Fatih Altaylı'dan CHP yorumu: Bana sorarsanız burada operasyonun hedefi...
Habertürk yazarı Fatih Altaylı, 'Saray'a giden CHP'li' tartışmalarına ilişkin değerlendirme yaptı.
Fatih Altaylı, bugünkü "Kimine kaset, kimine dedikodu operasyonu" başlıklı yazısında, "Bana sorarsanız burada operasyon Muharrem İnce’ye yönelik değil." dedi.
"Talat Atilla bu dedikoduyu kendisine vereni açıklamazsa, operasyonun unsuru haline geleceğini bilmelidir." yorumunda bulunan Altaylı'nın yazısı şöyle:
Rahmi Turan’ın kuyuya attığı ya da Rahmi Turan’a kuyuya attırılan taşın kuyudan çıkarılamayışını günlerdir izliyorum.
Gazeteci Talat Atilla’nın kendisine anlattığı bir olayı araştırmadan, anlatıldığı gibi yazmış Turan.
Sonra da kaynağım Talat Atilla dedi.
Talat Atilla ise “Kaynağım CHP’li biri ama Kılıçdaroğlu’na doğrulattım” diye açıkladı durumu.
Kılıçdaroğlu ile kendi konuşmamış.
Aracı ile sordurmuş.
Öyle anlaşılıyor.
Yani her şey aracılı.
Talat Atilla’nın tartışmalı ilk haberi ya da ilk istihbaratı değil bu.
Bir süre Milliyet gazetesinde yazan arkadaşımızın Milliyet macerası da böyle bir tartışmalı haberle son bulmuştu.
Milliyet’te iken de “Abdullah Gül zehirli gazla öldürülmek istendi” diye bir haber yazmıştı köşesinde.
İddiasına göre Gül’ün makam aracına içeri zehirli gaz veren bir düzenek kurulmuştu. Hayrünnisa Gül, Abdullah Bey’in hareketlerinden şüphelenerek işi çözmüş, Abdullah Gül’ü ölümden kurtarmıştı.
Bu haber sonrası Talat Atilla’nın Milliyet’teki yazılarına son verilmişti.
Bu haberi de Talat Atilla’ya birileri vermişti mutlaka.
Şimdi de “Erdoğan ile İnce görüştü, Erdoğan İnce’ye sen genel başkan olmalısın dedi” şeklindeki eski bir dedikodu Atilla üzerinden yeniden dolaşıma sokulmuş ve bu kez “muhalif yazar” Rahmi Turan da kullanılmış oldu.
Bana sorarsanız burada operasyon Muharrem İnce’ye yönelik değil.
Operasyonun hedefi doğrudan Kılıçdaroğlu.
Diyeceksiniz ki “Niye”
Niyesi şu:
Şu sıralarda Kemal Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce gibi bir ismi yıpratmak, saf dışı etmek gibi bir ihtiyacı hiç ama hiç yok.
Son yerel seçimden büyük başarı ile çıkmış, 6 büyük ili kazanmış, Ankara ve İstanbul gibi iki büyük kenti AK Parti’den çeyrek asır sonra geri almış, Antalya’yı, Adana’yı, Mersin’i geri kazanmış, Bursa’yı zorlamış bir parti ve bu seçim stratejisinin mimarı bir genel başkan.
En başarısız dönemlerinde bile CHP genel başkanlığını korumuş olan Kılıçdaroğlu, şimdi mi genel başkanlığı elden gitmesin diye İnce’ye böyle saçma bir operasyon yapacak, yaptıracak?
Hiç ama hiç inandırıcı değil.
Mantığım diyor ki, bu operasyon doğrudan Kılıçdaroğlu’na yönelik.
Muhtemelen aynı dedikodu önce Kılıçdaroğlu’na işleniyor, sonra Talat Atilla’ya ve oradan da Turan’a.
Kılıçdaroğlu’nun Küçükkaya’nın programındaki sözlerini hatırlayın.
“Okudum, doğrudur” diyor.
Bunun kendisine de daha önce geldiğini ima ediyor.
Burada Kılıçdaroğlu’nun suçu, daha önce de olduğu gibi kendisine ulaşan dedikodulara itibar etmesidir.
Farkında olmadan kendisine yönelik bu operasyona katkıda bulunmuştur.
Talat Atilla bu dedikoduyu kendisine vereni açıklamazsa, operasyonun unsuru haline geleceğini bilmelidir.
Kılıçdaroğlu için ise iş daha kolaydır.
“Sayın Genel Başkanım Muharrem İnce ne yapmış biliyor musunuz?” diyen kişiyi zaten biliyordur.
Hain odur!
Deniz Baykal’a kaset komplosu ne ise bu da odur!
Herkese meşrebine göre yapılır.
Aşk sevene kaset, dedikodu sevene dedikodu komplosu kurulur!
*
Kim kazandı!
Bu yalan haberin kazananı kim sizce!
Bence çok açık biçimde Muharrem İnce.
Elbette ki bu dedikoduyu yayan ve komployu kuran o değil.
Ama bu işten kârlı çıkan o!
Muhalefetin cumhurbaşkanı adaylığı için Ekrem İmamoğlu’nun gölgesinde kalan, genel başkan adaylığı için CHP’nin son seçim başarısı ile en azından atiye ertelenen ve adı anılmaz olan Muharrem İnce yeniden gündem oldu.
Yeniden adaylığı konuşulmaya başlandı.
Tabii arada CHP’nin beceriksiz, kendi içinde kavgalı imajı yeniden yaratılmış oldu, “Bu partiden cacık olmaz” düşüncesi hortlatıldı.
O da ayrı!