Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan'dan iktidara: 'Bahçeli kendisini kayyım mı atadı?'
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan yaptığı açıklamada AKP iktidarına ve Devlet Bahçeli'ye tepki gösterdi.
Gelecek Partisi Sözcüsü Serkan Özcan partisinin gündeme dair görüşlerini kamuoyu ile paylaştı.
Özcan yaptığı açıklamada, "Çok daha büyük bir sorunumuz ise siyasilerin, gazetecilerin ve yargının tehdit edildiği, saldırıya uğradığı bir ülkede iktidarın kim olduğu meselesidir. Evet, bu ülkeyi kim yönetmektedir? Ülkede bir kayyım düzeni mi hakimdir? Sn. Bahçeli kendisini AK Parti’ye kayyım mı atamıştır?" ifadelerini yöneltti.
Özcan'ın açıklamaları şöyle:
"MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, son zamanlarda sıklıkla asgari nezaket ve sorumluluk anlayışından uzak bir tutum içerisinde siyasi ve toplumsal barışı tehdit etmektedir.
Bahçeli, iktidar denklemi içerisinde üstlendiğini farzettiği hayali fonksiyonuna dayanarak, her gün büyük bir sorumsuzluk, pervasızlık ve nezaketsizlikle siyasi iklimi ve toplumsal barışı zedelemektedir.
Siyasetçi, akademisyen, kanaat önderi ve gazetecileri isim vererek hedef göstermekte, hedef gösterilen kişiler kısa süre içerisinde saldırıya uğramaktadır.
Son saldırıların hedefi Gelecek Partisi olsa da bu saldırıların asıl hedefi, ülkemiz, milletimiz, demokrasimiz ve ekonomimizdir. Mecliste ve milletin önünde meşru siyaset yapmaktan aciz hale gelenler, ülkemizi kaosa sürükleyecek tehlikeli provokasyonların peşine düşmektedirler.
Mafya-siyaset ilişkilerinin ülkemize maliyetleri hafızalarda canlılığını korumaktadır. Siyasi partileri hedefe koyan, gazetecileri tehdit eden, sokaklara şiddet salan, siyaseti kriminalize eden yaklaşımın asıl hedefi de sorumlusu da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AK Parti’dir.
Bahçeli Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gücünü kullanmakta, iktidar içindeki konumunu kullanarak mafyatik bir tutumla kişisel hesabını görmekte, ülkeyi ateşe atmaktadır.
Bahçeli’nin namuslu, haysiyetli, cesur, hakikatleri yazmaktan, dürüstçe gerçekleri kamuoyu ile paylaşmaktan başka hiçbir derdi olmayan gazete ve gazetecilere karşı geliştirdiği şiddet dili ve hedef gösterme ise tam anlamıyla acizliktir.
Cumhurbaşkanı ve AK Parti acilen nasıl bir Türkiye görmek istediğine karar vermelidir. Tehditlerin, kaosun ve şiddetin kol gezdiği bir Türkiye mi, milletin arzuladığı huzurlu bir Türkiye mi?
AK Parti meşru siyasetin, gazetecilerin ve yazarların mafyatik bir dille tehdit edildiği bir Türkiye mi arzulamaktadır? Binlerce insanımızın faili meçhullere kurban gittiği 1990’lara dönen bir Türkiye mi görmek istemektedir?
Bu süreçten 80’ler ve öncesinde mağduriyet yaşayan MHP’li kardeşlerimizin de rahatsız olduklarına kuşkumuz yok. Türkiye’nin geçen yüzyıldaki tabularından ve çatışmalarından tekrar beslenmek isteyenlerin ülkemizin bugününe de yarınlarına da söyleyecek sözleri bulunmamaktadır.
Türkiye kendini ev sahibi milleti kiracı zanneden güruhun kuru gürültüsünden çok geçti. Bu ülkede milletten başka ev sahibi yoktur. Siyasetin demokratik diline karşı tehdit dilini, vatandaşın huzur arzusuna karşı şiddeti yüceltenlere milletimiz hak ettiği cevabı verecektir.
Kendisini devletin sahibi zannedenlerin, hatta milletin sahibi zannedenlerin kuru gürültüsü kimseyi korkutmasın. Bu mafyatik dilin ve yaklaşımın tek özelliği korkmasıdır. Korktukları için bağırırlar, sağa sola hakaretler savururlar. Korktukları için sağı solu tehdit ederler.
Bunlar ancak bir gün siyasi partileri bir gün gazetecileri tehdit ederek, sokakta insanlara saldırarak, milleti terörize ederek var olabilirler. Bunlar ülkemizin bugün ve yarınına dair anlamlı cümle kuramadıkları, inşacı yaklaşım sergileyemedikleri için şiddetten medet umarlar.
Şimdi de sokakta estirdikleri terörü araştıran savcıyı tehdit ediyorlar. Açıkça suç işliyorlar. Ortada Cumhurbaşkanı yok HSK yok hukuk devleti yok. Adalet Bakanı ve İç İşleri Bakanına sesleniyoruz: Açıkça savcıların tehdit edildiği bir ülkede bakan olmaktan hicap etmiyor musunuz?
Çok daha büyük bir sorunumuz ise siyasilerin, gazetecilerin ve yargının tehdit edildiği, saldırıya uğradığı bir ülkede iktidarın kim olduğu meselesidir. Evet, bu ülkeyi kim yönetmektedir? Ülkede bir kayyım düzeni mi hakimdir? Sn. Bahçeli kendisini AK Parti’ye kayyım mı atamıştır?"