Güleda Cankel'i katleden Zafer Pehlivan yarın hakim karşısına çıkacak
Güleda Cankel’in katili Zafer Pehlivan’ın yargılanmasına yarın başlanıyor.
İhmaller zinciri sonucunda öldürülen Güleda Cankel’in katili Zafer Pehlivan’ın yargılanmasına yarın başlanıyor.
Güleda’nın babası, katilin en ağır cezayı almasını isterken ailenin avukatı Alev Öztürk ise “İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, Güleda yaşıyor olacaktı” dedi
Isparta'da 19 yaşındaki üniversite öğrencisi Güleda Cankel'i öldüren Zafer Pehlivan'ın yargılanmasına yarın başlanacak. Isparta 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 09.00’da görülecek ilk duruşma kapsamında katil Pehlivan hakkında ‘tasarlayarak’ ve ‘canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme’ suçlarından ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası isteniyor.
Güleda’nın babası Mustafa Cankel ve ailenin avukatlarından Alev Öztürk BirGün'den Dilan Esen'e konuştu.
Söyleyecek söz bulamadığını söyleyen baba Cankel, “Bizim isteğimiz katilin en ağır cezayı alması ve cezasız kalmaması. Adalet istiyoruz” dedi. Cankel ailesinin Avukatlarından Alev Öztürk ise Güleda’nın verdiği 17 saatlik mücadele sonucunda öldürüldüğünü hatırlattı. Olayın polise yansıdığını ve herhangi bir koruma tedbiri alınmadığını da anımsatan Öztürk, İstanbul Sözleşmesi ile 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu’nun önemine değindi.
"Suç duyurusunda bulunacağız"
Cinayetin öncesinde Güleda’nın darp edildiğini söyleyen Öztürk, şöyle konuştu:
“Güleda’nın, katil Zafer Pehlivan tarafından darp edildiğini görenler polise ihbarda bulunuyor. Güleda, olaylar daha da fazla büyümesin korkusu ve çaresizlikle şikâyetçi olmuyor. Hastaneye götürülüyor ve burada bütün izlere rağmen ‘basit tıbbi müdahale ile giderilebilir’ şeklinde rapor düzenleniyor. Her ikisinin de ifadelerinde katilin Güleda’yı ölümle tehdit ve darp ettiği geçiyor. Buna rağmen İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı yasa gereği kolluk re’sen harekete geçip güvenlik tedbirleri almıyor. Kolluk tarafından yasanın uygulanmasında bir isteksizlik var. Çok ciddi bir ihmal söz konusu. Sorumlular hakkındaki suç duyurusunu mahkemeye sunacağız.”
"Zaten öldürme suçu açık, itirafı var"
Karşı taraftan suçun değişmesi üzerine bir savunma beklediklerini aktaran Öztürk, “Zaten öldürme suçu açık, itirafı var. Cezası belli; müebbet hapis. Ne söyleyeceklerini biz de bilmiyoruz. Bütün kadın cinayetlerinde olduğu gibi daha çok erkeklik gururu gibi kendini savunamayacak ölmüş bir kadına yönelik bir takım sorgulamalar ve ithamlar olacaktır diye düşünüyoruz” diye konuştu.
"İstanbul Sözleşmesi’ne çok ciddi saldırılar var; kadın cinayetleri politiktir"
Yaşanan olayda kamu görevlilerinin, kanunlara yönelik büyük bir ihlalinin olduğunu söylemeye devam ettiklerini dile getiren Öztürk, şöyle dedi:
“6284 sayılı yasanın 7. Maddesinde tedbir kararlarının re’sen alınması gerektiği çok net şekilde yazıyor. İstanbul Sözleşmesi de çok net şekilde şunu söyler: Mağdur şikayetinden vazgeçse dahi koruma tedbirlerinin uygulanması yönünde her türlü gerekli tedbirin alınması devletlere sorumluluk olarak yüklenmiştir. Ayrıca devlete de buna dair gerekli tedbirleri de alacaksın, der. Zaten şüpheli darp ettiğini mağdur da darp edildiğini beyanında söylüyor. Bir form doldurtuyorlar, oradaki ‘Sizi daha önce öldürmekle tehdit etti mi?’ sorusuna ‘Evet’ cevabı veriliyor. Tüm bu verilerle birlikte 6284’ün re’sen uygulanmaması tamamen yasalara aykırı tehdit etmek ve kolluğa ve savcıya yasayla birlikte yüklenen görevi yerine getirmemek demek. İstanbul Sözleşmesi’ne çok ciddi saldırılar var, aileyi bozduğu gibi aslında gerçeklerle hiç alakası yok. Kadınlar emniyet biriminden dışarı çıktığı zaman ölümle karşı karşıya. Yukarıdan çok ciddi şekilde karalama yapılıyor. Uygulayıcılar da ‘Zaten uygulamasam da kimse bana bir şey demez’ diyor. Bütün kadın cinayetleri politiktir. Güleda Cankel cinayeti de politiktir.”