Getir'in kurucusu Salur: 'Baştan büyük bir fikirdik'

Abone ol

Getir'in fikir sahibi Nazım Salur neler yaşadıklarını Oksijen'den Elif Ergu Demiral'a anlattı.

Son dönemde adından en fazla söz ettirilen uygulamalardan Getir, Londra'da da hizmet vermeye başladı. Altı yıl içinde hızla büyüyen, 100 motosikletten 1.400 beyaz yakalının, 8 bin kuryenin, 300 bayinin çalıştığı bir büyüklüğe ulaşan Getir giderek daha fazla yatırım aldı.

Silikon Vadisi’nin en önemli yatırımcılarından Michael Moritz’ten Crankstart aracılığıyla, Base Partners’tan, Tiger Global’den, Goodwater Capital’den, Fiba Holding ve Esas Holding’ten son etapta toplam 128 milyon dolar yatırım alarak, 850 milyon dolarlık değere ulaştı.

Getir'in fikir sahibi Nazım Salur neler yaşadıklarını Oksijen'den Elif Ergu Demiral'a anlattı.

Kuruluşunuzda Getir küçümsenmiş olabilir. “Marketten alıp 10-15 kuryeyle ürünleri hızla getiriyorlar” gibi… O dönemde böyle düşünenler neyi görmediler?

İyi gözle bakanlar için de ilk doğduğunda iyi bir işti. Biz “Bu ürünleri 10 dakikada götürebiliriz” dedik. “Ucuza, pahalıya satalım” diye düşünmedik. Oyunu değiştirdik.

Acil market alışverişine çok az fark ödeyerek ulaşmak isteyenler için oyunu nasıl değiştirdiniz?

Hikayenin sonunu önce yazdım. Bu, aşk filminin senaryosunu yazarken, aşıkların kavuşmasını ilk başta yazmak gibi. Getir’in ufak bir sırrı varsa o da hikayeyi sondan yazmasıdır. Biz “elimizdeki imkanlarla ne yapalım” diye bakmadık.

Zaten öyle olunca iyi iş çıkmıyor!

Startup’çı arkadaşlara buradan da söyleyelim; eldeki imkanlara göre başarılı hikaye yazılmıyor.

İlk başlarken hangi boşlukları gördünüz? Örneğin benzer modellerdeki girişimciler marketlerden ya da bankalardan alıp getiriyorlar…

Bakkaldan götürseniz olmuyor. Bakkal zaten 10 dakikada hazırlayamıyor. Hızlı teslimat için sizin bakkal olmanız lazım. 1-2 dakikada hazırlanma, 7 dakikada da gitmesi lazım.

Lokasyon işi çok stratejik. Bunu nasıl kurdunuz ilk dönemde?

BiTaksi sayesinde bir deneyimim vardı. Tüketiciye yakın kaç nokta, kaç depo, kaç kişi, kaç araba, kaç motosiklet lazım? Bunu planladık. Trafikli saatle ölçtük, bunu da Getir uygulamasıyla canlı göstermek istedik.

İlk adımda müthiş bir organizasyon var. Yazılımından uygulamasından depolarına, ürüne kadar…

Kesinlikle. 5-10 bin figüranın oynadığı bir savaş filmi gibi. Trende geçen 3-4 kişilik aşk hikayesi değiliz. Fil doğarken 100-120 kilo, büyüyünce 7 bin kilo oluyor. Biz de öyleydik.

Sizde sermaye var mıydı?

Bu fikir aklıma geldiğinde bende para kalmamıştı. BiTaksi’de harcamıştım. İlk parayı Serkan Borançalı koydu. Fikri anlattım ve büyük hissedar oldum. Sağolsunlar beni fikrimle büyük hissedar bıraktılar. Maalesef Türkiye’de fikir çok para etmez…

Getir’in eşikleri oldu. Pandemi en önemli eşiklerden biri miydi?

