Gazeteci Sedef Kabaş hakkında tahliye kararı

Abone ol

Tutuklu gazeteci Sedef Kabaş, İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’nde hakim karşısına çıktı. Kabaş hakkında 2 yıl 4 ay hapis cezası verilip, tahliyesine karar verildi.

“Cumhurbaşkanına hakaret” suçlamasıyla 49 gündür tutuklu bulunan gazeteci Sedef Kabaş hakim karşısına çıktı.

İlk duruşması bugün İstanbul 36. Asliye Ceza Mahkemesi’ne getirilen Sedef Kabaş ve avukatlarının hazır bulunduğu salonun küçük olması sebebiyle sınırlı sayıda gazeteci alındı.

ŞİKAYETÇİ OLDULAR

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun avukatları, şikayetçi olduklarını ve davaya katılmak istediklerini söyledi.

Soylu’nun avukatı, Kabaş’ın mahkemedeki savunmasında geçen “Soylu’nun soyadına ihanet edercesine” sözlerinden dolayı da şikayetçi olduklarını bildirdi.

CUMHURBAŞKANINA HAKARETTEN CEZA VE TAHLİYE

Savcılık makamı, Kabaş'ın "Cumhurbaşkanına hakaretten" ve İçişleri Bakanı Soylu’ya yönelik “Kamu görevlisine hakaret” suçundan cezalandırılmasını, Adil Karaismailoğlu’na yönelik sözlerin ise hakaret olmadığını aktararak bu suçtan beraatini talep etti. Savcı, Kabaş’ın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini istedi.

Kabaş hakkında İçişleri Bakanı Soylu’ya yönelik “Kamu görevlisine hakaret” suçundan beraat, Cumhurbaşkanına hakaret suçundan 2 yıl 4 ay hapis cezası verilip, tahliyesine karar verildi.

KABAŞ'IN SAVUNMASI

Duruşmada konuşan Sedef Kabaş, “Ben bugün IŞİD üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde olsaydım serbest olacaktım, uyuşturucu ticareti yapsaydım rahat rahat dolaşacaktım” dedi.

Kabaş şunları söyledi:

“Gazeteci olmak dışında bir eğitmen olarak öğrenciler yetiştirdim, konferanslar verdim, danışmanlık yaptım. Geçtiğimiz yıllarda başka bir konuşmam AKP’liler tarafından montajlanarak yayınlandı. Konuşmamın içeriği kasıtlı bir şekilde çarpıtılmış ve kamuoyuna izletildi.

Goebbels yöntemlerini eleştirdiğim konuşmam Goebbels yöntemleriyle hedef gösterildi. Merak ediyorum acaba hukuk karşısında hakkımı aramak bu husumetin sebebi midir? Bu kişiler şimdi de atasözünden hakaret çıkarıp cezalandırılmamı istiyorlar.

Ben bugün IŞİD üyesi olup, emniyetin canlı bomba listesinde olsaydım serbest olacaktım, uyuşturucu ticareti yapsaydım rahat rahat dolaşacaktım.

Bugün FETÖ lideri ile fotoğraf çektirseydim. Gözde bakanlardan biri olacaktım. Anonim bir atasözü kullanmak yerine suratına direk yumruk atsaydım tutuksuz yargılanacak hakkımda istenen hapis cezası 3 yıldan fazla olmayacaktı. Tekrar ediyorum. Hakaret suçtur. Bir koruma kalkanı olsa da olmasa da ben Erdoğan’a hakaret etmedim, etmem de. Ülkeyi en ağır şartlara mahkum etmiş iktidarı ve onun çevresindekileri en ağır şekilde eleştiririm. Bu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak görevimdir. Siyasette tartışmalar olabilir. Gerektiği zaman ironi yapılabilir, atasözlerinden yararlanılabilir.

Çağırsalardı giderdim. Hakkımda sayısız kez binlerce suç duyurusu yapıldı. Hepsine gittim. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı İnsan Hakları Eylem Planı’nda ‘artık gece yarısı insanlar evlerinden alınmayacak’ dedi. Bırakın AİHM’i ya da Anayasa’yı kendi koydukları yasaya dahi uymuyorlardı. Ertesi gün daha polis tarafından alınan ifadem dahi tamamlanmamıştı. O dönem Adalet Bakanı olan Abdülhamit Gül, ‘Bu hadsiz beyanlar karşısında yargı gerekeni yapacaktır’ dedi. Aynı bakan daha önce yargı bağımsızdır şeklinde açıklamalar yapmıştı. Koro halinde beni suçlu ilan ettiler. Masumiyet Karinesi’ne saygı duymaya gerek yoktu. Hüküm çoktan kurulmuştu."

Öğrenci servisi şarampole devrildi: 10 yaralı Güncel Tartışan çiftin birbirine fırlattığı ceviz ve tabak 'silah' sayıldı Güncel Yeni yargı paketi Meclis’e sunulacak: Nafaka düzenlemesi yer almıyor Güncel AKP'nin koruma anlayışı: 'Tüketiciler zarar görmesin' diye bir kuruma daha sansür yetkisi Güncel