Gomidas Vartabed'in kilisesi artık yok!
Besse Kabak, Türkiye'de yıkılan ve satılığa çıkarılan kiliselerle ilgili Agos Gazetesi'nde bir yazı kaleme aldı.
Gomidas Vartabed’in 150’inci doğum yıldönümünde, 2019 yılında Sofya Kalantaryan’la birlikte Kütahya’ya yaptığımız ziyarete o tarihi kiliseyi uzaktan da olsa görebilmiş olmanın verdiği mutluluğunu düşündükçe, bir daha asla yeri doldurulamayacak böylesi değerli bir eserin yerle bir edilişinin verdiği acı katlanarak artmaya devam ediyor.
Besse Kabak, Türkiye'de yıkılan ve satılığa çıkarılan kiliselerle ilgili Agos Gazetesi'nde bir yazı kaleme aldı. Kabak'ın Gomidas Vartabed'in kilisesi artık yok başlıklı yazısı şöyle:
Sizlerden, birilerinin, Makedonya'daki Alaca Cami veya Mustafa Paşa Camiini bir şekilde kendi mal varlığına geçirmiş olduğunu, önce sinema sonra da düğün salonuna çevirmekle kalmayıp en sonunda da yıktığını düşünmenizi isteyeceğim.
Düşüncesi dahi insanın yüreğini buruyor değil mi?
İşte bizlerin de yürekleri 107 yıldır maruz bırakıldığımız bu tarz yıkımlar nedeniyle her seferinde acıyla burulmaya devam ediyor.
Geçenlerde satılığa çıkarılan bir başka kilise nedeniyle yaşadığımız üzüntü son bulmadan, bir kez daha, hem de bu sefer Kütahya’da, 15'inci asırdan bu yana var olan tarihi Surp Toros/Teodoros kilisemizin yıkım haberiyle yüreğimiz buruldu.
İncil’de yer alan İsa Mesih’in Kudüs’e girişte söylemiş olduğu "Bunlar susacak olsa, taşlar bağıracaktır," (Luka 19- 40) sözü gerçeklerin asla susturulamayacağını hatırlatır bizlere.
Öyle ya, 1915’te Tekirdağ, Edirne, Bursa, Trabzon, Giresun, Ankara, Çorum, Maraş Antep ve daha onlarca şehirde yaşatılan acılara tanık olan, o acıları dile getirecek insanların sayısı artık yok denilecek kadar azaldı. Ancak yerle yeksan edilen, atalarımızdan kalan asırlık değerlerimize ait her bir taş, hala kaybedilen canlarımız yerine konuşmaya, bizlere yaşatılan acıları, kayıpları, yok edilen yaşamları haykırmaya devam ediyor.
Sosyal medya üzerinde yapılmış olan bir paylaşıma göre kilise binasına sahip olan aile üyelerinden biri, kilisenin yıkımı için “1951 yılında Kütahya’nın ilk sineması olarak inşa edilen Saray Sineması. 1951 yılı için böyle bir vizyonu olan dedeme ve babama hep hayranlık duydum. Seyirciyi sinemaya ücretsiz taşımak için ilk halk otobüsünü hayata geçirmiş dedem... Yıllardır verdiğim mücadele sonunda Ocak 2021 yılında yıkım yapıldı. Saray Sineması Kütahya için tarihteki yerini aldı. Hatıralarda yaşayacak artık” şeklinde bir açıklamada bulunmuş.
GOMİDAS VARTABED’İN MEMLEKETİ
Gomidas Vartabed’in 150’inci doğum yıldönümünde, 2019 yılında Sofya Kalantaryan’la birlikte Kütahya’ya yaptığımız ziyarete o tarihi kiliseyi uzaktan da olsa görebilmiş olmanın verdiği mutluluğunu düşündükçe, bir daha asla yeri doldurulamayacak böylesi değerli bir eserin yerle bir edilişinin verdiği acı katlanarak artmaya devam ediyor.