Pandeminin olumsuz tarafları da oldu. 24 saat çalışıyorduk, şimdi gece çalışamıyoruz. İş hacminin çok arttığı dönemden yararlanamadık. Yeni araçlar alamadık, depolar açamadık. Araç almak istedik, Tofaş satışı durdurdu. Motorlar Japonya’dan gelemedi. Büyüme dinamiğimiz yarattığımız kolaylıktan geliyor. Önce gençler sevdi, sonra ebeveynler ve onların büyükleri. Pandeminin patlattığı bir şirket değiliz.

GetirYemek işine neden girdiniz? Üstelik 81 ildesiniz?

Yemeksepeti Banabi ile bizim işe girince biz de girdik. Yemek işinde monopol bir yapı vardı. Onlar o müşteri gücünü görerek bizim alana girdiler. Biz de onların alanında onları yalnız bırakmamaya karar verdik. Piyasada mücadelemizi yapıyoruz. GetirYemek’le 81 ildeyiz. Türkiye’nin her köşesinden 20 bine yakın restoranla çalışıyoruz. GetirYemek, restoranların günlük kazançlarını ertesi gün öğlene kadar hesaplarına gönderiyor.

Kuryeler trafikte sürücüleri korkutuyor. Kurye eğitimi, denetimi için ne yapıyorsunuz?

Kullandığımız teknoloji sayesinde sert fren yapsalar görüyoruz, sürüş hızlarını görüyoruz. Motosikletin hangi eğimle viraja girdiğini görüyoruz. Eğitimden geçiyorlar. Kuryelik meslek olsun istiyoruz. En alt seviyede gelir yaratan bir işti biz sektöre girdiğimizde. Bırakın özel sağlık sigortasını, 5-6 yıl evvel yarısından çoğunun sigortası yoktu.

Getir artık Londra’da. Ne zamandır planlıyordunuz? Nasıl gidiyor?

Daha ilk kurduğumuzda birinci gün hedefimiz yurtdışıydı. Türkiye’den çıkmış ilk orijinal iş bu. Teknoloji vasıtasıyla bu işi tüm şehirde bu hızda yapmak ilk bizim işimiz. İngilizce yazıldı kod. Uygulama İngilizce ve Türkçe yazıldı. İşe hep İngilizce bilen, yurtdışında da çalışabilecek insanları aldık.Londra’ya gidişimiz gecikti.Son 5 yılda inişler çıkışlar oldu. Tam yatırım alacaktık, ülke gündemi karıştı. Londra’ya cephanemiz iyi gitmeliydik. İlk gün 5 nokta açtık. İlk günden 1.5 milyon Londralı’yı kapsadık. Biz Londra’ya maç kazanalım diye gittik. Londra’da Getir ismimizle varız.

Yatırım aldıkça yurt dışına açılmaya devam edeceksiniz, değil mi? Londra dışında da hedefler var.

Geçtiğimiz yıllarda düşük değerlerle yatırım almadık. Düşük değerli bazı yatırımları reddettik. Şirketimiz Türk kurucuların kontrolünde olsun istedik. Hem parayı almak hem de kontrolü tutmak kolay değil. Bugüne kadar bunu becerdik. Bundan sonra da bunu yapacağız. Türkiye’den başarılı startup şirketler çıktı, ama çok erken aşamalarda yatırım alarak yüzde 20 hissenin altına indiler.

Getir’i satmak değil yumurtalarından yararlanalım diyorsunuz…

Aynen. Büyütüp satmak değil, Getir’in büyümesinden yararlanarak yeni işler olabilir.

Türk Ekonomi Bankası'nın 2020 yılına ilişkin net karı belli oldu Ekonomi Rasim Ozan Kütahyalı 'yanlış' dedi: Doları 7,35-7,65 seviyesinde tutmaya söz vermiştiniz, 7 lira oldu! Ekonomi Türkiye 2020’de en çok nelerden şikayet etti? İşte en ilginç şikayetler Ekonomi Geciken doğal gaz faturalarına 10 taksitle ödeme fırsatı Ekonomi