Gürsel Tekin: Kim bu 'keyifçi' bakan?
CHP'li Gürsel Tekin, Bakanlık görev yetkileriyle bağdaşmayan ve kamu zararı oluşturan “keyifçi” bakanın kim olduğunun kamuoyuyla paylaşılması gerektiğini söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Bakanlık görev yetkileriyle bağdaşmayan ve kamu zararı oluşturan “keyifçi” bakan ve ekibinin kim olduğunun kamuoyu tarafından öğrenilmesi ve bundan böyle kamu yönetiminde daha dikkatli, tedbirli, özenli davranılması adına konuyu, yazılı soru önergesi vererek Meclis gündemine taşımıştır.
Sayıştay 4. Dairesi Başkanlığı’nın 2014 yılında yaptığı incelemelerde, bir bakanlığın bakan, müsteşar ve danışman odalarına Digitürk keyif (spor, belgesel, müzik) paketleri aboneliği yaptırdığını tespit ettiği haberi basında yer almıştır.
Sayıştay 4. Dairesi Başkanlığı tarafından, bakanlığı denetleyen raportörün ileri sürdüğü deliller doğrultusunda başlayan dava süreci, 2018 yılında karara bağlanmış ve Temyiz Kurulu’nun aldığı “kamu zararı yoktur” kararına rağmen düzenlenen ek rapor bilgileri ışığında kamu zararı olduğuna oyçokluğuyla karar verilmiştir.
Sayıştay Başkanlığı 4. Dairesi, bakan ve müsteşar makam odaları ile danışman odalarına ait Digitürk ‘keyif’ paketleri (sporsever, belgesel, çocuk, müzik ve eğlence, haber ve dünya paketleri) ile ‘süper lig’, ‘film’, ‘şampiyonlar’ paketlerine ilişkin abonelik bedellerinin kurum bütçesinden ödenmesinin yasal dayanağı olmadığını belirterek, oluşan zararın bakan, müşteşar ve danışmanlardan ortaklaşa ve zincirleme olarak tahsil edilmesine hükmetmiştir.
Tekin’in verdiği önergedeki sorular söyle:
Bahse konu olan Bakanlık hangisidir?
Söz konusu görevliler hakkında idari bir soruşturma başlatılmış mıdır?
Bakan, müsteşar ve danışman odalarına Digitürk keyif paketleri aboneliği ücretleri için kurum bütçesinden ödenen tutar ne kadardır?
Bakan ve bürokratların verdikleri savunmada, keyif paketi satın alınmasının bakanlık görev ve yetkileri dahilinde olduğunu ileri sürmeleri, bakanlık görev yetkileri ve bunları belirleyen ilgili mevzuatlarla örtüşmekte midir?
Digitürk veya diğer dijital platformların abonelik ücretlerinin kurum bütçesinden ödenmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Kurumunuzca bu gibi keyfi harcamaları önlemek adına herhangi bir girişimde bulunulacak mıdır?