Fatih Altaylı: 36 gencecik aslan gibi evladımızın, 90’lık bir Suudi kadar kıymeti yok muydu?
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, İdlib'de verilen 36 şehidin ardından ulusal yas ilan edilmemesini eleştirdi.
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, İdlib'de verilen 36 şehidin ardından ulusal yas ilan edilmemesini eleştirdi.
Altaylı, "Ne yalan söyleyeyim, İdlib’de o kahrolası tuzağa düştüğü gün evlatlarımız ve sayılar insafsızca zikredilirken “Herhalde ulusal yas ilan ederler” diye düşündüm… Ertesi gün böyle bir açıklama olmayınca “Herhalde şehitlerimizin sayısının tam olarak belli olmasını bekliyorlar” dedim. Sonra da umudu kestim" diye yazdı.
"Aslında bu yazıyı da yazmayacaktım. Ta ki, birileri yüzsüzlük edip üste çıkmaya kalkışmasaydı" diyen Altaylı, "36 gencecik aslan gibi evladımızın, 90’lık bir Suudi kadar kıymeti yok muydu acaba. Suudi kralların yasını tutturuyorsunuz da, yerli ve milli aslanların yasını niye keyfekeder bırakıyorsunuz acaba" diye tepkisini gösterdi.
Fatih Altaylı'nın Habertürk'teki "Suudi Kralı" başlıklı yazısından ilgili kısım şöyle;
Önce 9.
Ardından 22.
Sonra 33.
En son 34.
Ne soğuk değil mi.
Sayılar.
Pırlanta gibi, aslan gibi evlatlarımız bir sayı haline geliyor bir anda.
İçimizi yakan, yüreğimize saplanan sayılar.
Her birinin fotoğrafını gördükçe, her birinin yaşam hikayesini okudukça, sevdiklerine ilettikleri son mesajları öğrendikçe yüreğimize sayılarla saplanan hançeri biri içerde çevirip duruyor sanki.
Elimizden bir şey gelmiyor kahrolmaktan öte...
Asıl kahrolması gerekenlerin başına gelecekleri görmek için beklemekten başka.
O zaman zarfında yapabileceğimiz tek şey yasımızı tutmak.
Ne yalan söyleyeyim, İdlib’de o kahrolası tuzağa düştüğü gün evlatlarımız ve sayılar insafsızca zikredilirken “Herhalde ulusal yas ilan ederler” diye düşündüm…
Ertesi gün böyle bir açıklama olmayınca “Herhalde şehitlerimizin sayısının tam olarak belli olmasını bekliyorlar” dedim.
Sonra da umudu kestim.
Ulusal yas ilan edilmeyecekti.
Bir günlük bile.
Kendileri bilir diye düşündüm.
Ve aslında bu yazıyı da yazmayacaktım.
Ta ki, birileri yüzsüzlük edip üste çıkmaya kalkışmasaydı.
“Yas ilan etmek şart değil. Yas tutmak için ille de yas ilan etmek gerekmez” gibisinden yakalanmasaydı.
Vallahi de billahi de sesimi çıkarmayacaktım.
Türkiye’ye türlü fenalığı yapmayı adet edinmiş Suudi Arabistan’ın Kralı Abdullah bin Abdülaziz el Suud’un bizi hiç de ilgilendirmeyen 90 yaşındaki ölümünden sonra Türkiye’de ilan edilen bir günlük yası hatırlatmaya ve “36 gencecik aslan gibi evladımızın, 90’lık bir Suudi kadar kıymeti yok muydu acaba. Suudi kralların yasını tutturuyorsunuz da, yerli ve milli aslanların yasını niye keyfekeder bırakıyorsunuz acaba” demeyecektim.
Ama fena halde damarıma bastılar.