Habertürk yazarı: Cinsellik bulaşıcı değildir
Habertürk yazarı Cüneyt Cebenoyan, yandaş medyada çıkan 'Netflix eşcinselliğe yönlendiriyor' şeklindeki haberlerden sonra RTÜK'ün sansür kararını değerlendirdi.
Serdar Turgut, bugünkü "Eşcinsellik yasaklanabilir mi?" başlıklı yazısında, "Beyin yasak tanımaz, sınırsızdır çünkü cinsellik insanın beyninden gelen bir arzudur. Sadece nefsin terbiyesi ile insanın isterse sadece sınırları kendisinin koyabileceği bir şeydir cinsellik." dedi.
İşte Turgut'un yazısı:
Kendisine uymayan her konuyu, her düşünceyi yasaklamaya yıllardır alışmış olan ve bir anlamıyla yasak bağımlısı olmuş Türkiye bu defa imkansızı da gerçekleştirmeye soyunacak gibi.
Kendi normal kanalında akıp gitmekte olan hayatın gerisinde kalmış olan kafaların da baskısıyla çok yakında insanların cinselliklerini nasıl yaşayacağı da kanun hükmünde kararname ile düzenlenmeye çalışılacak galiba.
Hayatımızı kendilerine göre düzenlemeye soyunmaya kararlı olanlar neyin doğru davranış olacağını tam telaffuz etmiyorlar henüz ama neyin olmaması gerektiği konusunda kafaları net gibi.
Eşcinselliği istemiyorlar burası açıkça söyleniyor.
Eşcinsellik içeren film ve dizileri gösteren platformları kontrole tabi tutmak da bu arzunun bir göstergesi.
***
Ben bugünlerde çoğunuzun O.J. Simpson davasından tanıyor olabileceğiniz Alan Dershowitz’in hayatını ve hukuk kitaplarını çalışıyorum.
Dershowitz Harvard Hukuk’ta 'emeritus profesör' olarak yıllardır çalışmakta olan özellikle Simpson gibi toplumsal tepki görmekte olan sanıkların davalarını savunup onları, özellikle temyiz aşamasında, beraat ettirmesi ile meşhur olmuş bir hukukçu.
Toplumda veri olarak kabul edilen, doğru diye herkese empoze edilmekte olan düşüncelere aykırı düşünceleri cesaretle savundu yıllardır bu hukukçu. Bu mücadelesinde ahlak kavramını yeniden sorgulattığı da söylenebilir.
En son olarak cinsel tavırları öne sürerek erkeklere suçlamalar getiren kadınların haksız olabileceklerini hukuk çerçevesinde anlatmaya başladı.
Kadınları otomatik olarak haklı kabul etmeye alışmış olan toplumun onu hiç sevmediği kesin ama ben ondan çok şey öğrenmekteyim ve kadınlar bağlamında öğrendiklerimi yakında da yazacağım.
Ama şimdi konumuz bu değil.
Dershowitz yıllar önce Harvard'da ahlak ve ifade özgürlüğü bağlamında tartışma yaratan bir iş yapmıştı.
Sinemalarda gösterildiği tarihte hakkında çok tartışma çıkmış olan Deep Throat adlı porno filmini Harvard’ın öğrenci yatakhane bölümünde bir gece gösterilmesini sağlamıştı profesör.
Feministler filmin gösterilmesini yasaklamaya çalıştılar.
Dershowitz buna "Yapılmış bir eylemin, söylenmiş bir sözün bundan böyle yasaklanmasını söylemek ayıptır ve düşünce özgürlüğüne aykırıdır ama eylemin henüz yapılmadan, sözün söylemeden yasaklanmasını istemek daha da büyük ayıptır" diyerek tavır almıştı. "Harvard Hukuk Fakültesi'nde porno film yasaklanamaz çünkü istediği takdirde porno film izlemek de ifade ve düşünce özgürlüğüdür" diye cevap vermişti protestoculara Dershowitz.
Ben de aynı fikirdeyim.
