu adam hakkında, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın soruşturma başlatması, Açığa alması yetmez.
Savcılar bu kendini bilmez hakkında Halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten, Derhal yasal işlem başlatmalıdır. Devlet olmanın gereği budur.
SEDAT PEKER'İN AÇIKLAMALARI VE MAFYA SİYASET İLİŞKİSİ
Türkiye bir mafya elebaşının ifşa ve itiraflarını Tefrika halinde izliyor. Mafya-Siyaset-Ticaret ekseninde patlayan kanalizasyondan, Ortalığa tahammül edilemez kokular saçılıyor.
İddialar korkunç, Saray sosyetesine mensup birçok kişi zan altında… Türkiye’ye yönelik uyuşturucu rotaları, Kolombiya’da ele geçen kokainler, Venezuela üzerinden gelen uyuşturucular, Mafya-Siyaset-Ticaret şeytan üçgeni, Faili meçhul cinayetler, Ve bunların faillerine ilişkin yeni iddialar var.
Uğur Mumcu’nun katledilmesiyle ilgili, Ortaya atılan iddialar yenilir, yutulur cinsten değil. Bu çürük duvardan çekilmesi gereken hangi tuğla varsa, Artık o tuğla çekilmelidir.
Faili meçhullerin aydınlanması için Türkiye'nin bu kirli yönetimden kurtulması gerekir. CHP iktidara geldiğinde faili meçhulleri aydınlatacağız.
KAYIP 128 MİLYAR DOLAR
Kayıp 128 milyar doların hesabı hala ortada yok. Ekonomiye “sahte istikrar makyajı” yapıp seçim kazanmak, Sarayın kibirlisinin kerameti kendinden menkul, “Faiz sebep, enflasyon sonuç” teorisini ispat etmek için, Dışa açık bir ekonomide, İş bilen hiçbir yönetimin yapmayacağını yaptılar.
Hem faizi hem de döviz kurunu düşük tutmaya kalktılar. Bunun için döviz ve faiz baronlarına, yandaşlara Milletin döviz rezervlerini ucuza peşkeş çektiler. Milletin 128 milyar dolarını, Merkez Bankası’nın arka kapısından, Hukuksuz bir biçimde buharlaştırdılar.
Milletin emek emek biriktirdiği dövizlerini, Merkez Bankası’nın elinden alıp Siyasetçinin elinde oyuncak ettiler. Şimdi hem faiz, Hem döviz kuru, Hem de enflasyon rekorlar kırıyor. Niye? Çünkü Merkez Bankası’nın kasasında yeterli döviz rezervi kalmadı.
EKONOMİK KRİZ
Uluslararası Para Fonu’nun verilerine göre, 75 gelişen ve yükselen ekonomi arasında, Kısa vadeli dış borcuna göre en az rezerve sahip 5. ekonomiyiz. Damat ve kayınpeder bir yandan 128 milyar doları sattılar, Bir yandan da bunun üstünü örtmek için Ekonomistlerin “ilk günah” dedikleri günahı da işlediler. Milletten altınla, dövizle borçlandılar. Yeni Hazine ve Maliye Bakanı, Geçtiğimiz Mart ayında açıkladığı eylem planında, “İç borçlanmada döviz cinsi borçlanmayı azaltacağız” diye söz verdi.
Ama bu yılın ilk üç ayında yapılan iç borçlanmanın yüzde 39’u, Döviz cinsinden. Döviz cinsinden iç borçlanma, 2017 Ekim ayına kadar sıfırken, Artık iç borç stokunun dörtte biri döviz ve altın cinsinden. Devletin borcu da, Yandaş müteahhitlere dövizle verilen garantiler gibi Kur arttıkça, durduk yerde artıyor. Borç yükümüz sıçrıyor.
128 milyar dolar gittiği için de, Dolar ve altın en ufak bir belirsizlikte artıyor. Salgın döneminde Brezilya ile beraber G-20’deki benzer ekonomiler içerisinde Borç yükü en hızlı artan ülkeyiz. 128 milyar doları buharlaştıranlar ekonomiyi kısır döngüye soktular. Artık kuru tutmak için yüksek faize mahkûmuz.
Borcu tutmak için de bütçeyi sıkmaya mecburuz. Bu, başta şirketlerimiz olmak üzere, Borca batırılan tüm milletimizi eziyor. Diğer taraftan salgında desteğe ihtiyaç duyan, Başta esnaflarımız olmak üzere, Tüm yurttaşlarımızı vuruyor. Erdoğan Şahsım Hükümetinin iş bilmezliğinin, Yandaş kayırmasının faturası milletimizi eziyor.
Bizim zorlamamızla, 1 milyon 150 bin esnafa 3 bin lira, 235 bin esnafa 5 bin lira. Yani toplamda 1 milyon 384 bin esnafa, 4 milyar 622 milyon lira karşılıksız, koşulsuz destek vereceklerini açıkladılar. Ama daha haftasında, Kaşıkla verdiklerini kepçeyle geri aldılar. Çünkü hovardalıkları ve beceriksizlikleri nedeniyle, Bütçede millet lehine oyun alanı bırakmadılar.