Daracık sokağı tırmandıktan sonra karşımıza çıkan, Gomidas Vartabed’in de ilahiler okuduğu Surp Toros/Teodoros kilisesinde bu kez de onun için dualar, ilahiler okumayı çok istemiştik. Ancak ‘kilisenin sahibi’ ile yapılan telefon görüşmesinden olumsuz cevap almamız üzerine asırlık acıları sırtına yüklenmiş olan kilisenin o tahta kapısının önünde kalakalmıştık. Sonra da “Varsın içeri girmeyelim. Aslolan niyet etmek, adağını yerine getirebilmektir. Biz de kilisenin kapısının önünde, merdivenler üzerinde yaktığımız mumlar eşliğinde onun için dualar okuruz” demiştik.
Kapısının önünde dahi dua etmeye razı geldiğimiz o kilisemizin artık yok edildiği bilgisinin edindikten sonra tüm gece yüreğimi kemiren acı yüzünden gözümü uyku tutmuyor..
ERMENİLER’İN HEP HATIRASINDA KALACAK
Kilise binası Kütahya’da pek çok insanın hafızasında sinemanın yanı sıra bir dönem de Kütahyalı ailelerin çocuklarının mutluluklarını dostlarıyla paylaştıkları ‘Düğün Salonu’ olarak yer edecek.
Ancak biz Ermenilerin hatıralarında ise yıkıldığı her seferinde Kütahya’da yaşayan Ermeni çini ustaları tarafından yeniden inşa ettirilen, kutsal yağlarla mesh edilen duvarlarında asırlar boyunca buhurdanlıklardan tüten kokunun, okunan duaların, ilahilerin sinmiş olmasına karşın, 21. asrın başında yerle bir edilen beş asırlık geçmişi olan bir kilise olarak yer edecek.
YERİNE NE YAPILACAK?
Yerle yeksan edilen tarihi kilisemizin yerine inşa edilecek olan binaların, tarihi Kütahyamıza kazandırmış olacağı değeri bilmiyorum. Ama olur da binaları satmakta zorluk çekip zarar edecek olursanız Kütahya’ya gelen turistleri oraya getirerek “Bir zamanlar Kütahya’nın bu mahallelerinde, yaptıkları çinilerle Kütahya’yı dünyaya tanıtan Ermeni çinici aileler yaşarmış. 1512 yılındaki kaynaklarda Ermenilerin o tarihte Kütahya’da yaşadıkları mahallerde üç kilise inşa etmiş oldukları bilgisi yer almaktaymış. En eski Ermeni kilisesinin 1411 tarihli Germiyan Zadeler [Germiyanoğulları] Vakıfnamesinde yer aldığını, ancak muhtemelen bahsi geçen bu kilisenin yıllar önce yıktırılıp yerine lojmanlar yaptırılmış olan, Surp Asdvadzadzin kilisesi olduğunu” söylersiniz.
Sonra da devam edersiniz: “Ama sizlerin dolaşmakta olduğunuz bu binaları yaptırmak için yıktırdığımız Surp Toros/Teodoros kilisenin de kendi çapında değerleri vardı; Kütahya’da dünyaya gelen dünyaca ünlü besteci, etnomüzikolog, koro şefi, derleyici, Ermeni müzik okulunun kurucularından Rahip Gomidas yıktığımız bu tarihi tarihi kilisede tam olarak 1869 yılının 29 Eylül’ünde vaftiz edildi; güzel sesleriyle nam salan muganni babası Kütahyalı Kevork Soğomonyan ve amcası Harutyun Soğomonyan gibi Gomidas Vartabed de o güzel sesiyle bu kilisedeki yapılan ayinlerde ilahiler okudu, muhtemelen anne ve babasının cenazelerinin de bu kiliseden kaldırıldı”
En sonunda da şayet ruhsal gözleriniz, kulaklarınız açıksa, geceleri hüküm süren sessizliğe kulak kabartıp, o sessizlik içinde, Gomidas Vartabed’in çocukken okuduğu o güzel ilahilerin ya da 1910 yılında Kütahya’yı ziyaret ettiğinde kurmuş olduğu 100 kişilik çocuk korosuyla birlikte bu kilisede vermiş olduğu iki muhteşem konserde yer alan şarkıların tınısını duyabileceklerini söyleyebilirsiniz...
*Bu yazı ilk olarak 31 Ocak 2021'de Agos Gazetesi'nde yayınlanmıştır.