Özellikle cinsellik ile ilgili konularda yaşı küçükleri korumak dışında hiç bir yasak konulmaması gerektiğini düşünüyorum. Cinsellik ifade ve düşünce özgürlüğüdür.
Bu konuda yasaklar istense de konulamaz.
Beyin yasak tanımaz, sınırsızdır çünkü cinsellik insanın beyninden gelen bir arzudur. Sadece nefsin terbiyesi ile insanın isterse sadece sınırları kendisinin koyabileceği bir şeydir cinsellik.
***
Bana inanmayanlar için bir deney önerim olacak. Eşcinselliği özendiriyor lafı ortada dolaşıyor ya.
Kendi hayatlarında kadınlardan hoşlanmakta olan erkeklere haydi bir kere farklı olsun sadece deneyeyim diye erkeği arzulayıp onunla sevişmeyi deneyin. Bakalım yapabilecek misiniz bunu?
Eşcinsele de bir defalığına kadını arzulamayı gerçekleştiremezsiniz.
Yani kimsenin başkasının cinselliğinden korkmasına gerek yok.
Cinsellik bulaşıcı değildir. Devletler askere alır gibi kendi vatandaşlarına doğru cinselliği tarif edemez ve bunu empoze de edemez.
Her insanın arzuları ve mutlu olacağı cinsellik türü doğuştan gelir ve zaman içinde kıvamını bulur.
Amerika bir zamanlar eşcinselliği tedavisi olabilecek bir hastalık sanıyordu. Bu hatasının bedelini yıllarca çok mutsuz ettiği insanları ile ödedi.
Eşcinsel hareketin mücadeleleriyle devlete doğru nasıl düşünmesi gerektiği anlatıldı ve herkes aynı fikirde olmasa da toplum bu konuda ortak bir doğruda sonunda uzlaştı.
Ondan sonra ABD'nin tam bir cinsel demokrasi haline gelmesinin yolu da açılmış oldu.
Tutucuların, muhafazakârların eşcinselliği hedef almalarını ve kendi doğrularını empoze etmeye uğraşmalarını şaşırtıcı bulmuyorum da...
Ama onlar da unutmasınlar kontrolü imkansız arzular, sınıf, yaşam tazı farkı filan tanımazlar. Hepimizde, dindarımız deistimiz, ateistimiz, herkeste benzer farklı arzular olabilir.
Bunu için üzerinde anlaşabileceğimiz tanımlarda uzlaşmaya çalışmamız gerekiyor. İşte yine yasaklar koyarak yırtmaya çalışmanın boşuna çabalamaktan ibaret olduğunu nasıl olsa göreceğiz bu yüzden bir an önce daha fazla zaman kaybetmeden bazı tanımları ortaya atıp konuşmak gerekiyor.
Benim çok yararlı bulduğum bir tanım şu:
"İki olgun insan karşılıklı konuşma ve anlaşma sonunda aralarındaki bazı davranışları ortak hoşlandıkları seks olarak tanımlıyorlarsa bu bana uymasa da onlar için bu doğrudur" diyebilmemiz gerekiyor.
Bu tanımı düşünürseniz yaşı küçük çocukların korunmasını dışlamıyor, hiç bir olgun insanın özgürce tercih edebileceği seksüaliyeti de yasaklamıyor, başkalarının ne yaptığına karışmadan kendi cinsel özgürlüğümüzü de yaşayabilmemiz imkanını açıyor bu tanım.
***
Tanım illa da bu olsun demiyorum ama buna benzeyen özgürlükçü tanımlar üzerinde anlaşarak devleti işe karıştırmadan kendi hayatlarımızı düzenleyebiliriz diye düşünüyorum.
Eşcinselliğin bulaşıcı olduğunu sananlar bu noktaya kolay gelemeyecekler tabii ki. Çünkü onların hayatları yersiz korkular üzerine kurulmuş durumda. Bunu da değiştirmek çok zor.
Ama yine de bir yerden konuşarak başlamak zorundayız. Makul olanı bu süreç soncunda mutlaka bulabileceğimizi sanıyorum.