Akaryakıttan alınan ÖTV’yi artırdılar. Benzinin litresine 55 kuruş, Mazotun litresine 67 kuruş, Otogazın litresine 35 kuruş zam geldi. Bu zamlarla Haziran-Aralık döneminde, Milletten toplanacak ilave ÖTV, Yaklaşık 12 milyar lira. Yani ÖTV artışıyla milletin cebinden çekilip alınacak para Esnafa verilecek hibenin neredeyse üç katı.
Kalan 8 milyar lira da, Milletin sırtına beceriksizliklerinin faturası olarak bindirildi. Yine “Bir kuruş vermeden yapıyoruz” dedikleri, Kamu Özel İşbirliği projeleri için, Sadece 2020’nin ilk 4 ayında, Yandaş müteahhitlere bütçeden 10 milyar 297 milyon TL ödediler. 1,5 milyon esnafa 4 milyar 622 milyon lira, Beş müteahhide, 10 milyar 297 milyar lira. Nerede hak, Nerede hukuk, Nerede adalet? Esnafımız bunların ne yaptığını görüyor, Notlarını veriyor, Yerlerine göndermek için de sandığı sabırsızlıkla bekliyor.
Ülkemizde bunlar yaşanırken, Yalanı doğru gibi anlatan Popülist siyasetin Türkiye mümessili Saray, millete harikalar diyarından pembe düşler anlatıyor. Yandaş müteahhitlerin ceplerini dolduracak Yeni dövizle garantili projelerle caka satıyorlar. Tabi milletin parasıyla “tatlı hayat” yaşayanların, İşsizlik gibi, hayat pahalılığı gibi dertleri yok. Ziya Paşa der ki, “Doğru söz ilaç gibidir, Muhatabının hoşuna gitmese de Vücuda faydalıdır.” Yalanın en etkili panzehri hakikattir.
Bu ülkenin Dara düşen esnafı, kahvecisi, kokoreççisi, Gelecek umudu kalmayan genci, Müzisyeni, sanatçısı, İşsizi, borçlarının altında ezilen çiftçisi Canına kıyıyor. Saray ahalisi, Keyif içinde gününü gün ederken, Millet işsizlik ve hayat pahalılığı sarmalında kıvranıyor.
Ülkede işsizlik tsunamisi yaşanıyor. 10 milyondan fazla işsizimiz var. Yani çalışma çağındaki neredeyse Her üç kişiden biri işsiz… Geleceğimizin teminatı gençler iş bulamıyor. Gelecek umutlarını yitiriyor. Gencecik evlatlarımız, Başka bir ülkede oturma ve çalışma hayali kuruyor. Bu fırsatı yakalayan gençlerimizin, Sevinçten ortalığı ayağa kaldırdığı paylaşımları, Bizim içimizi acıtıyor.
Evlatlarımızın, torunlarımızın geleceğini düşünürken, Dağ gibi biriken sorunlara Arkadaşlarımızla birlikte çözümler üretirken, Geceleri gözümüze uyku girmiyor. Ama ne yazık ki vaziyet, Bu ülkeyi yönettiğini iddia edenlerin içini acıtmıyor Sadece bizim içimizi acıtıyor. 5 milyon 700 bin gencimiz Ne okuyor ne de bir işte çalışıyor. Okumak da fayda etmiyor, Üniversite mezunu işsiz sayımız 1 milyonun üstünde. Enflasyon canavarı milletin kanını emiyor. Uzun uzadıya hesaba gerek yok. Bugün bir marketten çıkanların, Bir pazardan çıkanların yüzündeki şaşkınlığa, Umutsuzluğa bakın yeter.
Millet bu işsizliğin, bu yoksulluğun sorumlusunun Kim olduğunu biliyor. “Bu işi sandık temizler” diyor. Gereğini yapmak için sabırsızlıkla seçimi bekliyor. Bu sene Marmara bölgesi hariç, Yurdun her bölgesinde yağışlar düşük seyrediyor. Pek çok bölgemizde ciddi kuraklık yaşanıyor. Kuraklık verimi düşürecek, Çiftçi üretim için harcadığı parayı geri alamayacak. Konya’da ekilmiş buğday tarlalarının çoğunda, Hayat belirtisi yok.
Kıraç alanlarda rekoltenin yüzde 100 düşeceği söyleniyor. Şanlıurfa’da arpa hasadında, Verim kaybının yüzde 70 olduğu görülüyor. Aydın’da çiftçi su yokluğundan, Daha az su isteyen ürünlere yöneliyor. Denizli’ye giden arkadaşlarımızın bildirdiğine göre Yulaf tarlalarında durum felaket. Çiftçilerimiz, “Eskiden 200 balya çıkan tarladan Bu yıl 50 balya çıksa şükür” diyor. Tarımda acil bir eylem planı gerekiyor. Çiftçinin hem bu sene yaptığı masrafı çıkarması Hem önümüzdeki dönemde tarlasını ekebilmesi için Ciddi desteklerin hayata geçirilmesi gerekiyor.
