Felaket göz göre göre geldi: En çok yıkımın yaşandığı Bayraklı için çarpıcı rapor
İzmirliler, 30 Ekim günü meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin yaralarını sarmaya çalışırken, 9 Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından hazırlanan “Sisam Depremi Değerlendirme Raporu’nun sonuçları açıklandı.
İzmirliler, 30 Ekim günü meydana gelen 6.9 büyüklüğündeki depremin yaralarını sarmaya çalışırken, 9 Eylül Üniversitesi Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi tarafından hazırlanan “Sisam Depremi Değerlendirme Raporu’nun sonuçları açıklandı.
En çok yıkımın görüldüğü Bayraklı’daki binalara ilişkin raporda yer alan verilere göre, beton dayanımı düşük, düz olmayan demir ve karbon oranı yüksek donatılar var.
Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Sözbilir başta olmak üzere çok sayıda bilim insanının katkı sunduğu raporda, depremin büyüklüğünün 6.9, şiddetinin ise 8 olduğunun altı çizildi.
En çok yıkımın yaşandığı Bayraklı için tespit
Milliyet’ten Mert İnan imzalı habere göre, yıkımların yaşandığı Bayraklı’daki duruma ilişkin ise şu tespitler sıralandı:
“Saha incelemelerinde bu binalarda perde duvarların kullanılmadığı görülmüştür. Ağır hasar gören hatta yıkılan binaların birçoğu 1999 öncesi inşa edilen binalardan oluşmaktadır. Bölgenin bir başka karakteristik özelliği ise binaların bitişik nizam olarak teşkil edilmemiş olmasıdır. Bitişik düzende teşkil edilmeyen binalar aslında deprem davranışı açısından olumlu olsa da bu olumlu özellik binaları kurtarmaya yetmemiştir.”
Bayraklı’da beton dayanımı düşük, düz olmayan demir ve karbon oranı yüksek donatılar
Bölgedeki yapıların beton dayanımı düşük, düz olmayan demir ve karbon oranı yüksek donatıdan oluştuğu ve yönetmelik şartlarına uygun olmayan şekilde teşkil edildiğine de yer verilen raporda, “Binaların kolon, kiriş uçlarında ve kolon, kiriş panel bölgesinde enine donatı sıklaştırmasının yapılmadığı, kolon ve kirişlerin yeteriz olduğu zemin katların orijinal kullanım amacının dışına çıkarıldığı görülmüştür. Beton malzemesine bakıldığında kirli ve istenmeyen parçalar, ahşap parçaları, kil topakları, tuğla kırıkları içerdiği, çimento matrisinin zayıf olarak gözlendiği, çimentonun zayıf olduğu beton ile çelik donatı arasındaki yapışıklığın oldukça zayıf olduğu söylenebilir. Bu problemler kolay sıyrılmaya ve dolayısıyla hasar ve yıkılmasının kolaylaşmasına neden olmuştur” denildi.