Feyzioğlu: Boynumuzun borcudur
Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Av. Metin Feyzioğlu, 'Şeker Fabrikalarının Kapanması ile Doğacak Emek Sorunları' konulu toplantıda açıklamalarda bulundu.
ANKARA, (DHA) - Feyzioğlu, "Yanlıştan dönülmesi erdemdir. Şeker fabrikaları, ekonomik Kuvayı Milliye’nin yaşatılması boynumuzun borcu olan hatıralarıdır. Kıymayınız" dedi.
TBB Başkanı Feyzioğlu, şeker fabrikalarının tarımsal üretime ve kırsal istihdama dayalı bir kalkınma stratejisi olduğunu belirterek, “Pancar ekimi, tarımla sanayiye ham madde üretme, istihdam yaratma, hayvancılığı geliştirme, sanayi dengeli bir şekilde ülkenin dört bir yanına yayma açılarından stratejik önemdedir. Şeker sanayi, tarımla sanayi buluşmasının en somut ve başarılı örneklerinin başında gelmektedir. Anadolu ve Trakya'ya dengeli bir şekilde yayılan Şeker fabrikalarında yalnız şeker üretimi yapılmamıştır” dedi.
‘ŞEKER FABRİKALARININ BACALARI TÜTMEYE DEVAM ETMELİDİR’
Şeker fabrikaları, medeniyetin, çağdaşlığın, aydınlanmanın, üretimden gelen özgüvenin kırsal kesime yansıtıldığı ve benimsetildiği birer vitrin olma işlevini de yerine getirdiğini ifade eden Feyzioğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Pancar işleyen şeker fabrikalarımız özelleştirildiğinde, özel sektör kaçınılmaz olarak kâr-zarar hesabı yapacaktır. Bu durumda çok ucuz olan nişasta bazlı şekerin karşısında bu fabrikaların rekabet etmesi mümkün olmayacaktır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ekonomik zaferinin somut örnekleri olarak, kırsal kesimde istihdam yaratan, Türk Tarımının can suyu olma özelliğini sürdüren şeker fabrikalarının bacaları tütmeye devam etmelidir. İnsanlarımız üretimden koparılmamalıdır. Kentlerimize yeni mutsuz insanlar göç etmek zorunda kalmamalıdır. İnsanlarımızın karnı yaşadığı yerde doymalıdır. Tarlalarımız ve ürünlerimizi işleyen fabrikalarımız tüm ülkeye refah taşımalıdır.”
‘YANLIŞTAN DÖNÜLMESİ ERDEMDİR’
Şeker pancarından üretilen şekerin yerini nişasta bazlı şeker aldığı zaman kanserden obeziteye, kalp hastalıklarından zeka geriliğine yol açacağını kaydeden Feyzioğlu, “Eğer illa kâr zarar hesabı yapacak isek nişasta bazlı şekerin vereceği ölçüsüz zarar ile köylünün işsiz kalması ve buna bağlı olarak oluşacak yeni göç dalgaları gibi ekonomik boyutu yıkıcı olacak sosyal zararları da hesaplamak lazımdır. Bu hesaplama yapılmaz ise konu sadece özelleştirmeden elde edilecek ve devamı gelmeyecek bir peşin para beklentisine indirgenmiş olacaktır. Bunu yapmaya kimsenin hakkı yoktur. Çünkü Milli Mücadelemizin üretim kaleleri olan fabrikalarımız bizim mülkiyetimizde değildir. Bize emanettir. Geliştirilmeleri ve modernleştirilmeleri kuşkusuz gereklidir. Bütçe açığını kapamak için arsa fiyatının bile altında satılmaları Milli Mücadele şehitlerine ve geçmişimize büyük yanlışlıktır. Yanlıştan dönülmesi erdemdir. Şeker fabrikaları, ekonomik Kuvayı Milliye’nin yaşatılması boynumuzun borcu olan hatıralarıdır. Kıymayınız” diye konuştu.