Kuraklık nedeniyle özel bankalara olan borçlarının da Uygun şartlarda ertelenmesi için derhal adımların atılması, Çiftçi borçlarının faizlerinin silinip Destek alacaklarına mahsup edilmesi Ve bu şekilde yeniden yapılandırılması şart… Milletvekillerimiz, Yurdun dört yanında çiftçilerimizin yanında… Sorunları dinliyor, çözümleri ortaya koyuyor.
Saray ise Zaten köşeye sıkışan çiftçiyi, İyice dara düşürüyor. Erdoğan Şahsım Hükümeti, Kanunen 2021’de en az 56,4 milyar TL destek ödemesi gerekirken “22 milyar lira tarım desteği ödeyeceğim” demişti. Bakan çıktı, bunu 2 milyar TL artırdı. “24 milyar lira destek ödeyeceğiz” diye açıklama yaptı.
Ama şu son ÖTV zammıyla, Çiftçinin sırtına 2 milyar lira ek yük yüklediler. Sağ elleriyle verip, sol elleriyle geri aldılar. Çiftçinin ocağına mazot döktüler. Şahsım Hükümetinin elinde Çiftçi traktörüne mazotu, Ancak litreyle, su şişesiyle koyabiliyor. Çiftçimiz de, “Bu işi sandık temizler” diyor.
Sandığın önüne getirilmesini sabırsızlıkla bekliyor. Emekli vatandaşlarımız… Enflasyon karşısında kuşa dönen maaşlarıyla “Faturayı mı ödeyim, kira mı ödeyim, Mutfağa iki parça bir şey mi alayım, Torunuma harçlık mı vereyim” diye bakıyor.
Üç sene boyunca artırılmayan, Bugünün parasıyla, En az 1.500 lira olması gereken bayram ikramiyelerinin 400 lirasına şahsım hükümetinin neden el koyduğunu soruyor. Emeklilerimiz de “Bu işi sandığın temizleyeceğini” biliyor. Onlar da hepimiz gibi dört gözle sandığı bekliyor. Değerli Basın Mensupları, Erdoğan Şahsım Hükümeti elinde, Milletin umudu da Mutluluğu da eridi. Bu ucube rejimin fiilen hayata geçtiği 2018 yılından bu yana Türkiye, Dünya Mutluluk Endeksi’nde 30 sıra birden geriledi. Şu an bu endekste, Gana’nın, Gambiya’nın, Bangladeş’in Ve hatta Gine’nin bile gerisindeyiz. 149 ülke içerisinde 104. sıradayız. Sağlıktan, kişi başı gelire, Özgürlükten, yolsuzluk algısına kadar Pek çok göstergenin kullanıldığı bu endekste, Sadece bir yılda 11 sıra birden geriledik.
"SANDIKTAN KORKMAYIN, MİLLETTEN KAÇMAYIN"
Erdoğan Şahsım Hükümeti elinde, Ülkemiz kaybediyor, Ekonomimiz kaybediyor, İnsanımız umudunu ve gülüşünü kaybediyor. Saray ve şürekâsı, Milletin sırtında her geçen gün daha da fazla ağırlaşan Ve artık taşınmaz hale gelen bir yük oldu. Artık bu çürük duvardan, Tuğlayı çekme vakti gelmiştir.
Ülkede yıllardır biriken kanalizasyon patlamıştır. Metal yorgunu hükümet artık Sorun çözme ve ülkeyi yönetme kabiliyetini yitirmiştir. Millet harap ve bitap haldedir. Bu yönetimle kendisi ve evlatları için Artık bu ülkede bir gelecek göremez haldedir. Cumhuriyetin ikinci yüzyılında Cumhuriyet Halk Partisi, Daha önce ülkeyi girdiği en ağır krizlerden Kısa sürede çıkarmış deneyimli kadrolarıyla göreve hazırdır.
Tüm bu şartlar altında yapılacak bellidir: Sandığı milletin önüne koymak! Bu ortalığa dökülen pisliklerin siyasi hesabını, Artık ancak ve ancak sandık temizler. Her yanına Cürüm ve Cüruf bulaşmış Mafyokrat Cumhur İttifakı, Yaptıklarının hukuki hesabını Ya şimdi Ya da biz geldiğimizde kurulacak TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu’nda, Ve tarafsız, bağımsız yargı önünde verecektir. Tekrarlıyorum; Sandıktan korkmayın, Milletten kaçmayın. Benim söyleyeceklerim bu kadar.
Sayın Genel Başkanı'mızın açıklaması nettir. İktidara geldikten sonra gençler için yapacaklarımızı açıklıyoruz dedi. Parti sözcüsü olarak ekleyeceğim bir şey olamaz.